AK Parti’de Yerel Seçimin Faturası Kesilmeye Başlandı
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde ikinci parti konumuna gerileyen AK Parti’de seçim yenilgisinin faturasını kesilmeye başlandı. Partideki değişim il örgütlerinden başlayarak, kongrede MKYK ve genel merkez yönetimiyle son bulacak.
Gazete Pencere’den Nuray Babacan‘ın bugünkü yazısında aktardığı kulis bilgilerine göre, Son iki aydan beri partide ve sarayda yapılan toplantıların ardından düğmeye basıldı. Sonbaharda yapılacak kongreye kadar taşlar epey döşenecek. İllerinde başarısız olan örgütler tasfiye edilecek.
Yeni delegeler, yeni isimlerle belirlenecek. Önümüzdeki günlerden itibaren büyük illerinde içinde olduğu seri istifaları beklemeye başlayabiliriz. Kimse istifaların il başkanlarının kişisel tercihi olduğunu düşünmesin, genel merkezden gelen talimatı yerine getiriyorlar.
Erdoğan’ın son haftalarda yaptığı seri toplantılardaki sözleri anlamlıydı. Cumhurbaşkanı, yerel seçimi sonuçlarından herkesin sorumluğu olduğunu dile getirerek, hem genel merkez yönetimini hem de parti örgütünü sonuçlardan sorumlu tutmuştu. Erdoğan’ın “Seçim sonuçlarına ilişkin kapsamlı bir analiz ve istişare yapmadan, tabloyu tam göremeyiz. Bu teşhisi doğru koyup tedaviyi iyi yapmamız lazım” sözlerinden sonra operasyon başladı.
Gelelim, sonuncusu geçtiğimiz günlerde yapılan milletvekili nabız toplantılarına. Seçim sonuçları çok can yakmış olmalı ki,; son 5-6 yıldan beri parti içerisinde bu kadar açık sözlü eleştirilerin yapıldığını görmedik. Tabii bu toplantıların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılmadığını söyleyelim. Milletvekilleri son derece rahat bir şekilde grup yönetimine veya genel merkez yönetimine dertlerini anlatıyorlar. Neler yok ki…
Son toplantıya daha önceki toplantılara katılamayan milletvekilleri çağrıldı. Seçimin kaybedilme nedenleri arasında, çakarlı makam araçlarından, uzun siyasetçi konvoylarına, şatafatlı siyasetçi görüntülerinden, çoklu maaşlara kadar sayılmayan kalmadı. Kötü ekonomi, kötü adaylar ve çalışmayan örgüt gibi sorunlar sıralandıysa da parti içinde özellikle savurganlık, israf ve kötü görüntüler üzerine yapılan eleştiriler ilk kez bu kadar fazlaydı.
Kürtler – Aleviler nerede?
Yapılan değerlendirmeler arasında bazıları, partinin ana felsefesinden uzaklaşmasının bugünkü seçim sonuçlarını getirdiğini aktarması ilginçti. “Nerede Kürtler, Nerede Aleviler?” diye soran siyasiler oldu. Bu ilginç değerlendirmenin bir kısmını burada aktarıyorum;
“Bizim bir hikayemiz yok artık. Bu hikaye aslında 2019 seçimleri ile bitmişti. Yenisini de yazamadık. AK Parti’nin kuruluş felsefesindeki en önemli unsur, yenilikçi ve reformcu bir parti olmasıydı. AK Parti bu ülkenin çimentosuydu. Nerede bu çimento? Aleviler nerede, Kürtler nerede? Türkiye’de şu anda hukuk sistemine güven yok. Bu nedenle ekonomiye de güven yok. Eğer bu iki unsurda güven tesis edilirse, AK Parti’nin yeni hikayesinin başlangıcı olur. AK Parti’nin oy oranlarına en az 10 puan katkısı olur…”
Aklı başında değerlendirme yapanların görüşleri ne kadar ciddiye alınacak bilinmez. Aynı toplantıda temmuz ayında emeklilere enflasyonun üzerinde zam yapılması gerektiğini söyleyenler de oldu. Ancak pek destek bulmadı. “Hangi kaynakla bunu yapacaksınız? Durum ortada. Emeklilikle ilgili en yanlış adım EYT oldu. Onun getirdiği fatura ödeniyor şu anda. Bu tip öneriler ülkenin hayrına olmaz” itirazları yükseldi.
Kapalı kapılar ardından yapılan bu ‘günah çıkarmaların’ ne kadarı parti politikalarına yansıyacak bilinmiyor. “Zihniyet değişmediği sürece farklı olmaz” diyenler, buna örnek olarak genel seçimden sonra açıklanan kabineyi gösteriyorlar. Kabinede iki bakan hariç geniş bir değişiklik yapılmasına rağmen pek bir şeyin değişmediğini kendi arkadaşları anlatıyor…