Bakırhan’dan Bahçeli’ye Yanıt: Ferdi Tayfur Dinle İyi Gelir

Partilerini hedef alan Devlet Bahçeli’ye yanıt veren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Bahçeli biraz efkarlı… Ferdi Tayfur dinlesin bence. Ona daha iyi gelir” dedi.

Bahçeli’nin ‘DEM Parti milletvekillerinin maaşları kesilsin’ sözlerine de dikkat çeken Bakırhan, “Meclisten at, belediyesini gasp et, halayını yasakla; partiyi kapat, idam sehpasını kur. Hitler bile öyle değil. Sen kimsin? Bin yıllardır bu coğrafyada yaşamış, kadim halklardan birisi. Ayıptır. ‘Devletin maaşını alıyor’ diyor. 30 milyon Kürt, devlete vergi ödüyor” diye konuştu.

Tuncer Bakırhan, ayrıca, AK Parti’nin kurucu kadrolarının bile MHP’den rahatsız olduğunu belirterek, “MHP, AKP’ye atanmış kayyımdır. İktidar, seçim için bunları söylemiyorum. MHP’nin ipi ile inilen kuyuda kalınır” ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, t24’ten Gökçer Tahincioğlu ve Namık Durukan’ın sorularını yanıtladı. Bakırhan, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, partisini hedef alan açıklamalarına ilişkin şunları ifade etti:

“MHP gerçekten Türkiye’de oyun kurma peşinde değil. AKP, ‘ikinci yüzyıl inşası diye başladı’ ama MHP ile bir inşanın, bir demokrasinin, daha rahat nefes alınacak bir zeminin oluşmasının imkânı yok. Sürekli kendisini sahip gören, üstenci, hakaret ve küfürlerle başta partimiz olmak üzere muhalefeti sindirmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bizi sanırım bu toprakların parçası olarak görmüyor. Biz buradayız, bin yıllardır buralardayız, buralarda olmaya devam edeceğiz.

MHP muhalefetin, mevcut iktidar politikalarına eleştirilerini sindiremiyor. MHP’nin yaklaşımına dikkat ederseniz bugüne kadar Türkiye’deki herhangi bir meselenin çözümüne dönük olumlu tek bir programı, planı yok. Sürekli eleştireni tehdit eden, eleştiriler karşısında kendisini konumlayan ve aslında siyasete ait olmayan bir dili kullanmaya çalışıyor. Türkiye’de bugüne kadar siyaset dili böylesine dibe düşmemişti.

Biz Türkiye halklarına olan saygımızdan dolayı böyle bir dili kullanmayı düşünmüyoruz. Hakaret eden bu faşist zihniyet, anlayış karşısında söyleyeceğimiz tek bir şey var. Biz bunu tanıyoruz, bu dil bizim mücadelemizi engelleyemeyecek. Çetelerle, mafyalarla günün her dakikası, her saati poz veren, fotoğraf veren; onlar için yasal düzenlemeler çıkaran ve bunu aleni, açık bir şekilde yapan bir siyasi partinin bu ülkeye, bu ülkenin geleceğine, halklarına verebileceği bir şey yoktur.

Asıl bağımsız, tarafsız bir yargı olsaydı kapısına kilit vurulacak partinin hangisi olduğunu bence çok iyi görürdük. Sinan Ateş cinayeti… Güpegündüz çakarlı araçlarla bir insan katlediliyor. Her şey açık, aleni bir şekilde ortada. Böylesine pervasızca bir akılla karşı karşıyayız. Biz bu toprakların gerçek bileşenlerinden birisiyiz.

Bölgede işlenen her olay aslında, biraz kazınırsa, arkasındaki bence aktörler çok bellidir. Bu toprakları zehirliyor. MHP’nin dili halkları uzun vadede karşı karşıya getirecek bir zemin yaratıyor. Kavgadan, gürültüden, parmak sallamadan, kapatmaktan başka bir şey bilmiyor. Kirli işlerde büyük, ortaklıkta küçük, insanlık adına herhangi bir katkısı olmayan bir dille bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız. Bu zehirli dil halkları karşı karşıya getirmek istiyor ama zaten tam da biz onun için varız. Bizim varlığımız içeride çıkabilecek olumsuzları engelleyecek bir duruştur.

“Ferdi Tayfur dinlesin”

Bence Bahçeli biraz efkârlı. İktidarını kaybetmesinden kaynaklı, bizim Türkiye sathındaki bütün zemin ve alanlara son süreçte özellikle yoğun bir şekilde girip onların sorun alanlarında buluşmamız, sahiplenmemizden kaynaklı çok efkârlı ama efkarını küfürlerle bizim üzerimizden dağıtma yerine Ferdi Tayfur dinlesin bence. Ona daha iyi gelir.

Bugüne kadar AKP ile MHP’nin ya da başka siyasi partilerin kurmuş olduğu ortaklık ya da ilişki, bunlarla hiç böyle bir ilişki kurmadık. Sürekli eleştirel bir noktadaydık. Şunu da söyledik; demokratik bir anayasa, Kürt meselesinin demokratik çözümü konusunda bir irade varsa, bir irade ortaya çıkarsa biz bu iradenin işlerinin kolaylaştırılmasını sağlarız. Çözüm sürecinde geleneğinden geldiğimiz partinin takındığı tutum da buydu.

Türkiye’nin geleceğine, halkın lehine, demokrasinin, özgürlüklerin lehine atılacaksa bir adım, varsa olumlu bir atmosfer buna katkı sunmak üzerine kuruluydu. Ama bu denendi. Burada bir kez daha gördük ki aslında AKP de meselenin çözümü konusunda sağlam bir iradeye sahip değilmiş, böyle bir perspektifi de yok. Eğer öyle olsaydı devam ettirirdi. Çeşitli gerekçelerle bu havayı bulandıran kimi pratiklerin karşısında sağlam durabilirdi. AKP’yi biraz MHP’ye iten aslında arka plandaki düşünceleriydi. Bizimle alakalı bir durum değil. Kürt meselesi, demokratikleşme, yeni anayasa biraz iktidarlarını devam ettirmek için kullandıkları bir argüman gibi duruyor.

Öyle olmasaydı bu karanlık ittifak bunca yıl devam etmezdi. Bahçeli racon kesiyor AKP yapıyor. Emin olun bakın AKP’nin kurucu lider kadrolarının birçoğu ile ben, partimiz çeşitli zeminlerde karşılaşıyoruz, sohbet ediyoruz dönem dönem, çok rahatsızlar. AKP-MHP arasındaki bu ilişkiden sanırım rahatsız olmayan sanırım sadece saray ve çevresidir. AKP’nin kendi kurucu zemini bence büyük oranda buna karşıdır.”

Tuncer Bakırhan’ın açıklamalarının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir