ABD Ve İran, Umman’da Nükleer Görüşmelere Başladı

İran ile ABD arasındaki nükleer müzakereler Umman’ın başkenti Maskat’ta başladı. İran’ın müzakere heyetinde yer alan bir yetkili, görüşmelerin “olumlu bir ortamda” gerçekleştiğini söyledi.
Haber Merkezi / Görüşmeler, ABD’nin doğrudan müzakere yönündeki talebine rağmen İran’ın isteğiyle arabulucular üzerinden gerçekleştirildi.
Aynı odada bir araya gelmeyen iki ülkenin heyetlerine Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi başkanlık etti. İran resmi haber ajansı Tasnim’e göre arabuluculuk rolünü ise Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi’ni üstlendi.
Görüşmeler, bir anlaşmanın mümkün olup olmadığını belirlemek için önemli bir ilk adım olarak görülüyor.
İki buçuk saat süren görüşmeler için İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “Her iki taraf da önümüzdeki hafta tekrar bir araya gelme konusunda anlaştı” dedi.
Görüşmelerden hemen önce ABD Başkanı Donald Trump, anlaşma sağlanamaması halinde Tahran’ı askeri müdahale konusunda bir kez daha uyardı.
Trump, gazetecilere, “Onların nükleer silaha sahip olmamasını istiyorum. İran’ın harika, muhteşem, mutlu bir ülke olmasını istiyorum ancak nükleer silaha sahip olamazlar” dedi.
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt de, başkanın talepleri yerine getirilmezse “cehennemin bedelini ödeyeceklerini” söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İran’ın asla nükleer silaha sahip olmayacağını çok net bir şekilde belirttik ve sanırım bu toplantıya yol açan da bu oldu” dedi.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD’ye güvenilemeyeceğini ve İran’ın ABD yetkilileriyle doğrudan görüşmeyeceğini, çünkü Trump’ın ilk başkanlık döneminde, 2018 yılında dünya güçleriyle yapılan İran nükleer anlaşmasından tek taraflı olarak çekildiğini vurguladı.
Görüşmeler öncesinde, Hamaney’in üst düzey bir danışmanı, Tahran’ın Washington ile “gerçek ve adil” bir anlaşma aradığını söyledi.
2015 yılında imzalanan anlaşma, Birleşmiş Milletler yaptırımlarının kaldırılması karşılığında İran’ın uranyum zenginleştirme, nükleer malzeme stokları ve araştırma-geliştirme faaliyetlerine sıkı sınırlamalar getiriyordu.
ABD, 2018’de anlaşmadan caymasının ardından şimdiye kadarki en sert yaptırımlarını uygulamaya koymuştu. Bu yaptırımlar, Trump’ın halefi Joe Biden tarafından daha da ağırlaştırılarak uygulanmaya devam etti.
İran’ın para birimi, dış baskılar ve yerel yönetimdeki kötü yönetim nedeniyle tüm zamanların en düşük seviyelerinde seyretmeye devam ediyor, ancak görüşmelerin çökmeden sonuçlanmasının ardından kaybettiği zeminin bir kısmını geri kazanarak, piyasaların bir anlaşma için istekli olduğunu gösteriyor.
2015 anlaşmasına taraf olan Avrupa güçleri, yani Fransa, İngiltere ve Almanya da, hem Donald Trump’ın çekilmesinin ardından İran’ın nükleer alanda kaydettiği ilerlemeler, hem de Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan gerginlikler nedeniyle İran’a yaptırımlar uyguluyor.
Avrupa Birliği, “diplomasiden başka alternatif olmadığını” söylerken, Almanya her iki tarafı da “diplomatik çözüme” ulaşmaya çağırdı.
Anlaşmanın diğer imzacıları olan Çin ve Rusya, Batı’nın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda (UAEA) kınama kararları geçirerek İran’a baskı yapma çabalarına karşı çıktılar. Tahran ile daha yakın siyasi ve askeri bağlar kurdular.