Analiz: Erdoğan, En Güçlü Rakibi İmamoğlu İçin Kusursuz Zamanı Seçti

Avrupa Birliği (AB) diplomatı olan Marc Pierini, Erdoğan’ın baş rakibi İmamoğlu’nu cezaevine göndermek ve protestoculara sert bir tepki vermek için en “kusursuz zamanı” seçtiğini belirtiyor.

ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Aslı Aydıntaşbaş, “ABD hükümeti değerlere dayanan bir dış politika izlemeyi pek istemiyor. Avrupalıların ise Suriye’nin istikrara kavuşması ve savaştan sonra Ukrayna’da, Avrupa açısından kalıcı bir güvenlik mimarisi oluşturulabilmesi için Türkiye’ye ihtiyacı var. Zaman, Erdoğan ile kavgaya girmeye hiç uygun değil” ifadelerini kullanıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptal edilmesi ardından da gözaltına alınıp daha sonra tutuklanması ve bu süreçte başlayarak bugüne dek devam eden kitlesel protestolara karşı devletin sert tavrına Batı dünyasından kayda değer bir tepki gelmemesi, uluslararası düzeyde de dikkat çekiyor.

AFP haber ajansının bu bağlamda yayınladığı bir analize göre Batı’nın Türkiye’ye, Ukrayna’nın savunulması ve Suriye’de sağlam bir yapı kurulabilmesi için ihtiyacı var. Siyasi gözlemcilere göre, jeopolitik açıdan elinin güçlendiğini farkeden Erdoğan bu durumu ülkesindeki iktidarını daha da güçlendirmek için kullanıyor. En büyük rakibini cezaevine göndererek devre dışı bırakan Erdoğan, ciddi bir sonucu olmayacağını bildiği için protestoculara karşı da son derece sert bir tavır takınıyor.

“Erdoğan jeopolitik anı iyi farketti” diyen ABD merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Aslı Aydıntaşbaş, “ABD hükümeti değerlere dayanan bir dış politika izlemeyi pek istemiyor. Avrupalıların ise Suriye’nin istikrara kavuşması ve savaştan sonra Ukrayna’da, Avrupa açısından kalıcı bir güvenlik mimarisi oluşturulabilmesi için Türkiye’ye ihtiyacı var. Zaman, Erdoğan ile kavgaya girmeye hiç uygun değil” ifadelerini kullanıyor.

Her ne kadar Erdoğan’ın rakibi, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı Almanya ve Fransa kınama mesajları göndermiş olsa da, yaptırım tehdidinde bulunmadılar. Diğer Avrupa ülkelerinin dışişleri bakanlıkları ise, ABD Dışişleri Bakanlığı gibi sessiz kaldı. Salı günü Türk mevkidaşı Hakan Fidan’ı Washington’da ağırlayan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Türkiye’de protestocuların kitleler halinde gözaltına alınmasından “endişe” duyduklarını dile getirmekle yetindi.

Carnegie Avrupa isimli düşünce kuruluşundan, eski bir Avrupa Birliği (AB) diplomatı olan Marc Pierini, Erdoğan’ın baş rakibini cezaevine göndermek ve protestoculara sert bir tepki vermek için en “kusursuz zamanı” seçtiğini belirtiyor. İngiltere ile Fransa bugünlerde Ukrayna’ya destek sağlayacak ve belki de ileride bu ülkeye askeri güç gönderecek bir “Gönüllüler Koalisyonu” kurmaya çalışıyor. Büyük askeri gücü, askeri insansız hava araçları (İHA) donanımı ve üretim kapasitesi ve hem Kiev hem de Moskova sahip olduğu yakın ilişkiler sayesinde Türkiye önemli bir ortak.

2006-2011 yılları arasında AB’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Pierini, “Bu, Türkiye’nin sağlam ve esnek savunma sanayii sayesinde, Erdoğan’ın, önemli bir rol oynayacağı uluslararası sahneye dönüşü anlamına geliyor” ifadesini kullanıyor. “Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bu bağlamda, hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesine Batı Avrupa ülkelerinin sessiz kalacağına güvendiğini” dile getiren deneyimli Türkiye uzmanı Pierini, şu ana kadar her şeyin Erdoğan’ın planladığı gibi gittiğini belirtiyor.

Türkiye’nin NATO içinde yıldızı parlıyor

Türkiye, Perşembe günü Paris’te yapılacak olan Ukrayna Zirvesi’ne de katılacak. Ancak Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu tek konu, Moskova’ya karşı Kiev’e destek değil. Suriye’de uzun yıllar iktidarı elinde tutan Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Ankara, bu ülkedeki en önemli aktör konumunda. İsyancı grupların Şam’ı ele geçirmesine büyük katkı sağlayan Türkiye, Suriye’de istikrârın sağlanması için vazgeçilemeyecek öneme sahip. Güçlü donanması ile Akdeniz’de etkili olma potansiyeline sahip Ankara diğer yandan bugünlerde, ABD Başkanı Donald Trump’ın kestirilemeyen diplomasi anlayışı sebebiyle NATO’da oluşan zorluklardan da yararlanıyor.

Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Türkiye Uzmanı Dorothée Schmid’e göre, “Türkiye yeni güvenlik endişeleri nedeniyle ve Trump’ın kutuplaştırıcı başkanlığı bağlamında NATO içinde çok önemli bir partner konumuna geldiğinin farkında.” Ülke içinde protestolar ve gerginlik artarken “Erdoğan’ın, neredeyse hiç uluslararası tepki olmadığını gördüğünü” ifade eden Schmid, “Bana göre Avrupalıların Türkiye’nin iç politikası üzerinde hiçbir etkisi yok” diyor.

“İçinde bulunduğumuz dönem, tarihin, demokratik değerlerin çok kolay bir şekilde sert jeopolitik gerçekler tarafından yok sayılacağı bir anına denk geliyor” ifadelerini kullanan Aslı Aydıntaşbaş, “Türkiye bu anlamda, böyle şeyler yaşayan ne ilk ne de son ülke olacak” öngörüsünü dile getiriyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir