Akşener’den Erdoğan’a: Cumhurbaşkanlığın Kötü Geçti, Jübilen Güzel Olsun
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, “Halının altına süpürdükleri pisliklerin hazirana kadar ortaya çıkmasından korkuyorlar. Enflasyonu düşürdük yalanı patlar diye korkuyorlar. Maaş zamları eriyip gidecek diye korkuyorlar. Kendileri de biliyor ki sözde ekonomik model işlemiyor. Enflasyon canavarı açıklanandan daha fazla büyüyor” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Sayın Erdoğan, sen kendini yorma. Önümüzdeki 5 ayda senin seçilebileceğin herhangi bir tarih yok. Sandıkta senin için emeklilikten başka seçenek yok. Cumhurbaşkanlığın kötü geçti bari jübilen güzel olsun.”
Akşener, konuşmasının devamında, “Bay Kriz sözde lütuflarını milletimizle paylaştı. Daha önce yüzde 25 olarak açıkladığı memur ve emekli zammını yüzde 30’a çıkarttı. Padişahımız, efendimiz lütfettiler. Niye en başında yapmadı kimse bilmiyor. Hangi hesaba dayandı onu da kimse bilmiyor.
Sayın Erdoğan yersen siyaseti ile devlet yönetilmez. Öyle keyfine göre konuşamazsın. Öyle bahis oynar gibi milletin geleceği ile oynayamazsın. Madem yüzde 30 artış yapma imkanın vardı neden önce yüzde 25 açıkladın? Milletimize yoklama mı çektin, memura emekliye kupon mu yaptın?” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Geceleri uyutmayan dertlerimizin biteceği günlere bir hafta daha yaklaştık. Memleketimizi saran kasvetli havanın yerini bayram coşkusuna bırakmasına bir hafta daha yaklaştık. Sayın Erdoğan ve beceriksiz yönetimine sandıkta elveda diyeceğimiz o kutlu güne bir hafta daha yaklaştık.
Son günler işi gücü bıraktılar seçim tarihiyle uğraşıyorlar. En son güzelim haziran ayına bile çamur atmaya başladılar. Neymiş haziran ayı çok sıcak oluyormuş. 2018’de seçim kararı aldığınızda haziran pek bir güzeldi de şimdi mi sıcak oldu? O zaman öğrenciler aklınızda değildi de şimdi mi aklınıza geldi.
Halının altına süpürdükleri pisliklerin hazirana kadar ortaya çıkmasından korkuyorlar. Enflasyonu düşürdük yalanı patlar diye korkuyorlar. Maaş zamları eriyip gidecek diye korkuyorlar. Kendileri de biliyor ki sözde ekonomik model işlemiyor. Enflasyon canavarı açıklanandan daha fazla büyüyor. Sayın Erdoğan, sen kendini yorma.
Önümüzdeki 5 ayda senin seçilebileceğin herhangi bir tarih yok. Sandıkta senin için emeklilikten başka seçenek yok. Cumhurbaşkanlığın kötü geçti bari jübilen güzel olsun. Mesela son 5 ayın kalmışken, hazır EYT çıkmışken Nebati Bakanı emekli et, Merkez Bankası Başkanı’nı emekli et, 5 maaşlı danışmanlarını emekli et, partinin değil, milletin Cumhurbaşkanı ol.
İktidar kalan son aklını da koltuk elden gidecek telaşıyla kaybetmiş durumda. İşin en trajikomik tarafı konuştukça saçmalıyorlar, daha da rezil oluyorlar” ifadelerini kullandı. EYT işle yeni tanışan ışıltılı bakan ÖTV ile de yeni tanışmış. Şakacı şirin diyor ki ÖTV’yi indireceklermiş de araba kıtlığı çektiğimiz için indirmiyorlarmış.
Patronu bay krizle birlikte Edi’yle Büdü gibiler. Kendisi de çıktı, ‘Türkiye’nin 20 yılı ücretli çalışanların enflasyon karşısında en güçlü olduğu, asla ezilmediği yıllar olarak tarihe geçti’ dedi. Bay kriz ve arkadaşları sanal iktidarlarının fantastik dünyasında yaşayadursun, biz milletimizin ve memleketlimizin gerçeklerini konuşmaya devam edeceğiz.
“Memur ve emekli maaş artışını yüzde 30’a çıkardı. Padişahımız lütfettiler. Sayın Erdoğan yersen siyasetiyle devlet yönetilmez. Devlet yönetmek ciddiyet ister. Böyle keyfine göre davranamazsın. Madem yüzde 30 imkanın vardı, neden önce yüzde 25 açıkladın? Milletimize yoklama mı çektin?
2022 yılında çalışanlar yüksek enflasyon nedeniyle ciddi bir refah kaybına uğradılar. 6 ayda bir enflasyon farkı verilmesi yetmiyor. Enflasyon farkını TÜİK’in makyajlı enflasyonuna göre hesaplarsan refah kaybı hiç telafi edilmiyor. Memur ve emekliler için maaş artışının en az yüzde 55 olan asgari ücret artışı kadar olması gerekiyordu.
Gördüğü rüyanın ve yaptığı hamasi konuşmaların aksine esnafı, memuru, emekliyi, öğrenciyi, çiftçiyi bu ucube sisteme geçtiğimizden beri enflasyona ezdiriyor. Her gün daha fazla açlıkla sınıyor, yoksulluğa itiyor. Hala milletimize masal anlatmaya devam ediyor. Artık çok az kaldı Sayın Erdoğan. Sayın Erdoğan uzun ince bir yoldasın, gideceksin sandık gelince. Acınacaksın bir haldesin gideceksin sandık gelince. Artık sandık göründü, o sene bu sene.
Ekonomimizdeki tahribat eğitimde de yeni krizlere neden oluyor. 1,5 milyon öğrencimize hizmet eden 400 bin öğretmen için istihdam oluşturan, 1,6 milyon kişinin geçimini sağlayan özel okullar mali krizle karşı karşıya. 1100 özel okul kapandı. Bu durumdan en çok etkilenenler de öğretmenlerimiz oldu. AK Parti iktidarı yüzünden hayatı atanamama kaygısıyla geçen öğretmenlerimiz. Bu sefer de işsizliğe mahkum edildiler.
Yeni yılla birlikte özel okul ücretlerine yüzde 65 zam yapılacağı öngörülüyor. Öğretmenlerimizin maaşları ne olacak? Yüzde 30’luk artışı bile alamayacaklar. Biz de bu sorunu çözmek için hem öğretmenlerimizi hem velilerimizi hem özel okul sahiplerini gözeterek kanun teklifi verdik. Kanun yasalaşırsa, özel okullarındaki öğretmenlerimizin SGK primlerinin yüzde 50’si devlet tarafından karşılanacak. Hem öğretmenlerin maaşları artacak hem okullardaki yük azalacak. Özel okullardaki KDV’nin de kaldırılmasını öneriyoruz.
Türk kültürü dinamik ve yüksek bir kültürdür. Türk kültürü varlığını her koşulda sürdürebilen bir medeniyet yolculuğudur. Türk milleti başta Avrupa olmak üzere yurtdışına yerleşmiş, öz kimliğini kaybetmeden söz sahibi olma noktasına gelmiştir. 7 milyondan fazla insanımız yurtdışında yaşıyor. Gönüllerinde vatanımıza duydukları bağlılığı hissediyorlar. Yaşadıkları ülkelere uyum sağlamış olmalarına rağmen dillerine, dinlerine ve kültürlerine sahip çıkan duruşlarıyla toplumlar arası köprü vazifesi görüyorlar. NSU cinayetlerinde katledilen vatandaşlarımızı anıyorum.
Bu varolma gayretinin haricinde, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın birçok sorunları var. Çifte vatandaşlık, hukuki sorunları, katılım ve entegrasyon, yabancı düşmanlığı sorunları var. Zor koşullara göğüs geren vatandaşlarımız, memleketlerine duydukları sevgiden taviz vermediler. Sıla ve gurbet arasında vatan, memleket sevgisini yüreklerinde yaşattılar. Onları döviz kaynağı olarak göremeyiz. Yaşadıkları sorunlarla baş başa bırakamayız.