Akşener, Erdoğan’la Telefon Görüşmesine Açıklık Getirdi
Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefon görüşmesine açıklık getirerek, “Ben her büyük terör hadisesinden sonra her önemli dış politika krizinden sonra ilgili bakanlıkları ve cumhurbaşkanını bugüne kadar telefonla aramışımdır” dedi ve ekledi:
“33 şehidimizde de her şeyi iptal edip hem kendilerini arayıp yani 3 bakanı arayıp, hep aramış bilgi almışımdır. Bu defa da aynını yaptık. Anlayamadığım bir biçimde bu defa çok enteresan sayın cumhurbaşkanını sayın dışişleri bakanını sayın milli savunma bakanını aramamı, mesela milli savunma bakanı geri dönmesi ama hakan fidan ve sayın Erdoğan geri döndüler, bilgi verdiler, öğrendim, arkadaşlarıma bunu aktardım.”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Akşener’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:
“Bugün ayrı bir coşku görüyorum. Yalnız bu coşkuyu görenlerin siniri bozulacak. Yeni yılın ilk grup toplantısındayız gönül isterdi ki milletimizle yeni mutlulukları paylaşalım, ancak maalesef hepimizi kahreden acılarımız var. Geçtiğimiz hafta 9 Mehmetçiğimizi daha teröre şehit verdik. 9 kahramanımız Pençe Kilit Harekatı’nda vatanımızı terör örgütüne karşı savunurken şehit düştüler. Başımız sağ olsun. Şehitler ölmez, bu vatan bölünemez, bölmeye kalkan görür gününü.
Unutmayalım ki bugün bu salonlarda güven içerisinde konuşabiliyorsak, evlerimizde rahatça uyuyabiliyorsak bunu bu millet bu memleket için göğsünü siper eden nice vatan evladına borçludur. Biz bugün fedailerimiz için acılarımızı yüreğimize basacağız düşmanı güldürmeyeceğiz, biz bugün acımızı içimizde söndürecek birliğimizden geçit vermeyeceğiz.
Herkes peşini bıraksa bile andımız olsun ki biz bu davayı kıyamete kadar güdeceğiz. Mehmetçiklerimiz sahada amansız bir mücadele vermeye devam ediyor aklımız fikrimiz yüreğimiz onlarla, ayakları taşa değmesin, attıkları boşa gitmesin, rabbim onları korusun, acılarını göstermesin. Allah her birinden razı olsun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar olsun.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefon görüşmesi
Bir konuya açıklık getirmek istiyorum; ben her büyük terör hadisesinden sonra her önemli dış politika krizinden sonra ilgili bakanlıkları ve cumhurbaşkanını bugüne kadar telefonla aramışımdır. 33 şehidimizde de her şeyi iptal edip hem kendilerini arayıp yani 3 bakanı arayıp, hep aramış bilgi almışımdır. Bu defa da aynını yaptık.
Anlayamadığım bir biçimde bu defa çok enteresan sayın cumhurbaşkanını sayın dışişleri bakanını sayın Milli Savunma Bakanını aramamı, mesela Milli Savunma Bakanı geri dönmesi ama Hakan Fidan ve sayın Erdoğan geri döndüler, bilgi verdiler, öğrendim, arkadaşlarıma bunu aktardım. Ben milletvekili değilim Meclis grubumuz tutumumuz bir tutum aldı.
Günlük siyasette birbirimizi kıyasıya eleştirebiliriz ama dış dünyaya karşı bu tür konularda elbette ortak bir tutum belirlemeliyiz. Bunun için de Sayın Dervişoğlu, Sayın Aydın, ve Sayın Usta’nın organizasyonunda biz meclisin ortak bir beyanat ortak bir bildiri imzalamasını teklif ettik. Ve Saadet Partisi, İyi Parti, MHP ve AK Parti bizim teklifimize evet diyerek imza attılar. Anlayamadığım bir biçimde çok da ayıpladığım bir biçimde bir bildiri savaşı çıktı. PK’lılar herhalde çok mutlu olmuştur. PKK’lılar herhalde bu birbirine düşen gazi meclisin mensuplarına çok gülmüşlerdir.
AK Parti’ye gıcık olmak onun yaptığı işleri eleştirmek onu sandıkta yenmek bu iddia ile ortaya çıkmak elbette bizim hakkımız ama şehit ailelerinin karşısında bu milletin temsilcileri olarak bizler kaya gibi durmak zorundayız o PKK’lı şerefsizlere karşı. Neyse sakin sakin geçirdik konuyu. Şımardıkça şımardılar hadsizleştikçe hadsizleştiler. Şimdi yine şehitlerimiz oldu. Yine ben aradım, ya bu rutin. Aradım.
Benzer bir meclis bildirisini, DEM’in imzalamasını beklemiyoruz ama buradan da bir cingar çıktı. Dün bir toplantı oldu o toplantıda bu 3 siyasi parti imza atacak diğer siyasi partiler imza atmayacak bu parçalı görüntüden vazgeçildi, burası çok enteresan… Numan Kurtulmuş’un imzasıyla ortak tezkere meclise sunuldu, ilginç bir biçimde ayrı bir bildiri yayımlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi?
“Bu milletin sesi olacağız ve kazanacağız”
Eğer AK Parti ile bir el sıkışmamız olsa idi bizden ayrılan bizi çok üzen bizi kandırmış hissettiğimiz daha başka bir söz derim de ayıp olur bir milletvekilini, bizden seçilip koşa koşa AK Parti’ye geçip Eskişehir’den aday gösterilmesi mümkün olur muydu? İnanıyorum Eskişehir dümenci bir insanı seçmeyecektir. Demek ki biz kimseye yanlamıyoruz ama yahu nasıl bir dünya bu her iki tarafın da argümanları aynı. Bunların her birini ahlaksızlık görüyorum, gereğini yapmayan namerttir. İstediğiniz kadar zırlayın hür ve müstakil olarak gidip bu ülkede üçüncü yolu açıp, bu milletin sesi olacağız ve kazanacağız.
Irak’ta bölgesel yönetimle görüşüyorsunuz o zaman neden bu konuda adım atmaları için kesin ve net bir dille uyarıda bulunmuyorsunuz? Aynı şekilde Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK varlığının ortadan kaldırılması için neden tüm imkanlarınızı kullanmıyorsunuz? Neden bir taraftan Rusya’nın bir taraftan ABD’nin PKK-PYD varlığını kabul eden politikaları konusunda net bir tavır koyamıyorsunuz? Terörle mücadeleyi suçlu arayıp şikâyet ederek yönetemezsiniz!
Yargıtay 3. Dairesi’nin AYM’yi alenen yok saydığı bir ortamda, eğer ki iktidar Anayasa’nın çiğnenmesine göz yumuyorsa, gayrı meşruluktan siyasi çıkar elde etmeye çalışıyorsa, ortaya çıkan anayasal devlet krizine engel olamıyorsa o zaman yetkiyi aldığı milletine karşı sorumluluğunu yerine getiremiyor demektir.
“Deprem bölgesinde bine yakın çocuk kayıp”
ABD’de bir çocuk istismarcısını ifşa eden korkunç gelişmeler yaşandı. Dosyadaki birçok ülkeyle beraber, 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında Türkiye’den de çocuklarımızın kaçırıldığı ve bu şebekenin eline düşürüldüğü ortaya çıktı.
6 Şubat’ta yaşadığımız depremlerin ardından herkesin aklına aynı soru geldi. Bu depremlerde kaybolan çocuklarımız var mı? 99 depreminden sonra hala ailelerinin ulaşamadığı ama öldüklerine dair bir kanıtın olmadığı kayıp çocuklarımız olduğunun bilinciyle yaptım.
Kahramanmaraş’ta Yeşilada Apartmanı’nda yaşayan 6 yaşındaki Talha Demirel nerede? Ebrar Sitesi’nde yaşayan Alya Kılınç nerede? Antakya Rönesans Rezidans’ta yaşayan 3 yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, 1 yaşındaki Mehmet Akif Koşar nerede? Adıyaman’daki Arzıklar Apartmanı’nda yaşayan 9 yaşındaki Muhammed Enes Demir nerede?
7 yaşındaki ikiz kardeşler Elif ve Esma Yapar, 17 yaşındaki şükran Yapar nerede? Deprem bölgesinde toplamda bine yakın çocuğun kayıp olduğu iddiası var, sadece deprem mağdurları ve kayıp yakınlarıyla dayanışma derneğine 142 kayıp çocuk başvurusu yapılmış. Madem bu çocuklar kayıp değil, neden ailelerin bundan haberi yok?
Buradan suç duyurusu yapıyorum ben ve ailemle ilgili bilgisi olan yamukluğa dair hissi olan savcılara gitmezse zaten şerefsiz ve ahlaksızlardır ama buradan savcılara da hareket etmelerine davet ediyorum. Sonucunda iftira atmanın da bu kadar kolay olmadığını söylemek isterim.
DEM ve HÜDA- PAR’a mahkum oldular
Bu seçimler ceketimizi koysak kazanırız diyenlere karşı, milletin istediği kazanır diyen İYİ Parti’nin mücadelesidir. Bu seçimler; koltuk peşinde, rant peşinde koşup; millete tepeden bakan, siyaset simsarlarına karşı; Millet iradesini, yeniden hakim kılma kavgası veren; İYİ Parti’nin mücadelesidir.
Ayrıca bu seçimlerde; sadece belediyeler değil, başka şeyler de oylanacak: Mesela; DEM’e mahkûm olanlar mı? Hüdapar’a boyun eğenler mi? Yoksa; İYİ Parti’nin, dimdik duruşu mu? İşte bu oylanacak! Mesela; Oy uğruna, bölücülerin sözlerini yutanlar mı? Oy uğruna, terörist başının mektubunu okutanlar mı? Yoksa; Bu iki kirli anlayışa da karşı çıkan, İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak! Mesela; Cumhuriyetimizi, tapulu malı görenler mi? Yüce dinimizin, hamiliğine soyunanlar mı? Yoksa, tüm milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan, İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak!
Mesela; Kendininkinden başka, hiçbir fikre tahammülü olmayan, tek adam monarşisi mi? Kendininkinden başka, hiçbir karara saygısı olmayan, eş başkanlar oligarşisi mi? Yoksa; Türkiye’nin milli demokratik yükselişini başlatan, İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak! Türkiye’nin, iyi ve cesur evlatları! Bugüne kadar, Milletimizin, millî ve manevi duygularını, istismar ederek, konfor alanlarını koruyan, iki kutuplu sistemin aktörleri; şüphesiz ki, yerel seçimlerde de; türlü tezgahlarla, karşımıza çıkacaklar.
Koltuklarını ve rantlarını kaybetme korkusunu, sanki bir memleket meselesiymiş gibi, anlatıp duracaklar… “Bize oy vermezseniz…” ile başlayan tehditlerini, havada uçuşturacaklar. Bir taraf, “28 Şubat geliyor!” diyecek; Diğer taraf, “Şeriat geliyor!” diye karşılık verecek.”