Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan” Çağrısı Yeni “Çözüm Süreci” Başlatır Mı?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın TBMM’ye gelerek örgütü lağvettiğini açıklaması gerektiğine yönelik sözleri gündemdeki yerini koruyor:
“Terörsüz bir siyaset hususunda herkes ittifak halindeyse değil, elimizi gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Teröristbaşı buyursun terörün bittiğini tek taraflı ilan etmiş demiştim. Bu çağrımın iç yüzünü anlamayan ve saptırmaya çalışanlar fazladır.
Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir: Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Adres İmralı’dan DEM’e uzansın. Hodri meydan buna var mısınız?”
Peki gerçekten yeni bir çözüm süreci mi başlayacak? Ankara kulislerinde Bahçeli’nin açıklaması nasıl yankılanıyor? Bundan sonraki sürece ilişkin AKP’li ve MHP’liler ne öngörüyor? DEM Parti nasıl bir adım atabilir?
DW Türkçe’den Kıvanç El, Bahçeli’nin açıklaması sonrası Meclis’teki siyasi partilere gelişmeleri ve bu açıklamaların anlamını sordu.
Öcalan’a TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşma çağrısı yapan Devlet Bahçeli’nin partisi MHP, 22 Ekim’i bir “milat” olarak yorumluyor. Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’a göre artık siyasette konuşulacaklar “22 Ekim’den önce” ve “22 Ekim’den sonra” olarak anılacak.
Bahçeli’nin Türk siyasetinde birçok krizi bitiren isim olduğunu kaydeden başka bir MHP kurmayı da “367 krizi”, “idam cezasının kaldırılması sonrası yapılan düzenlemeler”, “erken seçim çağrıları” başta olmak üzere siyasette dönemsel krizlerin hepsinde Bahçeli’nin yol gösterici olduğunu savunuyor. MHP’li kurmay, “Türkiye’nin terör belasından da kurtulması için Devlet Bahçeli devreye girdi. Siyasi bir risk aldı. Şimdi terör örgütü, teröristbaşını dinliyor mu, terör örgütü gerçekten silahları bırakmak mı istiyor, yoksa Türkiye düşmanlarının maşası olmaya devam mı edecek? Milletimiz tüm bu gerçekleri görecek” ifadelerini kullandı.
Bir başka MHP’li de partisinin “sert tutumu sebebiyle terör sorununun çözülmediği” suçlamalarına maruz kaldığını belirterek Bahçeli’nin şimdi bir kapı açarak “Buyurun çözün” mesajı verdiğini söyledi. “Elbette terör örgütü ele başı Meclis’e gelip bir konuşma yapmayacak” diyen MHP’li sözlerini, “Ancak mesajlarını geçmişte de verdi, şimdi de verebilir. Yöntemleri var. Bu mesajlar sonrası ‘umut hakkı’ başlığı konuşulur” ifadeleriyle sürdürdü.
AKP kurmayları, Bahçeli’nin yapacağı çağrıya ilişkin dünkü grup toplantısı öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bilgi verildiğini söylüyor. Erdoğan da Bahçeli’nin açıklamasına desteğini sonrası sosyal medya hesabından “Cumhur İttifakı olarak açtığımız tarihi fırsat penceresi hırsa kurban edilmemeli. Siyaset kurumu, Meclis, sivil toplum, basın, akademi ve toplum olarak terörün olmadığı bir Türkiye inşa edelim. Türkiye’nin geleceğinde terör ve terörün karanlık yüzüne yer yoktur. Hep beraber terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz” ifadeleriyle ilan etti.
Bahçeli’nin çağrısına ilişkin konuşan bir AKP kurmayı da Türkiye’nin terörden arınması gerektiğini belirterek bölgesel gelişmelere değindi. ABD seçimleri sonrası özellikle Suriye, Irak’ta ve İran’da yeni gelişmeler olacağını kaydeden AKP’li, “Kuzeye gidelim Rusya-Ukrayna savaşı sürüyor. Türkiye’nin dört bir yanında savaş var. Böyle önemli bölgesel konular varken dışarıya karşı birlik duruşu şart ve içerideki problemlerimizi tek tek çözmemiz gerekiyor. Bu süreci tek başına Kürt sorunu çözümü olarak okumak hata olur. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin, her bir vatandaşının güvenliği içindir. Elbette gerektiğinde terörle mücadeleden geri adım atılmayacaktır” dedi.
Kurmaya göre AKP, “çözüm süreci” ya da “barış süreci” kelimelerine karşı. Daha önceki sürecin toplumda açtığı rahatsızlıklar nedeniyle benzeri bir sürecin yaşanmayacağını kaydeden AKP’liye göre bu yeni süreç, Meclis odaklı ve siyasi partiler arası diyaloglar ile devam edecek. Kurmay, “Elbette anayasa düzenlemesi bu süreçte konuşulur ancak sadece anayasa için adımlar atılıyor demek yanlış analiz olur” diye konuştu.
Bir başka AKP’li de “Eski defterleri, siyasi tartışmaları açmak kolay ancak popülist yaklaşım olur. Artık Türkiye, normalleşme ya da yumuşama kavramlarını kabullendi. Memleketin sorunlarını siyasi zeminde konuşalım, çözelim. Bu bir çözüm süreci değil Türkiye projesidir. DEM Parti de siyasi zeminde kalmalı, terör örgütleri ile net mesafeyi arasına çekmesi şart” yorumunu yaptı. DW Türkçe’nin “Bu açıklamaları neden Erdoğan yapmadı?” sorusuna ise AKP’li kurmay, sürecin AKP veya MHP ayrımı olmadan değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek “Açıklamalara Cumhur İttifakı olarak bakmakta fayda var” yanıtını verdi.
AKP cephesinden dikkat çeken bir açıklama ise MKYK üyesi Orhan Miroğlu’ndan geldi. Miroğlu, sosyal medyadan açıklamasında Bahçeli’ye destek vererek “Kürtleri sivilleşen, mecliste siyaset yapmaya davet eden bir yerde duruyorum. Bu neredeyse 20 yıllık ömrümü aldı. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde Devlet Bey’in yaptığı çağrı tam da bizim durduğumuz yeri destekleyen bir çağrıdır. Artık adım atması gereken Abdullah Öcalan’ın kendisidir” dedi.
Miroğlu’na göre PKK’yı Öcalan kurduğuna göre onun tasfiye etmesi gerekiyor. “Dokuz8Haber” sitesine de konuşan Miroğlu, “Kandil Öcalan’ı dinler mi?” sorusuna da “Türkiye’de böyle bir çağrının yapılması, örgüt ister dinlesin ister dinlemesin, PKK’nın aleyhine işleyecek bir sürecin başlangıcı olacağını düşünüyorum. Yani bugün DEM’e oy veren 6 milyon insana Bahçeli’nin çağrısı sorulsa eminim ki yüzde 90’nı olumlu karşılayacaktır. Son 20 yılda Kürtler arkasında durmasaydı AK Parti ve sayın Cumhurbaşkanı Türkiye’yi yönetemezdi. Ne zaman ki Kürtler AK Parti’den uzaklaştı AK Parti iktidar sorunu yaşamaya başladı. İktidar bağlamında AK Parti ve DEM’in dışında başka bir partisi var mı? yok işte” yanıtını verdi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Devlet Bahçeli’nin teklifinin terörle mücadeleye “ağır bir darbe” olduğunu söyledi. Erbakan, “Muhatap aranıyorsa, Kürt halkının temsilcisi terörist elebaşı değil; siyasi partiler, STK’lar, kanaat önderleri ve bölgedeki vatandaşlarımızdır” dedi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Serkan Ramanlı da “Toplumsal barışa hizmet edecek her türlü adıma HÜDA PAR olarak destek veririz” açıklaması yaptı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Devlet Bahçeli’nin açıklaması sonrası “Ortadoğu’da ve Türkiye’de barışın muhatabı, İmralı’da ağır tecridin altında bulunan Abdullah Öcalan’dır. Kürt sorununun çözümü Meclis’tir, parlamentoda ve siyasette muhatap DEM Parti’dir. Bir başlangıç olacaksa tecrit derhal kaldırılmalıdır” dedi.
Bahçeli’nin açıklamaları ilk etapta DEM Parti’de şaşkınlık yaratırken parti içerisinde arka arkaya yapılan toplantılar ile süreç anlamlandırılmaya çalışıldı.
Bir DEM Parti kurmayı, “İmralı doğru adrestir. Bahçeli’yi duyunca ‘galiba bu sefer olacak bu iş’ dedim. Öncelikle yasal bir çerçeve çizilmesi şart” ifadelerini kullandı. DEM Parti kurmayı, “Anayasa için yaptıklarına dair yorumlar için erken. ‘Anayasa ver, Öcalan’ı al’ demek kolaycılık. Bu daha ileri daha geniş bakılması gereken bir süreç olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
DEM Parti’de şu aşamada ilk beklenti Öcalan’a ziyaret. Öcalan’ın avukatları, ailesi ve DEM Partililerin talepleri yaklaşık 3,5 yıldır geri evriliyor ve görüşmelere izin verilmiyor. Ancak DEM Parti kurmayları kısa vadede bir görüşme olmasından umutlu. Bu konuda dikkat çeken isim ise Öcalan’ın yeğeni DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan. Ömer Öcalan’ın her hafta yaptığı rutin görüşme başvurusuna onay verilmesi bekleniyor.
CHP’ye göre “siyasi hamle”
Bahçeli’nin açıklaması sonrası kurmayları ile değerlendirme yapan ve grup toplantısı metninde revizyona giden CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Güneydoğu turuna bu tartışmanın gölgesinde çıktı. Grup toplantısında dün “CHP olarak diyoruz ki bu ülkede terörün bitmesine, annelerin gözünün yaşının silinmesine biz tam destek vereceğiz. Bu iş, sadece bir aktörün çağrısıyla değil, TBMM’de, tüm partilerin eşit şekilde yer aldığı bir süreçte çözülmelidir. Kürtlere tam olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum” diyen Özel’in Doğu illerine yapacağı ziyarette daha geniş çerçevede mesajlar vermesi bekleniyor.
CHP içerisinde Bahçeli’nin açıklamalarının “barış ve çözüm” için önemli olduğunu düşünenler olduğu kadar bu sözlere temkinli yaklaşanlar ve “bu seçim ve anayasa yapımı için siyasi hamle” değerlendirmesi yapanlar da çoğunlukta. CHP kurmaylarına göre Erdoğan yeniden aday olabilmek ve yeni anayasayı yapabilmek için DEM Parti ile yeni bir yol arıyor. Özgür Özel’in hafta başında Edirne’de tutuklu HDP eski eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettiğini vurgulayan CHP kurmayları, “Bu görüşmeden rahatsız olunduğu belli. Demirtaş sürecin dışına itilmeye çalışılıyor. Demirtaş’sız bir çözüm olmaz. Biz de Demirtaş da Meclis’e vurgu yapıyoruz, bunu dillendirmeyi sürdüreceğiz” değerlendirmesi yapıyor.
İYİ Parti ise Bahçeli’nin açıklamaları ile tüm bu süreci bir “tezgah” olarak yorumluyor. Bu sürece sert bir muhalefet edilmesi gerektiği de parti içinde seslendiriliyor.
Bahçeli’nin Öcalan için gündeme getirdiği “umut hakkı” bir süre önce DEM Parti tarafından gündeme taşınmış ve Meclis’e bir kanun teklifi de verilmişti.
MHP’li Feti Yıldız, Bahçeli’nin açıklaması ile gündeme gelen umut hakkını “Hükümlünün salıverilmeyi umut etme hakkı. Bu kavram müebbet ağır hapis cezasına mahkum edilmiş hükümlünün bir gün salıverilmeyi beklemek hakkını ifade etmek için kullanılmaktadır” sözleriyle açıklandı.
İdam cezası kaldırıldığında idam cezasının TCK’daki karşılığı “ağırlaştırılmış müebbet” olarak belirlenmişti. Terörle Mücadele Kanunu’na göre cezası idamdan ağırlaştırılmış müebbet hapsine çevrilenlerin ise koşullu salıvermeden yararlanamaması ve ömür boyunca cezaevinde kalması öngörülmüştü. “Öcalan düzenlemesi” olarak adlandırılan bu uygulama AİHM tarafından eleştiriliyor. AİHM, 2014’te verdiği kararla Abdullah Öcalan’ın “şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını Sözleşme’ye aykırı bulmuştu.
DEM Parti, AİHM kararları gereği “umut hakkı” çerçevesinde yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyor. Bu düzenlemenin iktidar tarafından Meclis gündemine getirilmesine dair bir çalışma şu aşamada bulunmuyor. Ancak AKP kurmayları, bu konuda bir çalışmanın yapılmasının zor olmadığına da dikkati çekiyor.