Akşener’den ‘Bütçe’ Tepkisi: Biz Vergi Vereceğiz Ki, Saraydaki Sefa Hiç Bitmesin
Partisinin Meclis’teki grup toplantısında TBMM’ye sunulan 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ni sert ifadelerle eleştiren İYİ Parti Lideri Akşener, “Milletin hayrına, dişe dokunur hiçbir şey olmayan, bu bütçe israf, faiz ve yandaş bütçesinden ibarettir” dedi.
Haber Merkezi / Bütçedeki harcamaların ulaşacağı rakama dikkati çeken Akşener, “Pekiii, tüm bu harcamalar nasıl karşılanacak? Tabii ki milletimizin sırtına yüklenen vergilerle karşılanacak. Tüketici artan fiyatlar nedeniyle, daha fazla vergi ödeyecek. Çalışanlar vergi dilimlerinin düşük artırılması nedeniyle daha fazla vergi ödeyecek. Esnaf ve sanayici reel bir kazancı olmasa dahi düşük fiyattan girişlerin, yüksek fiyattan çıkması nedeniyle daha fazla vergi ödeyecek” dedi ve ekledi:
“Yani biz para vereceğiz ki, yandaşlar zenginleşmeye devam etsin. Biz elimizi cebinize atacağız ki, faiz geliri elde edenler üzülmesin. Biz vergi vereceğiz ki, saraydaki sefa hiç bitmesin. Bütçenin özeti, işte tam olarak budur. Ez cümle içinde milletin hayrına, dişe dokunur hiçbir şey olmayan, bu bütçe israf, faiz ve yandaş bütçesinden ibarettir. Nokta.”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bartın’daki facianın ardından yaptığı “kaza” açıklamalarına tepki gösteren Akşener, şunları kaydetti:
“Sayın Erdoğan işine geldiğinde “benim bakanım”, işine gelmediğinde, “kader” diyemezsin. Beceriksiz yöneticilerinin hatalarına, iş bilmezliklerine, kader diyemezsin. 21’inci yüzyılda, bu teknolojik imkân ve altyapıyla, maden işçisine, ölümü, kader diye kabullendiremezsin!
Maden faciasını bile, kendi kader anlayışıyla yorumlayan hatasını bulana hain eleştirene terörist kadına sürtük, gencine aşağılık diyen ucube bir anlayışla devlet yönetilmez!”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Akşener’in konuşmasından satır başları:
“Geçtiğimiz cuma milletçe büyük bir acı yaşadık. Ne yazık ki 41 madenci kardeşimizi kaybettik.
Partimizin bünyesinde ne kadar hukukçu varsa, maden şehitlerimizin ailelerinin hakkını hukukunu hiçbir şey almadan takip edeceksiniz.
Yaptığımız inceleme ve çalışmalar sonucunda görüyoruz Amasra’daki felaket de maalesef adeta geliyorum demiş.
Sayıştay uyarmış, raporuna yazmış, iş müfettişleri uyarmış, ocakta çalışan madenciler uyarmış.
Sayın Erdoğan’ın atadığı yetkililer kıllarını kıpırdatmamışlar. Sonuç 41 kardeşimizi daha ihmale kurban verdik. Artık bu duruma şaşıramıyoruz. 17 Mayıs 2010’da 30 canımızı kaybettik, 13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 insanımızı yitirdik.
28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 kardeşimizi kaybettik. Bilerek katliam diyorum çünkü bu kadar uyarıya rağmen tedbir almazsınız, yaşanan felaketin adı katliam olur.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ilgilere dönüp ‘bu uyarıları neden dikkat almadınız?’ diyeceğine, ne yaptı biliyor musunuz, 41 hayatın söndüğü bu felaketten bile başarı hikayesi çıkarmaya kalktı. Bu arkadaş, 8 sene önce de Soma’da utanmadan ‘Ölüm bu işin fıtratında var’ demişti.
Bu defa ‘Çok şükür 24 saat geçmeden 41. şehidimize de ulaştık’ dedi. ‘Biz kader planına inanmış insanlarız’ dedi.
İmanımızı sömürmeye kalkmak kimsenin haddi değildir. Bir kazanın tüm şartları oluşmuş ve sen tedbir almıyorsan şartlar yerine gelir.
7 Ocak 2013’te Kozlu’da metan gazı patlaması oldu. Uzun süren yargı süreci başladı. Taşeron işi aksatmış, ekipleri göndermemiş. Tesisin güvenliğini tehlikeye atmış.
Şirkette işin üstünü örtmüş. Yargı dedi ki ‘Müessese müdürü tali kusurlu’ dedi ve 4 yıl hapis verdi.
Bir kazanın, tüm şartları oluşmuşsa ve sen tedbir almıyorsan, o kaza meydana gelir. Tedbir almayıp, sorumluluğunu yerine getirmeyip, üstüne de, tevekkülden bahsetmek, meseleyi kadere havale etmek, en hafif tabiriyle, terbiyesizliktir.
Aileler isyan ettiler. Mahkeme, 4 yıllık hapis cezasını para cezasına çevirdi. O müessese müdürü ne oldu, TTK Genel Müdür olarak atandı.
8 canımızı kaybettiğimiz olayda ceza alan bir kişi kurumun en tepesine oturtuldu. Bu da mı kader Sayın Erdoğan?
Maden senin bakanın hesap sorsana, ‘Nerede tedbirler’ desene. İşine gelmediğinde kader diyemezsin. Maden işçisine ölümü kader diye kabullendiremezsin.
21’inci yüzyılda, bu teknolojik imkân ve altyapıyla, maden işçisine, ölümü, kader diye kabullendiremezsin!
Liyakatli ve ciddiyet sahibi bir Cumhurbaşkanı, 41 naaşa, kısa sürede ulaşmakla övünmez, o felaketin, yaşanmamasıyla övünür.
Liyakatli ve ciddiyet sahibi bir Cumhurbaşkanı, tabut başlarında siyasi nutuklar atmaz, sorumlular hakkında, gerekeni yapar.
Liyakatli ve ciddiyet sahibi bir Cumhurbaşkanı, Milletinin karşısında, felakete neden olanları kollamaz, hakkını ve hukukunu korumak için, her daim, dimdik, milletinin yanında durur.
Çünkü; liyakatli ve ciddiyet sahibi bir Cumhurbaşkanı, hamasetle, laf kalabalığıyla değil, duruşla ve icraatla olunur. Bu kadar basit.
“Dünya ortalamasının 20 katı”
Soma’dan sonra geçen 6 yılda her yıl madenlerimizde çalışan 100 bin işçimizden 53’ünü iş kazalarında yitirmişiz. Dünya kömür madeninde yeni standartlar belirliyor.
Alınan tedbirlerle ölüm oranları hızla düştü. Türkiye’deki ölüm riski dünya ortalamasının 20 katından fazla. Sayın Erdoğan buna fıtrat da kader de diyemezsin.
Senin atadığın beceriksiz yöneticilerin asli görevi ölümleri engellemektir. Atılacak adımlar, alınacak tedbirler belli. Hamaseti bırakıp işinizi yapacaksınız. Yapamıyorsanız da çekip gideceksiniz.
2023 bütçesi
Muhteşem ekonomi yönetimi sayesinde tüketici enflasyonu yüzde 83,5’a ulaştı. Enflasyon öngörülenin 74 puan üzerinde gerçekleşti.
Ama gözünde ışıltı var adamın. Bu arkadaşları öngörü kabiliyetleri için tebrik etmek istiyorum.
Muhteşem ikilinin 2022 için hedeflediği dolar kuru 9,27 kuruştu, şimdi 18,6 kuruş. Benzer başarıyı cari açıkta görüyoruz. Cari açık 18,6 milyar dolar planlanmıştı, ilk 8 ayda 40 milyar dolar cari açık verildi.
Gerçekten olağanüstü yönetim becerisi. 2022 yılında bütçe açığının 278 milyar lira olmasını hedeflemişlerdi, bütçe açığı 461 milyar lira olacak diyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanlığı istatistiğine göre bütçe 33 milyar fazla vermiş. Çünkü eylülde 78,6 milyar lira açık verilmiş.
Bütçe açıklarının şahlanarak devam edeceğini görüyoruz. 2022 bütçesinde toplam harcamalar için ödenek 1,751 milyar liraydı. Şimdi ise harcamaların 3 trilyona ulaşacağı ifade ediliyor.
Tarih yazıyoruz diye gezenlerin öngörüsüzlük kitabı yazdığına şahit oluyoruz. Toplam faiz ödemesi 640 milyar lirayı aşacak.
İşte size Nass. Devletin bütçesinden 5 kuruş çıkmıyor diye pazarlanan KÖİ’lere ödenecek 43 milyar liranın 53 milyar lirayı bulması bekleniyor.
Peki bunlar nasıl karşılanacak, daha fazla vergiyle karşılanacak. İçinde milletin hayrına hiçbir şey olmayan bu bütçe israf, yandaş bütçesinden ibarettir.
Korku çok kuvvetli bir duygudur. En çok da sahibini vurur. Neden çok korkuyorsanız, etrafınıza da korku salmaya çalışırsınız. İktidarın korku üzerinden hakimiyet oluşturma çabası da bundan kaynaklanıyor. Yalanların meydana saçılmasından korkuyorlar.
Saray’daki sefanın bitmesinden korkuyorlar. İktidarı kaybetmekten korkuyorlar. Artık bizzat oylarıyla seçildikleri milletimizden korkuyorlar.
Anne-babalardan korkuyorlar. Çiftçilerimizden korkuyorlar. Gençlerimizden korkuyorlar. Gazetecilerimizden korkuyorlar. İşte bu yüzden de her korkanın yaptığı gibi onlar da baskı ve zorbalığa sarılıyorlar.
Onlardan daha çok korkarsak kazanabileceklerine inanıyorlar. Korkma diye yazılan hikayemizi, irademizi, kudretimizi, gönlümüzü unutuyorlar.
Dezenformasyon yasası
Tüm itirazlarımıza rağmen utanmadan sıkılmadan sansür yasasını Meclis’ten geçirdiler. Bu yasa bir utanç vesikası olarak kalacaktır.
Tarihinin hiçbir döneminde esaret kabul etmeyen bir millete pranga vurmaya çalışan aymazlığı ne tarih ne millet unutmayacak” ifadelerini kullandı.
Bu yasa bir istibdat yasasıdır. Aziz milletimiz ne darbeler ne baskılar gördü de susmadı, sizin bu uyduruk yasanızla mı susacak?
Dün nasıl gittilerse siz de tıpış tıpış gideceksiniz. İstibdat meraklıları nasıl gittiyse siz de gideceksiniz.”
Kürşad Zorlu, İYİ Parti’ye katıldı
Türk dünyasına yönelik çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Kürşad Zorlu, toplantının başında İYİ Parti’ye katıldı ve bir konuşma yaptı.
Akşener, Zorlu için “Zaten ailemizin bir parçasıydı, bugün ailemizin nüfusuna ismini yazıdırdı. Ben ona ‘Dur’ dedim durdu, ‘Gel’ dedim geldi. Tekrar teşekkür ediyorum” dedi.