Diyarbakır’ın Süsü “Hevsel Bahçeleri”

Diyarbakır, gezilecek yerler ve tarihiyle dikkat çekiyor… Hevsel Bahçeleri, Diyarbakır’ın güneybatısında yer alır. Dicle Nehri’nin debisinin azalmasıyla oluşan delta, zamanla verimli bostan ve bahçelere dönüştü. 

1960’lı yıllara kadar Kürtçe’de adına “Hoser” denen sık ağaçlıklı bu alan, süreç içinde Hewsel, Esfel gibi adlar aldı.

Uzun yıllar şehrin bütün sebze ve meyve ihtiyacı bu bahçelerden sağlanmıştır. Dicle Nehri kıyılarındaki bahçelerde güvercin gübresinden yararlanılarak ünlü Diyarbakır karpuzları yetiştirildi. Kent halkı eskiden Hevsel’in nehre yakın yerlerinde yazları kamıştan ve tahtadan yapılan hüllelerde serinlermiş.

Hevsel’in Sırrı

Şehre Urfa ve Karacadağ istikametinden gelen Evliya Çelebi patlıcan tarlalarını görür, “Eyvah!” der ve ekler: “Burada bana çok iş düşeceğe benzer. Asık suratlı ve mide şikâyeti olan insanlarla çokça karşılaşacağım.”

Kente giren Çelebi, yanağından kan fışkıracak gibi sağlıklı ve gürbüz insanları görünce şaşırır. Sonra Mardinkapı’dan çıkıp da Hevsel Bahçeleri’ni ve Dicle kıyısındaki karpuz bostanlarını görünce sırra vâkıf olur ve der ki: “Demek ki patlıcanın zararlarını bu bahçelerde yetişen karpuzlar gideriyor.”

Diyarbakır kısa tarihi

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir.

Diyarbakır’ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmış ve medeniyetlerin iz bıraktığı bir şehir olmuştur. Tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir kenttir.

Tarih boyunca Amida, Amidi, Amid, Kara-Amid Diyar-Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde El-Cezire denilen bölgede Bereketli hilalin kalbinde yer almaktadır.

Diyarbakır’ın köklü tarihi 12.000 yıl önceye uzanıyor. Son yıllarda kentin Bismil ilçesinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, M.Ö. 10.400-9250 yıllarında “KörtikTepe”de yerleşik hayata geçildiği ortaya çıkmıştır.

Anadolu’nun en eski tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan tarihiyle sadece bölge tarihimize değil dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır.

Paleolitik ve Mezolitik devirde de Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşamın bulunduğu ortaya çıkmıştır. Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları, Ergani yakınlarında Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir.

M.Ö. 3000’li yıllarda şehrin merkezinde izlerine rastlanan Hurrilerin, bölgeye hâkim olmasıyla Diyarbakır’ı yurt edinme çabaları başlamış, ardından Mitaniler, Abbasiler, Mervaniler, Büyük Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete yurt olmuştur. Diyarbakır, medeniyetlerin mekânsal ve mimari özellikleriyle az bulunur kültür ve tarih mirası taşımaktadır.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Diyarbakır Surları, kentin sayısız eserlerinin başında gelmektedir. Kuşbakışı kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatmış ve İç Kale ve Dış Kaleolmak üzere iki bölümden oluşmuştur.

Diyarbakır Surları, eskilik ve yükseklik bakımından dünyadaki kaleler arasında birinci sırada yer alır. Tamamına yakın kısmı günümüze ulaşan ve birçok medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır Kalesi, zamana meydan okuyarak yaklaşık beş bin yıldır ayakta durmaktadır.

3-5 metre kalınlığı ve 11-12 metre yüksekliği ile görülmeye değer bir heybete sahiptir. 5.500 metre uzunluğundaki Diyarbakır Surları, 82 burçla taçlandırılmış ve şehrin boynuna adeta bir gerdanlık gibi sarılmıştır. Milad öncesi ve milad sonrası izleri, 63 ayrı kitabede ve sayısız figürlerinde saklamış, bir yazıtlar ve kabartmalar müzesi niteliğine sahiptir.

Kültürel kimliğiyle; yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri sayılır. Kent tarihsel potansiyeliyle adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğindedir. Birçok medeniyete beşiklik eden kent döneminin tanığı olmuş ve gelen her medeniyetin izlerini barındırmaktadır.

Paylaşın

İşsizlik 2018’de 83 Bin Artarak 3 Milyon 537 Bin Oldu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ‘İşgücü İstatistikleri 2018’ verilerine göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yıl 2017’ye göre 83 bin kişi artarak 3 milyon 537 bin kişi oldu.

İşsizlik oranı, geçen yıl bir önceki yıla kıyasla 0.1 puan artarak yüzde 11’e yükseldi. 2017’de işsizlik oranı yüzde 10.9, işsiz sayısı ise 3 milyon 454 bin olarak açıklanmıştı.

Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) işsizlik oranı 2018 yılı için 11.3 olarak öngörülmüştü.

15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 0.5 puanlık azalış ile yüzde 20.3 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 0.1 puanlık artışla yüzde 11.2 seviyesinde gerçekleşti.

İstihdam edilenlerin sayısı 2018 yılında, geçen yıla göre 549 bin kişi artarak 28 milyon 738 bin kişi, istihdam oranı ise 0.3 puanlık artış ile yüzde 47.4 oldu.

2018’de tarım sektöründe çalışan sayısı 167 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 717 bin kişi arttı.

İşsizlik oranı en yüksek yüzde 25 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt bölgesinde; en düşük yüzde 5,1 ile Kastamonu, Çankırı, Sinop bölgesinde görüldü.

Paylaşın

Diyarbakır’ın Geçmişini Günümüze Bağlayan ‘Müzeleri’

Diyarbakır, gezilecek yerler ve tarihiyle dikkat çekiyor… Dicle Nehri’nin yanında yükselen bazalt platonun doğu kıyısındaki geniş düzlükler üzerinde kurulmuş olan Diyarbakır, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.

Diyarbakır’a yolu düşen hemen herkesin gezip görmesi gereken yapılar arasında müzelerde önemli bir yer tutmaktadır. Haber Kaos ekibi olarak Diyarbakır ili sınırları içinde bulunan müzeleri sizler için derledik.

Diyarbakır Müzesi

Müze, Sincariye Medresesi’nde sergilenen arkeolojik ve etnografik eserlerin yeni binaya taşınması ile 1988 yılında düzenlenmiştir. Müzede Neolitik Çağ’dan itibaren Eski Tunç, Urartu, Assur, Hitit, Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemi eserleri yer alır. Prehistorik devir seramikleri, Roma stelleri, heykel ve mimari parçaları, Artuklu çinileri, Osmanlı devri ahşap eserleri, silahlar, tekke eşyaları, takılar ve daha pek çok eser kronolojik sıra ile müzede sergilenmektedir.

Ziya Gökalp Müze Evi

Diyarbakır’ın tipik sivil mimarlık örneklerinden biri olan ev, 1808 yılında inşa edilmiştir. İki katlı bu yapıda malzeme olarak siyah bazalt taşı kullanılmıştır. Ünlü düşünür Ziya Gökalp’ın 1876 yılında doğduğu bu ev 23 Mart 1956 tarihinde müze-ev olarak ziyarete açılmıştır. Müzede yazara ait eşyaların yanı sıra, yörenin etnografik eserleri sergilenmektedir.

Cahit Sıtkı Tarancı Müze Evi

Ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın Diyarbakır’da doğduğu evdir. Diyarbakır sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak günümüze ulaşmıştır. Müzede, Cahit Sıtkı’nın kitapları, el yazıları, kullandığı eşyalar, fotoğrafları ve kütüphanesi sergilenmektedir.

Diyarbakır kısa tarihi

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir.

Diyarbakır’ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmış ve medeniyetlerin iz bıraktığı bir şehir olmuştur. Tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir kenttir.

Tarih boyunca Amida, Amidi, Amid, Kara-Amid Diyar-Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde El-Cezire denilen bölgede Bereketli hilalin kalbinde yer almaktadır.

Diyarbakır’ın köklü tarihi 12.000 yıl önceye uzanıyor. Son yıllarda kentin Bismil ilçesinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, M.Ö. 10.400-9250 yıllarında “KörtikTepe”de yerleşik hayata geçildiği ortaya çıkmıştır.

Anadolu’nun en eski tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan tarihiyle sadece bölge tarihimize değil dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır.

Paleolitik ve Mezolitik devirde de Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşamın bulunduğu ortaya çıkmıştır. Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları, Ergani yakınlarında Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir.

M.Ö. 3000’li yıllarda şehrin merkezinde izlerine rastlanan Hurrilerin, bölgeye hâkim olmasıyla Diyarbakır’ı yurt edinme çabaları başlamış, ardından Mitaniler, Abbasiler, Mervaniler, Büyük Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete yurt olmuştur. Diyarbakır, medeniyetlerin mekânsal ve mimari özellikleriyle az bulunur kültür ve tarih mirası taşımaktadır.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Diyarbakır Surları, kentin sayısız eserlerinin başında gelmektedir. Kuşbakışı kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatmış ve İç Kale ve Dış Kaleolmak üzere iki bölümden oluşmuştur.

Diyarbakır Surları, eskilik ve yükseklik bakımından dünyadaki kaleler arasında birinci sırada yer alır. Tamamına yakın kısmı günümüze ulaşan ve birçok medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır Kalesi, zamana meydan okuyarak yaklaşık beş bin yıldır ayakta durmaktadır.

3-5 metre kalınlığı ve 11-12 metre yüksekliği ile görülmeye değer bir heybete sahiptir. 5.500 metre uzunluğundaki Diyarbakır Surları, 82 burçla taçlandırılmış ve şehrin boynuna adeta bir gerdanlık gibi sarılmıştır. Milad öncesi ve milad sonrası izleri, 63 ayrı kitabede ve sayısız figürlerinde saklamış, bir yazıtlar ve kabartmalar müzesi niteliğine sahiptir.

Kültürel kimliğiyle; yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri sayılır. Kent tarihsel potansiyeliyle adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğindedir. Birçok medeniyete beşiklik eden kent döneminin tanığı olmuş ve gelen her medeniyetin izlerini barındırmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır’ın Kimliği ‘Hanlar’

Anadolu ile Mezopotamya, Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu, bir köprü görevi yapan Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu’nun merkezlerinden olması sebebi ile önemli hanlara sahiptir.

Diyarbakır ili sınırları içinde yer alan Deliller Hanı, Hasan Paşa, Çiftehan ve Yeni Han’da geçmişte olduğu gibi günümüzde de halı, kilim ve gümüş işleme satan dükkanlar bulunmaktadır.

Deliller Hanı ( Hüsrev Paşa Hanı)

Mardin Kapı mevkiinde bulunmaktadır. Mimari kimliğini koruyarak, günümüze kadar ayakta kalabilmiş hanların en önemlilerinden biridir. 1527 yılında Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa tarafından arkasındaki cami ve medrese ile birlikte yaptırılmıştır. Binanın Deliller Hanı olarak anılmasının sebebi, Hicaz’a gidecek hacı adaylarını götürecek delillerin (rehber) bu handa kalmalarındandır.

Hasanpaşa Hanı

Ulu Cami’nin doğusundadır. Osmanlı dönemi Valilerinden Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Avlulu, iki katlı olarak inşa edilmiştir. Avlunun ortasında sütunlu ve üstü kubbeli bir şadırvan bulunmaktadır.

Çiftehan

Ne zaman yapıldığı, kimin tarafından yaptırıldığı ve mimarı belli olmayan Çifte Han, plan ve mimari özelliklerine bakılarak XVI. yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Halk arasında Borsa Hanı olarak bilinen Çiftehan, bir zamanlar kentin ticaretini döndüğü mekanlardan biriymiş. Sokakla aynı adı taşıyan yapı artık harabe halinde. Han zaman içinde değişik amaçlar için de kullanıldı.

Yeni Han

Kitabesinden anlaşıldığı üzere Seyyid Hacı Abdullah isimli bir kişi tarafından 18. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiştir. Mimarı bilinmeyen han Ulu Cami’nin güneyinde Zinciriye Medresesi’nin arkasında yer almaktadır. Yeni Han zaman zaman yapılan onarımlarla özelliğinin bir kısmını yitirmiştir.

Diyarbakır kısa tarihi

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir.

Diyarbakır’ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmış ve medeniyetlerin iz bıraktığı bir şehir olmuştur. Tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir kenttir.

Tarih boyunca Amida, Amidi, Amid, Kara-Amid Diyar-Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde El-Cezire denilen bölgede Bereketli hilalin kalbinde yer almaktadır.

Diyarbakır’ın köklü tarihi 12.000 yıl önceye uzanıyor. Son yıllarda kentin Bismil ilçesinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, M.Ö. 10.400-9250 yıllarında “KörtikTepe”de yerleşik hayata geçildiği ortaya çıkmıştır.

Anadolu’nun en eski tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan tarihiyle sadece bölge tarihimize değil dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır.

Paleolitik ve Mezolitik devirde de Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşamın bulunduğu ortaya çıkmıştır. Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları, Ergani yakınlarında Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir.

M.Ö. 3000’li yıllarda şehrin merkezinde izlerine rastlanan Hurrilerin, bölgeye hâkim olmasıyla Diyarbakır’ı yurt edinme çabaları başlamış, ardından Mitaniler, Abbasiler, Mervaniler, Büyük Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete yurt olmuştur. Diyarbakır, medeniyetlerin mekânsal ve mimari özellikleriyle az bulunur kültür ve tarih mirası taşımaktadır.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Diyarbakır Surları, kentin sayısız eserlerinin başında gelmektedir. Kuşbakışı kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatmış ve İç Kale ve Dış Kaleolmak üzere iki bölümden oluşmuştur.

Diyarbakır Surları, eskilik ve yükseklik bakımından dünyadaki kaleler arasında birinci sırada yer alır. Tamamına yakın kısmı günümüze ulaşan ve birçok medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır Kalesi, zamana meydan okuyarak yaklaşık beş bin yıldır ayakta durmaktadır.

3-5 metre kalınlığı ve 11-12 metre yüksekliği ile görülmeye değer bir heybete sahiptir. 5.500 metre uzunluğundaki Diyarbakır Surları, 82 burçla taçlandırılmış ve şehrin boynuna adeta bir gerdanlık gibi sarılmıştır. Milad öncesi ve milad sonrası izleri, 63 ayrı kitabede ve sayısız figürlerinde saklamış, bir yazıtlar ve kabartmalar müzesi niteliğine sahiptir.

Kültürel kimliğiyle; yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri sayılır. Kent tarihsel potansiyeliyle adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğindedir. Birçok medeniyete beşiklik eden kent döneminin tanığı olmuş ve gelen her medeniyetin izlerini barındırmaktadır.

Paylaşın

Galatasaray’dan Müthiş Geri Dönüş!

Kadınlar Basketbol Ligi 23. hafta mücadelesinde Hatay Büyükşehir Belediye karşısında 23 sayı geriye düşen Galatasaray, karşılaşmada müthiş bir geri dönüşe imza atarak sahadan 67-65 galip ayrıldı.

Karşılaşmadaki ilk sayılarını Farhiya Abdi’nin turnike basketiyle bulan Galatasaray, mücadelenin ilk iki dakikası geride kalırken Victoria Macaulay’ın basketiyle skoru 4-4’e getirdi. İlerleyen dakikalarda rakibini durdurmakta zorlanan Galatasaray, Hatay Büyükşehir Belediye’nin yakaladığı 2-11’luk seriye engel olamadı ve mücadelenin ilk beş dakikası 6-15’lik skor ile geçildi.

Victoria Macaulay’ın basketiyle çeyreğin bitmesine 04:41 kala gidilen hakem molasına Hatay Büyükşehir Belediye 7 sayılık avantaj ile girdi. (8-15) Mola dönüşü Hatay Büyükşehir Belediye 0-5’lik bir seri yakaladı ve farkı çift hanelere çıkardı. Galatasaray Farhiya Abdi ve Moraih Jefferson ile skor üretse de bu farkı kapatmak için yeterli olmadı. İkinci çeyreğe Hatay Büyükşehir Belediye’nin 11-26’lık üstünlüğüyle girildi.

İkinci çeyreğe daha iyi başlayan taraf Hatay Büyükşehir Belediye oldu. Galatasaray İrem Naz Topuz ve Eda Şahin’in sayılarıyla farkı kapatmaya çalışsa da bu yeterli olmadı. Çeyreğin ilk iki dakikası biterken Hatay Büyükşehir Belediye farkı 23 sayıya kadar çıkarınca Başantrenör Efe Güven molasına başvurdu. Mola dönüşü Galatasaray Sude Yılmaz ve Victoria Macaulay ile 6-2’lik bir seri yakalayınca Hatay Büyükşehir Belediye molası geldi. (21-39)

Mola dönüşü Galatasaray Sinem Ataş’ın üç sayılık isabeti ve Victoria Macaulay’ın basketiyle beraber devrenin son iki dakikasına 26-41’lik skorla girildi. Devrenin son dakikalarını da iyi oynayan Galatasaray, Monika Grigalauskyte ve Victoria Macaulay’ın basketleriyle farkı tek hanelere indirdi. Taraflar soyunma odasına Hatay Büyükşehir Belediye’nin 32-41’lik üstünlüğüyle girdi.

İkinci yarıya Sinem Ataş’ın turnike isabetiyle başlayan Galatasaray, Victoria Macaulay’ın faul çizgisinden kaydettiği isabetten sonra Sinem Ataş’ın elinden gelen üç sayılık basket ile farkı 5 sayıya kadar indirdi. (38-43) Mücadele iki takımın karşılıklı sayılarıyla devam ederken Victoria Macaulay ve Monika Grigalauskyte Galatasaray adına skor üreten isimler oldu. Çeyreğin bitimine 04:53 kala gidilen hakem molasına 42-47’lik skor ile girildi.

Mola dönüşü Hatay Büyükşehir Belediye’nin sayılarına Galatasaray Moriah Jefferson ile cevap verdi. Galatasaray Farhiya Abdi’nin üçlüğüyle çeyreğin son üç dakikasına girilirken skoru 47-50’ye getirdi. Fark üçe indikten sonra Hatay Büyükşehir Belediye’den 0-5’lik bir seri gelince Başantrenör Efe Güven molasına başvurdu. Mola dönüşü Işıl Alben’in üçlüğüyle Galatasaray durumu 50-55’e getirdi ve final periyoduna bu skorla girildi.

Son çeyreğe Moriah Jefferson’ın üçlüğü ile başlayan Galatasaray, savunmadaki sertlik seviyesini arttırarak Hatay Büyükşehir Belediye’ye sayı şansı vermedi. Farhiya Abdi’nin iki sayılık basketiyle Galatasaray 23 sayı geriye düştüğü karşılaşmada skora dengeyi getirdi. (55-55)

Victoria Macaulay’ın basketiyle öne geçen Galatasaray mücadelenin son beş dakikasına 57-55 önde girdi. Hatay Büyükşehir Belediye’nin sayılarına Sinem Ataş’ın faul çizgisinden bulduğu isabetlerle cevap veren Galatasaray, rakibinin bulduğu üç sayılık baskete engel olamadı ve mücadelenin bitmesine 03:23 kala Başantrenör Efe Güven molasına başvurdu. (59-60) Mola dönüşü Galatasaray Farhiya Abdi’nin üç sayılık basketiyle tekrar öne geçti.

Victoria Macaulay’ın turnikesiyle farkı 4 sayıya kadar çıkaran Galatasaray karşılaşmanın son 01:54’lük kısmına 64-62 önde girdi. Mücadelenin son anlarında Victoria Macaulay ile pota altından skor üretmeye devam eden Galatasaray, mücadelenin son 30 saniyesine 66-62 önde girdi. Kalan sürede iyi savunma yaparak Hatay Büyükşehir Belediye’nin geriye dönmesine izin vermeyen Galatasaray sahadan 67-65 galip ayrıldı.

İlk çeyrek sonucu: 11-26

İkinci çeyrek sonucu: 32-41 (21-15)

Üçüncü çeyrek sonucu: 50-55 (18-14)

Dördüncü çeyrek sonucu: 67-65 (17-10)

Paylaşın

Galatasaray, Ligdeki 12. Galibiyetini Aldı

Basketbol Süper Ligi 23. hafta mücadelesinde Beşiktaş Sompo Japan’ı ağırlayan Galatasaray Doğa Sigorta, karşılaşmayı 93-87 kazandı. Galatasaray Doğa Sigorta böylece ligdeki 12. galibiyetini aldı.

Galatasaray mücadeleye Caner Erdeniz basketleriyle başladı ve karşılaşmanın ilk iki dakikası 4-4’lül eşitlikle geçildi. Tai Webster’ın arka arkaya bulduğu üç sayılık isabetlerle skoru 10-4’e getiren Galatasaray, ilerleyen dakikalarda skor üretmekte zorlandı ve çeyreğin bitimine 04:53 kala Beşiktaş skorda eşitliği sağladı. Zach Auguste’un basketiyle periyodun bitimine 04:28 kala gidilen hakem molasına 12-10’luk Galatasaray, üstünlüğüyle gidildi.

Galatasaray mola dönüşü Aaron Harrison’ın basketiyle farkı 4 sayıya kadar çıkarsa da Beşiktaş’ın bulduğu 0-8’lik seriye engel olamadı ve çeyreğin son iki dakikasına 14-18’lik skor ile girildi. Çeyreğin son anlarında Aaron Harrison’ın bulduğu sayılarla Galatasaray farkı kapatmaya çalışsa da Beşiktaş buna izin vermedi ve ikinci çeyreğe konuk ekibin 20-22 üstünlüğüyle girildi.

İkinci çeyreğe Nigel Hayes’in faul çizgisinden bulduğu isabetle başlayan Galatasaray, Ege Arar’ın smacıyla beraber 23-22 öne geçti. Nigel Hayes’in 2+1’i ve Zach Auguste’un smacıyla farkı tekrar 4 sayıya çıkaran Galatasaray, Erol Can Çinko’nun üç sayılık basketi ve Tai Webster’ın faul çizgisinden bulduğu isabetlerle ikinci çeyreğin ilk beş dakikasını 33-28’lik üstünlükle geride bıraktı.

İlerleyen anlarda etkili oyunlarına devam eden Erol Can Çinko ve Zach Auguste’un sayılarıyla farkı 10 sayıya kadar çıkaran Galatasaray, devrenin son iki dakikasına 41-31 önde girdi. Devrenin son dakikalarında Beşiktaş farkı 6 sayıya kadar indirse de Galatasaray Ege Arar’ın kaydettiği samaçlar ile soyunma odasına 47-37’lik üstünlükle girdi.

İkinci devreye 0-6’lık seri yakalayarak başlayan Beşiktaş farkı 4 sayıya kadar indirdi. (47-43) Emir Gökalp’in basketiyle beraber çeyreğin ilk iki buçuk dakikası 49-45 Galatasaray’ın üstünlüğüyle geçildi. Nigel Hayes ve Aaron Harison’ın üç sayılık basketleriyle farkı tekrar 10’a çıkaran Galatasaray, Aaron Harrison’ın arka arkaya bulduğu 5 sayıyla beraber skoru 60-47’ye getirdi.

Zach Auguste’un farkı 15 sayıya çıkaran turnikesinden sonra Beşiktaş molası geldi. Mola dönüşü rakibinin yakaladığı 0-4’lük seriye Emir Gökalp’in üç sayılık basketiyle cevap veren Galatasaray, çeyreğin son üç dakikasına 65-54’lük üstünlükle girdi. İlerleyen anlarda ‘ın üç sayılık basketine Emir Gökalp’in üç sayılık isabetiyle cevap veren Galatasaray, Tai Webster’ın kaydettiği sayılarla çeyreğin son bir dakikasına 70-59 önde girdi. Çeyreğin son anlarında Beşiktaş’ın bulduğu sayılara engel olamayan Galatasaray, son çeyreğe 70-62’lik avantajla girdi.

Son çeyreğin başında Beşiktaş’ın faul çizgisinden bulduğu sayılara Tai Webster’ın üçlük basketiyle cevap veren Galatasaray, Zach Auguste’un smacıyla beraber çeyreğin ilk dakikası geride kalırken skoru 75-66’ya getirdi. İlerleyen dakikalarda Beşiktaş’ın bulduğu sayılara yine Zach Auguste’un pota altından bulduğu basketle cevap veren Galatasaray mücadelenin bitimine 06:21 kala gidilen molaya 77-68 önde girdi.

Beşiktaş’ın mola dönüşü bulduğu üç sayılık baskete Tai Webster’ın turnikesiyle cevap veren Galatasaray, Zach Auguste’un smacıyla beraber mücadelenin son dört buçuk dakikasına girilirken farkı tekrar çift hanelere çıkardı. (81-71)

Mücadelenin son üç dakikasına girilirken Beşiktaş yakaladığı 0-5’lik seriyle farkı 3 sayıya kadar indirdi ve Başantrenör Ertuğrul Erdoğan molasına başvurdu. Mola dönüşü Zach Auguste ve Aaron Harrison’ın sayılarıyla skoru 86-80’e getiren Galatasaray, mücadelenin son bir dakikasına 4 sayılık avantaj ile girdi. (86-82) Mola dönüşü Zach Auguste’un sayılarıyla avantajını koruyan Galatasaray mücadeleden 93-87 galip ayrıldı.

İlk çeyrek sonucu: 20-22

İkinci çeyrek sonucu: 47-37 (27-15)

Üçüncü çeyrek sonucu: 70-62 (23-25)

Dördüncü çeyrek sonucu: 93-87 (23-25)

Paylaşın

Fenerbahçe Opet, Finale Adını Yazdırdı!

AXA Sigorta Kupa Voley yarı final mücadelesinde VakıfBank’ı 3-2 yenen Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımı,  adını finale yazdırdı. Fenerbahçe Opet finalde Eczacıbaşı VitrA ile karşılaşacak.

İzmir’in ev sahipliğinde TVF Atatürk Voleybol Salonu Vestel Venus Spor Kompleksi’nde oynanan yarı final mücadelenin setleri 25-17, 21-25, 21-25, 31-29 ve 13-15 sonuçlandı.

Maça iyi başlayan taraf VakıfBank oldu ve ilk seti 25-17 önde tamamladı. İkinci setten itibaren maça ağırlığını koyan Fenerbahçe Opet, ikinci set ve üçüncü seti 25-21´lik skorlarla kazanarak, maçta 2-1 üstünlüğü yakaladı.

Büyük çekişmeye sahne olan dördüncü sette Fenerbahçe Opet, Vargas’ın kullandığı set turunda 20-16 geriden geldi ve öne geçti. 40 dakika süren set, 31-29 VakıfBank üstünlüğüyle bitince tie-break setine geçildi. Heyecanın bir an bile azalmadığı tie-break setini 15-13 önde tamamlayan Fenerbahçe Opet, maçı 3-2 kazanıp finale adını yazdırdı.

2018 – 2019 Voleybol Sezonu Axa Sigorta Kupa Voley kadınlar kategorisini şampiyon olarak tamamlayacak takım, ülkemizi 2020 CEV Kupası’nda temsil etme hakkı kazanacak.

Salon: Atatürk Voleybol Kompleksi
Hakemler: Yavuz Akdemir, Cihat Küçükboyacı
Vakıfbank: Cansu, Zhu, Kübra, Robinson, Sloetjes, Zehra, Gizem, Buket, Ebrar, Rasic, Tuğba
Fenerbahçe Opet: Antonijevic, Polen, Dicle Nur, Bricio, Eda, Rabadzhieva, Melis, Merve, Vargas, Sıla
Setler: 25-17, 21-25, 21-25, 31-29, 13-15
Süre: 142 dakika (23, 28, 31, 40, 20)

 

Paylaşın

Her Devrin Kenti Diyarbakır’ın ‘Kiliseleri’

Diyarbakır, gezilecek yerler ve tarihiyle dikkat çekiyor… Anadolu ile Mezopotamya, Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu, bir köprü görevi yapan Diyarbakır, her devirde önemini korumuştur.

Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar birçok uygarlığa evsahipliği yapmış olan Diyarbakır, tarihi yapılarıyla dikkat çekmektedir. Diyarbakır ili sınırları içerisinde yer alan Kiliseler, kültürel mirasın önemli unsurlardandır.

Diyarbakır’ın önemli kiliseleri arasında Mart Thoma, Meryem Ana, Kırklar Kilisesi ve Mart Pityon Kilisesi sayılabilir. Meryem Ana Kilisesi, şehirde kalan az sayıdaki Süryani cemaati tarafından halen kullanılmaktadır.

Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi

Ali Paşa Mahallesi’nde yer almaktadır. Bugün faal durumda olan tek kilisedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Geç Roma dönemine tarihlenen bir kapısı ve mihrap üzerinde kalıntıları görülebilen mimari bezekler bulunmaktadır. Geçirdiği bir çok onarım sonucu planında değişiklikler olmuştur. En son 18. yüzyılda onarım görmüştür.

Saint Georgi (Kara Papaz) Kilisesi

İç kalenin kuzeydoğu köşesinde yer alır. Yapım tarihi kesin olarak bilinememektedir. Ancak inşa tarzı ve yapıda kullanılan malzemeden dolayı M.S. 2. yüzyıla ait olduğu düşünülen kilise Artuklular döneminde sarayın hamamı olarak kullanılmıştır.

Bazı kaynaklarda Artuklu hükümdarlarının bu hamamda ve sarayda Cizreli bilgin El Ceziri’nin imal ettiği mekanik sistemleri kullandıkları yazılmaktadır.

Diyarbakır kısa tarihi

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir.

Diyarbakır’ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmış ve medeniyetlerin iz bıraktığı bir şehir olmuştur. Tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir kenttir.

Tarih boyunca Amida, Amidi, Amid, Kara-Amid Diyar-Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde El-Cezire denilen bölgede Bereketli hilalin kalbinde yer almaktadır.

Diyarbakır’ın köklü tarihi 12.000 yıl önceye uzanıyor. Son yıllarda kentin Bismil ilçesinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, M.Ö. 10.400-9250 yıllarında “KörtikTepe”de yerleşik hayata geçildiği ortaya çıkmıştır.

Anadolu’nun en eski tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan tarihiyle sadece bölge tarihimize değil dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır.

Paleolitik ve Mezolitik devirde de Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşamın bulunduğu ortaya çıkmıştır. Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları, Ergani yakınlarında Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir.

M.Ö. 3000’li yıllarda şehrin merkezinde izlerine rastlanan Hurrilerin, bölgeye hâkim olmasıyla Diyarbakır’ı yurt edinme çabaları başlamış, ardından Mitaniler, Abbasiler, Mervaniler, Büyük Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete yurt olmuştur. Diyarbakır, medeniyetlerin mekânsal ve mimari özellikleriyle az bulunur kültür ve tarih mirası taşımaktadır.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Diyarbakır Surları, kentin sayısız eserlerinin başında gelmektedir. Kuşbakışı kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatmış ve İç Kale ve Dış Kaleolmak üzere iki bölümden oluşmuştur.

Diyarbakır Surları, eskilik ve yükseklik bakımından dünyadaki kaleler arasında birinci sırada yer alır. Tamamına yakın kısmı günümüze ulaşan ve birçok medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır Kalesi, zamana meydan okuyarak yaklaşık beş bin yıldır ayakta durmaktadır.

3-5 metre kalınlığı ve 11-12 metre yüksekliği ile görülmeye değer bir heybete sahiptir. 5.500 metre uzunluğundaki Diyarbakır Surları, 82 burçla taçlandırılmış ve şehrin boynuna adeta bir gerdanlık gibi sarılmıştır. Milad öncesi ve milad sonrası izleri, 63 ayrı kitabede ve sayısız figürlerinde saklamış, bir yazıtlar ve kabartmalar müzesi niteliğine sahiptir.

Kültürel kimliğiyle; yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri sayılır. Kent tarihsel potansiyeliyle adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğindedir. Birçok medeniyete beşiklik eden kent döneminin tanığı olmuş ve gelen her medeniyetin izlerini barındırmaktadır.

Paylaşın

Diyarbakır’ın Süsü Tarihi ‘Köprüler’

Dicle Nehri’nin yanında yükselen bazalt platonun doğu kıyısındaki geniş düzlükler üzerinde kurulmuş olan Diyarbakır, tarihi yapılarıyla da ön plana çıkan önemli bir kentimizdir.

Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır’a yolu düşen hemen herkesin gezip görmesi gereken yapılar arasında tarihi köprülerde önemli bir yer tutmaktadır.

Haber Kaos ekibi olarak Diyarbakır ili sınırları içinde bulunan tarihi köprüleri sizler için derledik.

Malabadi (Batmansu) Köprüsü

Diyarbakır İli, Silvan İlçesi sınırları içindedir. Evliya Çelebiye göre bu köprü, Abbasiler dönemine ait bir mimari şaheserdir.

Abbasi hanedanına mensup zengin bir tüccar, hayrat için köprüyü yaptırdığı seyahatnamede anlatılır. Ancak, Artuk Oğulları Beyliği dönemine ait olduğu ve Artuk’un torunlarından İlgazi oğlu Timurtaş tarafından 1147 yılında yaptırıldığı da söylenmektedir.

Mostar köprüsünün ikizi olarak kabul edilir. Tek kemerli olan bu köprünün içine iki yoldan girilir. İçinde insanların dinlenmesi, yatması ve dış tehlikelerden korunması için odalar yapılmıştır.

Ulaşımı sağlamakla birlikte birçok fonksiyonu olan bu sanat harikası köprünün, Diyarbakır’daki diğer eserler gibi meraklılar tarafından mutlaka görülmesi gerekir.

Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü)

Şehrin güneyinde, Mardin Kapısı dışında ve şehre 3 km. mesafededir. Köprünün bugün ayakta görülebilen kısımlarının 1065 tarihinde Mervaniler döneminde Übeyd oğlu Yusuf isimli bir mimar tarafından inşa edildiği üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır. Kesme bazalt taştan 10 gözlü olarak inşa edilmiştir.

Haburman Köprüsü

Çermik ilçesinin Haburman köyü civarındadır. Sinek Çayı üzerinde kurulmuş olan bu köprü ortadaki büyük ve sivri, yandakiler daha küçük ve yuvarlak olmak üzere üç gözlüdür. Üzerindeki kitabesinde 1179 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

Diyarbakır kısa tarihi

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir.

Diyarbakır’ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmış ve medeniyetlerin iz bıraktığı bir şehir olmuştur. Tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir kenttir.

Tarih boyunca Amida, Amidi, Amid, Kara-Amid Diyar-Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde El-Cezire denilen bölgede Bereketli hilalin kalbinde yer almaktadır.

Diyarbakır’ın köklü tarihi 12.000 yıl önceye uzanıyor. Son yıllarda kentin Bismil ilçesinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, M.Ö. 10.400-9250 yıllarında “KörtikTepe”de yerleşik hayata geçildiği ortaya çıkmıştır.

Anadolu’nun en eski tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan tarihiyle sadece bölge tarihimize değil dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır.

Paleolitik ve Mezolitik devirde de Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşamın bulunduğu ortaya çıkmıştır. Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları, Ergani yakınlarında Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir.

M.Ö. 3000’li yıllarda şehrin merkezinde izlerine rastlanan Hurrilerin, bölgeye hâkim olmasıyla Diyarbakır’ı yurt edinme çabaları başlamış, ardından Mitaniler, Abbasiler, Mervaniler, Büyük Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete yurt olmuştur. Diyarbakır, medeniyetlerin mekânsal ve mimari özellikleriyle az bulunur kültür ve tarih mirası taşımaktadır.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Diyarbakır Surları, kentin sayısız eserlerinin başında gelmektedir. Kuşbakışı kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatmış ve İç Kale ve Dış Kaleolmak üzere iki bölümden oluşmuştur.

Diyarbakır Surları, eskilik ve yükseklik bakımından dünyadaki kaleler arasında birinci sırada yer alır. Tamamına yakın kısmı günümüze ulaşan ve birçok medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır Kalesi, zamana meydan okuyarak yaklaşık beş bin yıldır ayakta durmaktadır.

3-5 metre kalınlığı ve 11-12 metre yüksekliği ile görülmeye değer bir heybete sahiptir. 5.500 metre uzunluğundaki Diyarbakır Surları, 82 burçla taçlandırılmış ve şehrin boynuna adeta bir gerdanlık gibi sarılmıştır. Milad öncesi ve milad sonrası izleri, 63 ayrı kitabede ve sayısız figürlerinde saklamış, bir yazıtlar ve kabartmalar müzesi niteliğine sahiptir.

Kültürel kimliğiyle; yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri sayılır. Kent tarihsel potansiyeliyle adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğindedir. Birçok medeniyete beşiklik eden kent döneminin tanığı olmuş ve gelen her medeniyetin izlerini barındırmaktadır.

Paylaşın

Galatasaray, Kupa Mesaisine Başladı!

Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Yeni Malatyaspor ile oynayacağı ilk maçın hazırlıklarına yaptığı antrenmanla başladı. Florya Metin Oktay Tesisleri’ndeki antrenmanın ilk bölümünde dayanıklılık çalışmaları ve interval koşular yapıldı.

Ana bölümde ise topla oyunsal formda dayanıklılık çalışmaları gerçekleştirildi. Antrenman, yenilenme koşusu ve soğuma hareketlerinin ardından tamamlandı.

Antrenmana ülkelerinin milli takım kamplarında yer alan Fernando Muslera (Uruguay), Younes Belhanda (Fas), Martin Linnes (Norveç), Badou Ndiaye (Senegal), Henry Onyekuru (Nijerya), Konstantinos Mitroglou (Yunanistan), Christian Luyindama (Kongo DC), Emre Taşdemir (Türkiye), Yunus Akgün (Türkiye U19), Sofiane Feghouli (Cezayir) ve Mbaye Diagne (Senegal) katılmadı.

Paylaşın