“Asgari Ücret” Toplantısı Sona Erdi: Rakam Konuşulmadı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı sonrası açıklamada bulunan Türk-İş Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, “Rakam vermemize gerek yok, işveren bize rakam sunsun biz kabul edip etmediğimizi söyleyelim” dedi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025’te geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk toplantısı bugün saat 16.00’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirildi.

On beş kişilik komisyonda işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsil ediyor. TÜRK-İŞ’in masadaki beş temsilcisinden dördünü işçiler oluşturdu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, toplantının açılışında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak;  1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere, bugün itibarıyla çalışmalarımızı başlatıyoruz. Komisyon görüşmeleri neticesinde tespit edilecek asgari ücretin, çalışma hayatının tüm paydaşları ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Çalışmalarımızı yürütecek olan komisyon üyelerimize de yapacakları çalışmalar için şimdiden teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi; işçi ve işveren temsilcileri ile birlikte belirlenen asgari ücret, genel bir  ücret seviyesini değil çalışanlara ödenebilecek minimum ücreti ifade etmektedir. Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde özellikle; üç taraflı sosyal diyalog mekanizmasıyla  hareket ediyoruz. İşçi temsilcilerinin görüşlerini değerlendiriyoruz. İşveren temsilcilerinin görüşlerini dinliyoruz. Hükümet temsilcileri olarak, adalet terazisini dengede tutuyoruz.

Enflasyon oranı, vatandaşın satın alma gücü, işgücü piyasalarının ihtiyaçları, ekonomik büyüme, istihdamın korunması ve  artırılması gibi ekonomik ve sosyal koşulları detaylı şekilde analiz ederek, hem işçi  hem de işveren taraflarının memnuniyetini gözeten, adil bir asgari ücret belirlenmesini ümit ediyoruz.

Bu toplantılar sadece bir ücret belirleme meselesi değil, emeğin ve  sermayenin birlikte güçlendiği bir dengeyi kurma çabasıdır. Bizim vizyonumuzda alın teri kutsaldır, sermaye ise kalkınmanın motor gücüdür. İkisini bir araya getirmek, sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı ve  refahı da beraberinde getirecektir. İşçinin emeğiyle, işverenin yatırım gücünü aynı potada birleştiren bir düzen,  Türkiye’nin, kalkınma sürecinin de en güçlü hareket noktası olacaktır.

Bildiğiniz gibi; geleneksel anlayışta; işçinin alın teri ile sermayenin bir mücadele ve çatışma içinde  olduğu varsayılır. Ancak bu varsayım, hem günümüz dünyasının gerçeklerini hem ülkemizin kalkınma  ideallerini hem de kadim medeniyetimizin emeğe bakışını yansıtmaktan uzaktır. Bizler, alın teri ile sermayeyi karşı karşıya getiren bu çatışmacı anlayışı reddediyor;  emeğin değer gördüğü, alın teriyle sermayenin birbirini tamamladığı bir sistemi inşa  etmeyi hedefliyoruz. Çünkü Türkiye’nin büyük kalkınma hamlesini, ancak ve ancak işçi ve işverenin el ele  verdiği, aynı hedef doğrultusunda yürüdüğü bir düzenle gerçekleştirebiliriz.

Çalışanların emeğine saygı göstermenin ön şartı; insana yakışır işlerin, adil çalışmanın ve adil  ücret politikasının geliştirilmesine bağlıdır. İşverenlerin en önemli sorumluluğu; emeğin karşılığını adil bir şekilde vermektir. Yani bir çalışan, ortaya koyduğu çaba ve kattığı değer ölçüsünde karşılık almalıdır. Adil ücret ile çalışanların motivasyonu artarken aynı zamanda yükselen verimlilik ve  üretkenlik sayesinde; işletmenin, sektörün ve nihayetinde ülkemizin kazancı artar.

Bu duygu ve düşüncelerle; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantıları sonunda belirlenecek olan, 2025 yılı asgari ücretin, şimdiden aziz milletimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyor, bu  sürece katkı sunacak tüm komisyon üyelerine tekrar teşekkür ediyorum. Çalışanlarımızın refahını artıran, işverenlerimizin rekabet  gücünü koruyan ve ülkemizin ekonomik istikrarını ve sosyal kalkınmasını güçlendiren  süreci hep birlikte yürüteceğimize inanıyorum.”

“Geçim şartları her geçen gün ağırlaşmakta”

İşçi kesimi adına toplantının açılışında konuşan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, “TÜRK-İŞ, asgari ücretin belirlenmesi sürecinde işçi tarafı olarak bu komisyonda, işçilerin taleplerini ve yaşadıkları zorlukları dile getirmek sorumluluğunu taşımaktadır. Bu sorumluluk tarihi bir sorumluluktur. Çünkü asgari ücret milyonlarca işçinin ve ailesinin yaşam şartlarını doğrudan etkileyen, bu nedenle son derece önemli olan temel geçim kaynağıdır” dedi.

“Madem işçi tarafı olarak bu masada müzakere yapmak için bulunuyoruz ve milyonlarca insanın adına konuşacağız, o zaman çok dikkatli ve adil olmak gerekir. Adil olmak için de hesabı iyi yapmak gerekir” diyen Ağar, şöyle konuştu:

“Geçmiş yıllarda birçok kez emekçiyle, işçiyle uzlaşı sağlanmadan belirlenen asgari ücretin toplumu getirdiği yaşam şartları ortadadır. Bu nedenle sayın komisyona, bu yıl gerçekçi ve sürdürülebilir bir asgari ücret belirlenmesi için, işçinin sesini duyarak, dikkate alarak, hesap yapmanın önemini vurgulamak istiyorum.

Birçoğumuz her sabah daha gün ağarmadan erkenden evimizden ayrılıp işimize gidiyoruz, alın terimizle yaşam mücadelesi veriyoruz. Hepimizin temel amacı; ailelerimize daha iyi bir yaşam sağlamak, çocuklarımızın eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara güvenli bir gelecek sunmaktır. Ancak, bugünkü yaşam şartlarına baktığımızda, mevcut asgari ücretle geçinmenin ne kadar zor olduğunu, hatta imkânsız hale geldiğini görüyoruz.

Öncelikle, yaşam maliyetleri sürekli artmaktadır. Gıda, barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarımızın maliyeti son yıllarda ciddi şekilde yükselmiştir. Ücretlerimiz, bu artışları karşılayacak düzeyde değilken her geçen gün geçim sıkıntılarımız daha da derinleşmektedir. Enflasyon oranları bir yana, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamak güçleşmiştir. Ne enflasyon oranlarının ne mevcut geçim koşullarının sorumlusu işçi değildir. Bu hesapta işçi, canını dişine takıp emeğini ortaya koyandır. Ülkemizin ekonomik durumu ve büyüme oranları göz önünde bulundurulmalıdır.

Biz işçiler, ülkemizin ekonomik büyümesine doğrudan katkıda bulunuyoruz. Üretimdeki ve verimlilikteki artış, bizlerin özverili çalışmalarının sonucudur. Ülkedeki ekonomik büyümenin adil paylaşılması, emeğimizin hak ettiği değeri bulması için asgari ücretin alım gücünün insana yakışır bir yaşamı karşılaması gerekmektedir. Halen ele geçen net asgari ücret günlük 667 TL’dir. Önemli olan asgari ücrete hangi oranda zam yapılacağı değildir. 2025 yılında geçerli olacak asgari ücretin satın alma gücü ne olacaktır?

Asgari ücret mevzuatta şu şeklide tanımlanmaktadır: ‘İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret…’ Sözün özü, asgari ücret tespitinde öncelikle dikkate alınması gereken husus, çalışanların geçim şartlarıdır. Geçim şartları her geçen gün ağırlaşmaktadır. Enflasyon artmasın diye, temmuzda asgari ücrete ara zam yapılmadı.

Fiyatlar yükselmeye devam etti. Asgari ücrete ara zammın yapılmadığı Temmuz ayında, elektrik ve doğal gaza yüzde 38 zam yapıldı. Enflasyonun nedeni asgari ücret değildir. Çalışanlar enflasyonun mağdurudur. Asgari ücretin alım gücünde son 20 yılda artış olduğu söylenmektedir. Ama geldiğimiz noktada bir günlük asgari ücretle bir kilo et bile almak mümkün değildir. Başta gıda fiyatları ve kira olmak üzere birçok temel mal ve hizmetin fiyatındaki artış devam etmektedir. Milyonlarca ücretli çalışan yetersiz ücret nedeniyle borç içindedir.

Asgari ücret konusunda herkes bir rakam telaffuz etti, temennilerini dile getirdi. Bu dönemde TÜRK-İŞ olarak bir rakam söylemedik. Biz asgari ücretin tespitinde temel alınması gereken şartları işaret ettik. TÜRK-İŞ Konfederasyonu olarak komisyona, her sene olduğu gibi dersimizi çalışmak bir yana yine ezber edip geldik.

Çünkü 37 yıldır her ay, bakın her yıl demiyorum, her ay düzenli olarak yaptığımız açlık ve yoksulluk sınırı araştırmamızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla yapıyoruz. Ülkemizde en az 8 milyon asgari ücretle çalışanın olduğu unutulmamalıdır. Toplumun çoğunluğu açlık sınırının altında kalan ücretle yaşamaya mahkum edilmesi kabul edilemez.

Emeğiyle alın teriyle çalışan emekçi açlığa yoksulluğa mahkum edilmiş yardıma muhtaç hale gelmiştir. Toplumda adalet ancak insanların yardıma muhtaç olmadığı bir sistemde mümkün olabilir. TÜRK-İŞ olarak toplumun girdiği bu darboğazı 20 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirdiğimiz eylemle ortaya koyduk. 150 bin emekçinin katıldığı eylemde sesimizi duymayanlara, hep birlikte ‘Zordayız geçinemiyoruz’ dedik. Biz işçiler, asgari ücretin belirlenmesi sürecinde dikkate alınması gereken tüm bu şartların adil bir şekilde değerlendirilmesini talep ediyoruz.

Ekonomik olarak sürdürülebilir bir yapıya sahip olması için dengeli bir ücret politikası geliştirilmelidir. Hepimiz, insan onuruna yakışır bir yaşam sürmek, ailelerimize güvenli bir gelecek sunmak istiyoruz. Asgari ücret çalışmalarında belirleyici olan hükümetin asgari ücrete olan yaklaşımı ve bakış açısı bu yönde olmalıdır. Beklentimiz; asgari ücretin pazarlık konusu yapılmadan, insanca yaşamaya yetecek bir tutarda tespit edilmesidir. İşçi kesimi olarak komisyon çalışmalarına katkımız bu çerçeve içinde mümkün olacaktır.”

“Herhangi bir rakam konuşulmadı”

Yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, toplantıda herhangi bir rakam konuşulmadığını söyledi.

“Ülkemizin ekonomisine katkı sunan insanlarımızın ücretlerinin yükselmesi lazım” diyen Ağar, “İnsanlarımız ev kiralarını veremez hale geldi. Biz ülkemizi milletimizi seviyoruz. Bizi de sevsinler. Yüzümüz asık kalmasın. Önümüzdeki toplantıda bir ücret belirlenirse ona göre hareket edelim” ifadelerini kullandı.

Ağar, ellerini zayıflatacağı için rakam söylemediklerini aktararak, “Rakamı hükümetten veya işverenden bekliyoruz” dedi. Ağar, ikini toplantının 16 Aralık Pazartesi günü saat 14.00’te gerçekleştirileceğini bildirdi. Ağar ayrıca bu yıl büyük ihtimalle üçüncü toplantıda kararın açıklanacağını düşündüklerini belirtti.

Asgari ücret nasıl belirleniyor?

Asgari ücreti, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Komisyon, yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında aralık ayında belirlenen tarihlerde toplanıyor.

Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde ise başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.

Asgari ücret, halen bir işçi için aylık brüt 20 bin 2 lira 50 kuruş, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 17 bin 2 lira 12 kuruş olarak uygulanıyor.

Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 23 bin 502 lira 94 kuruş. Bunun 20 bin 2 lira 50 kuruşunu brüt asgari ücret, 3 bin 100 lira 39 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 400 lira 5 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir