Oltu’nun Kaleleri

Erzurum’un İlçesi Oltu’nun tarihi günümüzden yaklaşık olarak 3000 yıl öncesine dayanır. Tarihi devirler boyunca çeşitli devletlerin egemenliği altında kalan Oltu, başlangıçta bir kale yerleşmesi olarak kurulmuş, daha sonra  uzunca bir dönem  kale ve dış surlar içerisinde gelişmesini devam ettirmiştir.

Kuşkusuz bu durum  Oltu’nun stratejik bir konumda yer almış olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü yerleşim yeri Doğu Anadolu Bölgesini, Kuzey Doğu Karadeniz kıyılarına, Kuzey doğuda ise Kafkaslara bağlayan eski yollara Kontrol altında tutabilecek bir konumda bulunmaktadır.

Oltu’nun bu özel konumundan dolayı Oltu ve çevresinde “İğdeli Kalesi, Yarbaşı Kalesi, Şato (Güney Kale), Kuzey Kale, Orucuk Kalesi, Pernek İriağaç Oğlan Kalesi, Pernek İriağaç Kız Kalesi, Eski Narman (Ünlü Kaya) Kalesi, Oltu Kalesi” gibi bir çok küçük kale ve gözetleme kulesi inşaa edilmiştir.

Pernek İriağaç Oğlan Kalesi; Oltu- Olur karayolu üzerinde, derin bir vadiye bakan kayalıklar üzerinde, birbirine 1,5 km mesafede yapılmış 2 kale bulunur. Pernek Kız Kalesi ve Oğlan Kalesi olarak adlandırılan bu kalelerin, Oltu ilçe merkezine uzaklığı yaklaşık 20 km dir. Kalelerin yapım tarihleri hakkında net bir bilgi yoktur.

Yolun solundaki kayalıklar üzerinde yükselen ve ovadan yüksekliği 80-100 m yi bulan kale, Oğlan Kalesidir. 4 burcu ve bir de gözetleme kulesi bulunan kalenin girişi, kuzeyden açılmıştır. İçerisinde, yerleşim amaçlı kullanılan mekânların ve bir de kalenin batı surlarına dayandırılmış, 8×20 m boyutlarında bir kilise kalıntısı tespit edilmiştir. Üst örtüsü tamamen tahrip olan kilisenin, dikdörtgen bir planı olduğu, kırımızı kesme taş ve moloz taş kullanılarak inşa edildiği kalan izlerden anlaşılmaktadır. Pernek İriağaç Oğlan Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2078 tarih ve A1003 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Pernek İriağaç Kız Kalesi; Pernek’teki Oğlan kalesinin karşısına, Oltu- Olur karayolunun sağında kalan ve yerden 200 m yükseklikteki yassı kayalıklar üzerine inşa edilen kaleye ise Pernek Kız Kalesi adı verilir. Kale, bu kayalıklar üzerindeki üçgen bir alana, yukarıdan aşağıya doğru planlanarak kurulmuştur. Kaleden aşağıya doğru devam eden güçlü surları, aşağıya doğru inildikçe çift kademeli yapılmış, giriş kısmı kuzey yönden açılmıştır.

Sur duvarları üzerinde görülen değişik yapım teknikleri, farklı dönemlerde onarım gördüğünü göstermekle beraber, Pernek Oğlan ve Kız kalelerinin kesin yapım tarihleri belli değildir. Pernek İriağaç Kız Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2078 tarih ve A1003 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Eski Narman (Ünlü Kaya) Kalesi; Eski Narman (Ünlü Kaya) Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2078 tarih ve A1003 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Oltu Kalesi; ünümüzde sadece iç kalesi (ehmenek) ayakta kalan Oltu Kalesi, Oltu Çayı’nın kenarında, savunmaya elverişli ve çok yüksek olmayan bir tepenin üstüne kurulmuştur. Kale tarihçesi ile ilgili bilgiler oldukça azdır. Yazılı kaynakların azlığının yanı sıra, farklı dönemlerde çok fazla onarım geçirdiğinden, mimari özellikleri de yapım tarihini belirlemek için yetersiz kalmaktadır. Sadece, ilçenin en ünlü yapılarından olan Arslanpaşa Camisi mezarlığında bulunan vakfiye kitabe parçalarından, kale için para ve buğday vakfedildiği anlaşılmaktadır.

Düzgün kesme taşla inşa edilen kalenin, güney yönden açılan bir kapısı bulunmaktadır. Kuzey yönde 2 kulesi bulunan kalede, kulelerden solda bulunan ve üstü tek kubbe ile örtülü olanın türbe olduğu düşünülmektedir. Ancak türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Tarihi süreç içerisinde, Akkoyunlular ve Gürcülerin hâkimiyetine giren Kale, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde Osmanlı İmparatorluğu kontrolüne girer ve Oltu Çıldır eyaletine bağlı bir liva olur. 1877-1912 tarihleri arasında Rusların egemenliği altında olan kale, o dönem için tam da Türk-Rus sınırında bulunmaktaydı. 1878 Berlin Antlaşması ile Oltu da Kars, Batum ve Ardahan’la birlikte Rus Çarlığı’na bağlanır.

1917 Bolşevik ihtilali ile buradan çekilen Ruslar bölgeyi Ermenilere bırakmış, 1918 de ise Anadolu topraklarına katılmıştır. Kalenin güneyinde bulunan bey konutları yıkılmış durumdadır. Yine kuzeydoğu köşesinde, yonca planlı bir kilise (şapel) kalıntısı ile dikdörtgen planlı bir mescit alanına ait izler tespit edilmiştir. Oltu Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2077 tarih ve A312 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak, 12.01.2001 tarih ve 1068 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

İğdeli Kalesi; Kale, Oltu ilçesinin, İğdeli Köyü’nde, köyün 1,5 km kuzeyinde ve köye hakim konumdaki bir tepe üzerinde kurulmuştur. Oval bir plana sahip olan kalenin sur duvarları, büyük ölçüde sağlam olarak koruna gelmiştir. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen kalenin mimari özelliklerine bakıldığında, gerek konumu, gerek moloz taş ve horasan harcı ile yapılmış sur duvarları, gerekse plan özellikleri ile tipik bir Orta Çağ kalesi olduğu gözlenmektedir. Kale içerisinde bulunan yerleşime ait mekânların kalıntıları da temel izleri ile tespit edilmiştir. İğdeli Köyü Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 18.5.2001-1123 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Orucuk Kalesi; Erzurum ili, Oltu ilçesi, Orucuk Köyü’nde bulunan, Orucuk Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 17.9.2004-8 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Şato (Güney Kale); Oltu ilçesine 34 km mesafede bulunan Alatarla Köyü, (eski adıyla Ho-vak) çok zengin kültürel mirasa sahiptir. Oldukça zorlu coğrafi yapısına rağmen, farklı alanlarına yayılan eserler, köyün geçmişte bugünkünden çok daha büyük ve görkemli bir yerleşim olduğunu kanıtlamaktadır.

Köyün 3 km güneydoğusunda, Akdağ eteklerindeki kayalıklar üzerine kurulan kalenin konumu oldukça stratejiktir. Tipik Orta Çağ kalelerine özgü konumu ile kale, arkasını dağlara dayayarak savunma hattını güçlendirirken, ön cephede tüm vadiye hâkim durumdadır. Kalenin üzerine kurulduğu kayalıklar, vadiden 50 m yüksektedir. Nişlerle hareketlendirilen ön cephe, iki yandan 2 kule ile desteklenir ve 25 m yükseklikte bir giriş kapısına sahiptir.
Üst örtüsü tamamen, genel olarak da oldukça harap durumda olmasına rağmen, kalenin planlaması ne denli fonksiyonel yapıldığını gözler önüne sermektedir.

Bölgenin kale-şato yapılarını araştıran uzmanlar, Orta Çağ kalelerinin girişinin hemen üstünde, üçgen biçimli, kızgın yağ dökme menfezleri bulundurmanın, mimari bir gelenek olduğunu, Oltu’daki Şato-Kalede de aynı uygulamanın devam ettiğini belirtirler. Ancak Oltu Şato-kalesinde bu savunma düzeneği sadece giriş kapısında değil, batı duvarlarda da görüldüğünden, bugün yıkılmış olan diğer duvarlarda da bu düzeneğin olabileceği düşünülmektedir.

Yapının planlanmasında arazi eğimi düşünülmüş ve alt katlar bodrum olmak üzere iki katlı bir düzenleme uygulanmıştır. Güneydeki dar giriş kapısı bir antreye açılmakta, bu antre de iki yanda, düzensiz yuvarlak planları olan iki kuleye bağlanmaktadır. Doğu yönde yer alan burç içerisinde, duvarda tespit edilen izler, burasının iki katlı olduğunu gösterirken, birinci kat duvarında 50x50x50 cm boyutlarında, çok sayıda niş tespit eden araştırmacılar, bu odanın Topkapı Sarayı’nda olduğu gibi hazine odası olduğunu, nişler içerisinde değerli hazinelerin saklandığını düşünmüşlerdir. Yapının orta avlusu iki yandan giriş yüksekliğinde duvarlarla çevrilmiştir.

Hem bu duvarlardaki kiriş oyukları hem de ahşap hatıllar bu kısmın iki katlı yapılmış olduğuna işaret etmektedir. Yaklaşık 8×10 m lik ölçülere sahip üç katlı bir yapı, orta avlunun kuzeybatısına, seyir terası amacıyla yerleştirilmiş olmalıdır. Yapının mimari malzemelerine bakıldığında, bu denli yüksek ve sağlam duvarların, kesme taşla değil, dere taşı ile yapıldığı, bağlayıcı olarak ise kireç katılmış, çakıl taşlarıyla oluşturulmuş bir harç kullanıldığı dikkati çekmektedir.

Şato- Kale kompleksi, Oltu civarında yaşayan toplumun, 12-15. Yüzyıllar arasındaki sosyolojik durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Yapı, hem ikamet hem de savunma yapısı olmasıyla, Orta Çağ’ın feodal düzenini gözler önüne sermektedir. Orta Çağ’da bu tür yapılar, hâkimiyet alanındaki çevrenin kontrolünü sağlamak amacıyla korunmaya müsait, sağlam kayalıklar üzerine kurulmuş, içerisinde dini ve siyasi faaliyetler yürütülmüştür. Yapının önemi kadar, Orta Çağ’da bu bölgenin sosyal yapısı da dikkati çekmektedir.

Araştırmacılara göre köyün eski adı olan Ha-vok, adını MÖ 1. Binde bölgeyi iskân eden Tav-ok (dağ-ok) lardan almaktadır. MÖ 1. binden itibaren, Orta Asya-Kafkas kökenli halkların göçlerine ev sahipliği yapan bölge, dağlık coğrafi yapısıyla barındırdığı halkların asimile olmasını zorlaştırmıştır. Pagan dine mensup bölge halkı, Roma ve Bizans Dönemi ile Hıristiyanlığa geçmiş, 16. yüzyıldan sonra İslamlaşmıştır. Bölgedeki farklı din ve ırka mensup yapının genel koordinasyonu ise daha çok Kıpçak ve Oğuzlar tarafından sağlanmıştır.

Şato, Orta Çağ’ın bu feodal yaşam biçiminin, Türk unsurlarınca yaptırılan Şato-Kale mimarisi ile yansımalarını göstermesi bakımından ayrıca önemli bir yapıdır. Oltu ilçesi, Alatarla Köyü sınırları içerisinde yer alan Şato (Güney Kale), Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 14.7.2005-140 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Kuzey Kale (Manastır); Oltu İlçesinin eski adı Hovak, yeni adıyla Alatarla Köyü’nün zengin kültürel mirası içerisinde önemli yeri olan unsurlardan birisi de, daha çok Kuzey Kale adıyla bilinen, Kale – Manastır kompleksidir. Kale, köyün kuzeybatısında bulunan Zivin Dağı’nın yamaçlarına kurulmuştur. Kale içerisine, 10-11. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilen bir manastır inşa edilmiştir.

Manastıra ait bir çan kulesi ve bir zangoç odası da eklenmiş ve kale duvarları ile manastırın güvenliği güçlendirilerek kale manastır kompleksi, Orta Çağ’da yeniden düzenlenmiştir. Bu manastırın 150-200 km güneydoğusunda, yine Zivin Dağ eteklerinde bir başka şapel kalıntısı daha bulunmaktadır. Kuzey Kale (Manastır), Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 14.7.2005-140 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Gözetleme Kulesi Kalıntısı; Oltu İlçesi Bahçecik Köyünde yer alan Gözetleme Kulesi kalıntısı, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 04.05.2007-607 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Kale; Oltu ilçesinde bulunan Kale, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 18.8.2009-1377 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Yarbaşı Kalesi; Oltu İlçesi Yarbaşı Mahallesinde bulunan Yarbaşı Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 15.11.2017/2888 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir