Adana: Taş Köprü
Adana, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Köprü; Adana’nın Seyhan İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.
Yüzlerce yıldır ordu ve kervanlar için bir geçiş noktası olan Taş Köprü,günümüzde de Adana merkez Seyhan ve Yüreğir ilçelerini birbirine bağlamaktadır. Evliya Çelebi Seyehatnamesinde Taş Köprünün 21 gözlü olduğunu ve iki başında Osmanlı döneminde yaptırılmış kapılar olduğunu kaydeder.
Kitabesine göre köprüyü, Roma Döneminde “Auxentios” adlı mimar yapmıştır. Adrianus tarafından 11.yy da yaptırılan köprünün yapımının çeşitli kaynaklarda birinci Justinianüs’a atfedilmesi, muhtemelen sonradan onun tarafından yaptırılan esaslı bir onarımdan kaynaklanmaktadır.
Abbasi halifelerinden Harun Reşit tarafından ek kısımların yapılması sonucu köprünün kale ile birleştirildiği ve Halife Memnun tarafından da onarldığı da hitabesinde ifade edilmektedir. 19.yy ın ortalarında Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın İbrahim Paşa da köprüde köklü bir onarım yaptırmış, köprünün şehir tarafına ve kuzeye bakan yüzüne mermerden çok köşeli kabartma bir yıldız ile ay koydurmuştur.
Köprü Osmanlı Döneminde de 3.Ahmet,Sultan Abdulmecid ve Sultan II.Abdulhamit tarafından onarılmıştır. Köprünün Abdulmecid’in emriyle 1847 yılında onarıldığını talik yazıyla belgeleyen 2 mermer kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerin üst kısmında ortada açılmış gül ve yapraklardan yapılmış oval formlu bir çelenk içinde Abdulmecid’in tuğrası bulunmakta, yanlarında açılmış rozetleri kenger yaprakları kuşatmaktadır.
Bu iki kitabe köprünün karaya ulaştığı 2 ucundaki şuanda mevcut olmayan kapıların üzerinde bulunmuş kapıların ortadan kaldırılmasıyla Adana Müzesinde kayıt altına alınmıştır. Müzedeki bir diğer kitabede 1879 yılında Adana Valisi Ziya Paşa’nın yaptırdığı onarıma aittir. 19.yy sonunda da Bahri Paşa, köprü üzerine parke taş döşetmiştir.
Farklı yapı malzemeleri kullanılarak,değişik tarihlerde müdahale ve yenilemelere maruz kalmasına karşın köprü tüf taşı ağırlıklı olmak üzere mermer ve spolien malzeme kullanılarak dolgu duvar tekniği ile inşa edilmiştir.
Köprünün doğu kısımlarındaki orijinal temel kalıntılarında taşların birbirine demir ve kurşunlu kenet ile bağlandığı görülmektedir. Köprünün genel duvar tekniği ise dışta düzgün kesme taşın muntazam bir biçimde örülmesiyle oluşan kabuk içerisinin,harçlı moloz taş dolgu ile doldurulmasıyla elde edilmiştir.
Köprü ayaklarından farklı türden malzeme,farklı tekniklerle kullanılmıştır. Bunun sebebi köprünün farklı zamanlarda onarım ve yenilemeler geçirmiş olmasıdır. Taş Köprünün bazı ayaklarında basamaklı ayak düzeni görülür. Bu tür köprü ayakları ise Roma dönemi köprüleriniz özelliklerindendir.
Köprüde 14 adet normal göz,7 adet tahliye gözü bulunur. Köprünün hiçbir bölümünde orijinal kemer alın taşı bulunmamaktadır. Mevcut kemer alın taşlarının tümü Selçuklu, Osmanlı veya Cumhuriyet Dönemine aittir.
Adana’nın Kısa Tarihi
Adana’nın tarihi, Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 18. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Adana, daha sonra Asur, Pers ve Makedonya İmparatorluğu gibi farklı medeniyetler tarafından kontrol edildi ve MÖ 333’te Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yenmesiyle Adana, Makedonya Krallığı’nın bir parçası oldu.
Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 64’te Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilen Adana, önemli bir Roma eyaleti olan Kilikya’nın başkenti oldu. Roma döneminde Adana, önemli bir ticaret merkezi haline geldi ve zenginleşti. Ancak, 5. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını savunan şehir, Pers İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve 7. yüzyılda Müslümanlar tarafından fethedildi.
7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen Adana, daha sonra Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular gibi farklı İslam devletlerinin yönetimine girdi. Selçuklular döneminde, şehir önemli bir ekonomik merkez olarak gelişti ve kültürel açıdan da zenginleşti. 12. yüzyılda ise Haçlı seferleri sırasında Adana, Haçlılar tarafından işgal edildi, ancak daha sonra tekrar Selçuklu hâkimiyetine geçti.
1517’de Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine giren Adana, bu dönemde de önemini sürdürdü ve Osmanlılar döneminde Adana, tarım ve ticaret alanında büyük bir gelişme kaydetti. 19. yüzyılda ise şehir, modernleşme sürecine paralel olarak Avrupa etkilerini hissetmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ise Adana, birçok etnik ve siyasi olaya tanıklık etti.
1920’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Adana, modern Türk devletinin bir parçası oldu. Cumhuriyet döneminde Adana, ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan önemli gelişmeler kaydetti. 1920’lerde başlayan tarım reformlarıyla Adana, modern tarım tekniklerine geçti ve tarım sektörü önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Şehirdeki sanayi, ticaret ve ulaşım da hızla gelişti. Adana, Türkiye’nin önemli bir sanayi merkezi haline geldi ve birçok fabrika ve işletme burada faaliyet göstermeye başladı.
Ayrıca, Adana’nın kültürel ve sosyal hayatı da Cumhuriyet dönemiyle birlikte ivme kazandı. Şehirde, modern eğitim kurumları, kültürel etkinlikler ve sanat faaliyetleri arttı. Adana, üniversite ve araştırma merkezleri açısından da gelişti ve birçok bilim insanı, yazar, şair ve sanatçı burada yetişti.
Günümüzde Adana, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal açıdan canlı bir şehir olan Adana, aynı zamanda turistik potansiyeli de yüksek bir yerdir. Çeşitli tarihi ve kültürel mekanları, festivalleri, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle ziyaretçileri çekmektedir.