Abdullah Öcalan’ın Çağrısı Sonrası Erdoğan’dan Açıklama: Yeni Bir Safhaya Geçildi

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısına ilişkin konuşan Erdoğan, “Cumhur İttifakı ortağımız MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin cesur inisiyatifiyle başlayan, bizim kararlı tutumumuzla ilerletilen terörsüz Türkiye çabalarında dün itibarıyla artık yeni bir safhaya geçilmiştir” dedi.

Haber Merkezi / Bunun sadece Türkiye’nin değil tüm bölgenin yararına olacağını ifade eden Erdoğan, “Önümüzde bin yıllık kardeşliğimizin arasına örülen terör duvarının yıkılması hedefine giden yolda tarihi bir adım atma fırsatı vardır. Emperyalizmin bu coğrafyada iki asırdır sergilediği sinsi ve kirli oyunun bozulması sadece ülkemizin ve vatandaşlarımızın değil tüm bölgemizin kazanç hanesine yazılacaktır” ifadelerini kullandı.

Bu sorunun “kalıcı, kati ve kesin olarak bitmesini istemeyenler” olacağını da vurgulayan Erdoğan, “Dolayısıyla bu süreçte gelebilecek her türlü provokasyona karşı en üst seviyede dikkat sergileyecek, gereken bütün tedbirleri alacağız. Silah ve terör baskısı ortadan kalkınca, doğal olarak siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kanal 7’nin 30. yıl dönümü programına katılarak bir konuşma yaptı.

Erdoğan, “Kimsenin kendini öteki olarak hissetmediği, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir iklimi ülkemizde tesis ve tahkim etmek milletimize karşı asli görevimizdir. Son 22 yılda demokrasi ve özgürlük hamleleriyle 28 Şubat döneminin ayrımcı, ötekileştirici, baskıcı uygulamalarına son verdik” dedi ve ekledi:

“Bırakın kamuoyunda rahatça konuşulmasını, neredeyse düşünülmesi dahi yasak olan birçok meseleyi çözüme kavuşturduk. İnancı, meşrebi, hayat tarzı ve kökeni ne olursa olsun 85 milyonun tüm mensuplarını devletin birinci sınıf vatandaşı hâline getirdik.”

Erdoğan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısına ilişkin olarak “artık yeni bir safhaya geçildiğini” söyledi. Erdoğan, “Cumhur İttifakı ortağımız MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin cesur inisiyatifiyle başlayan, bizim kararlı tutumumuzla ilerletilen terörsüz Türkiye çabalarında dün itibarıyla artık yeni bir safhaya geçilmiştir” dedi.

Erdoğan, bunun sadece Türkiye’nin değil tüm bölgenin yararına olacağını ifade etti: “Önümüzde bin yıllık kardeşliğimizin arasına örülen terör duvarının yıkılması hedefine giden yolda tarihi bir adım atma fırsatı vardır. Emperyalizmin bu coğrafyada iki asırdır sergilediği sinsi ve kirli oyunun bozulması sadece ülkemizin ve vatandaşlarımızın değil tüm bölgemizin kazanç hanesine yazılacaktır.”

Bu sorunun “kalıcı, kati ve kesin olarak bitmesini istemeyenler” olacağını da vurgulayan Erdoğan, “Dolayısıyla bu süreçte gelebilecek her türlü provokasyona karşı en üst seviyede dikkat sergileyecek, gereken bütün tedbirleri alacağız. Silah ve terör baskısı ortadan kalkınca, doğal olarak siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir” dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Öcalan’ın PKK’ya çağrısıyla ilgili iddialara yanıt

İstanbul’da gazetecilere konuşan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise, sözkonusu çağrının dikkate alınması halinde hükümetin “terörsüz bir Türkiye” hedefine ulaşacağını söyledi.

Çelik, “Bu çerçevede, terör örgütünün silahlarını bırakması ve tamamen feshedilmesi esastır. PKK, PYD, YPG, SDG hangi adla olursa olsun, Irak ve Suriye’deki bütün uzantılarıyla terör örgütü silah bırakmalıdır ve kendi kendisini feshetmelidir” dedi.

Sözcü Çelik, “Şöyle bir konu gündeme getiriliyor; ‘Devlet bir pazarlık sürecine girer mi?’ Bir kere daha ifade ettik ki; burada devletin nitelikleriyle ilgili bir pazarlık söz konusu değildir. Milletimizin değerleri konusunda bir al-ver süreci söz konusu değildir” diye ekledi.

PKK bu çağrıya henüz bir karşılık vermedi ancak Ankara’nın PKK’nın bir uzantısı olarak gördüğü ve Suriye’de IŞİD’e karşı ABD’nin önemli bir müttefiki olan Suriyeli Kürt grup YPG, Öcalan’ın mesajının kendileri için geçerli olmadığını söyledi.

PKK, AB ve ABD’nin terör listesinde yer alıyor ancak Washington Suriye’de IŞİD’e karşı mücadelede YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) ortaklık yapıyor. Türkiye ise PYD ve askeri kolu YPG’yi, “terör örgütü PKK’nın Suriye kolu” olarak tanımlıyor ve Washington’dan bu gruplara desteğini kesmesini istiyor.

Ankara, Suriye’nin eski cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın devrilmesinden bu yana YPG’ye defalarca silahsızlanma çağrısı yaptı ve aksi takdirde askeri harekatla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

Geçtiğimiz Ekim ayında MHP lideri Devlet Bahçeli’den gelen sürpriz bir teklifle başlayan sürecin sonunda gelen Öcalan’ın çağrısı ABD, Avrupa Birliği ve diğer Batılı müttefiklerin yanısıra Türkiye’nin komşuları Irak ve İran tarafından da memnuniyetle karşılandı.

1978’de Abdullah Öcalan tarafından kurulan PKK, 1984’ten itibaren Türkiye’ye karşı silahlı eylemlerine başladı. Resmi verilere göre, örgüt bu tarihten itibaren 40 binden fazla insanın ölümüne neden oldu.

Öcalan: Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmeli

7 kişilik Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti üçüncü kez İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüştü. Bu görüşme sonrasında, 1999’dan beri İmralı Adası’nda bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’nın hazırladığı mektup, İstanbul’da kamuoyuyla paylaşıldı.

Önce, seçildiği halde görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, mektubu Kürtçe olarak okudu. Ardından, Van Milletvekili Pervin Buldan da mektubun Türkçe metnini okudu.

Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının tam metni şöyle: “PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”

Metnin kamuoyu ile paylaşılmasının ardından, kapanış konuşması yapan Sırrı Süreyya Önder, Sayın Öcalan’ın çağrıya ilişkin şu notunu paylaştı: “Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz ki pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir