Esad’ın Suriye’deki Son Saatleri: Güvensizlik, Umutsuzluk Ve Kaçış
Birleşik Krallık merkezli Reuters, Beşar Esad’ın dramatik son günlerini bilen 14 kişiyle yapılan röportajlara dayanarak yayınladığı habere göre, Esad’ın gizlilik içinde gerçekleşen kaçışını, yardımcıları ve aile üyeleri dahi bilmiyordu.
Beşar Esad, 8 Aralık’ta ülkeden ayrılmadan birkaç saat önce üst düzey askeri ve güvenlik yetkililerine, Rus takviye kuvvetlerinin yakında geleceği konusunda güvence vererek, yerlerini korumaları çağrısında bulunmuştu. Onların haberi olmadan, Esad çoktan kaçışını planlamıştı.
Reuters haber ajansına göre Suriye’yi 24 yıl yöneten, son 13 yılındaki iç savaşta muhaliflerini güç kullanarak bastırmaya çalışan Beşar Esad, rejimi çöktüğü sırada yaptığı Suriye’den kaçma planları hakkında neredeyse hiç kimseye güvenmedi.
Esad’ın destekçisi Rusya’ya kaçmadan önceki son saatleri hakkında bilgi sahibi olan ondan fazla kişi Reuters’a, Esad’ın yardımcılarının, yetkililerin ve hatta akrabalarının kandırıldığını ya da bu kişilere hiçbir bilgi verilmediğini söyledi.
Esad, Moskova’ya kaçmadan saatler önce Cumartesi günü Savunma Bakanlığı’nda yaklaşık 30 ordu ve güvenlik yetkilisinin katıldığı bir toplantı düzenledi. Toplantıda hazır bulunan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir komutana göre Esad, Rus askeri desteğinin yolda olduğu konusunda güvence verdi ve kara kuvvetlerine direnmeleri çağrısında bulundu.
Suriye’nin devrik cumhurbaşkanının ülkeyi terk edeceğinden sivil personelin haberi yoktu. Yakın çevresinden bir yardımcısına göre Esad, Cumartesi günü işini bitirdiğinde Cumhurbaşkanlığı Ofisi Müdürü’ne konutuna gideceğini söyledi ama bunun yerine havaalanına gitti.
Aynı yardımcının aktardığına göre Esad ayrıca basın danışmanı Buseyna Şaban’ı arayarak kendisine bir konuşma yazması için konutuna gelmesini istedi. Ancak Şaban, geldiğinde orada kimsenin olmadığını gördü.
Bölgesel düşünce kuruluşu Arap Reform Girişimi’nin direktörü Nadim Houri, olayları yorumlarken, “Esad son bir direniş bile göstermedi. Kendi birliklerini bile toplamadı. Destekçilerini kendi kaderleriyle yüzleşmeye bıraktı” dedi.
Reuters, Moskova’da siyasi sığınma hakkı tanınan Esad’a ulaşamadı. Esat’ın iktidardaki son günlerini ve saatlerini bilen 14 kişiyle yapılan röportajlar, 8 Aralık Pazar günü erken saatlerde Suriye’den ayrılışını planlamak için hile ve gizliliğe başvurmadan önce 24 yıllık iktidarını uzatmak için dışarıdan yardım arayan bir lider portresi çiziyor.
Aralarında Esad’ın yakın çevresindeki yardımcıları, bölgesel diplomatlar ve güvenlik kaynakları ile üst düzey İranlı yetkililerin de bulunduğu kaynakların çoğu, hassas konuların özgürce tartışılabilmesi için isimlerinin gizli tutulmasını istedi.
Üç yardımcısına göre Esad, ordunun elit 4. Zırhlı Tümeni’nin komutanı olan küçük kardeşi Mahir’i bile ülkeyi terk etme planından haberdar etmedi. Bu kişilerden biri, Mahir’in bir helikopterle Irak’a, oradan da Rusya’ya uçtuğunu söyledi.
Suriyeli bir yetkili ve Lübnanlı bir güvenlik yetkilisine göre, başkent Şam muhaliflerin eline geçerken Esad’ın kuzenleri Ehab ve Eyad Mahluf da benzer şekilde geride kaldı.
Yetkililer, iki kuzenin arabayla Lübnan’a kaçmaya çalıştıklarını ancak yolda isyancılar tarafından pusuya düşürüldüklerini söyledi. Ehab’ın vurularak öldürüldüğü, Eyad’ın ise yaralandığı belirtildi. Ehab’ın ölümüyle ilgili resmi bir doğrulama yapılmadı. Reuters da olayı bağımsız olarak doğrulayamadı.
Radara yakalanmamak için alçaktan uçuş
Bölgedeki iki diplomat, Esad’ın 8 Aralık Pazar günü başkente saldıran muhaliflere yakalanmamak için kaçarken uçağın vericisinin kapatıldığını söyledi. Uçağın radara görünmemek için alçaktan uçtuğu, Esad’ın böylece Şam’dan kaçtığı aktarıldı.
Bu dramatik kaçış, Esad’ın 24 yıllık, ailesinin ise yarım asırlık kesintisiz iktidarını sona erdirdi ve 13 yıllık iç savaşı bitirdi.
Esat, Suriye’nin kıyı kenti Lazkiye’deki Rusya’ya ait Hmeymim Hava Üssü’ne, oradan da Moskova’ya uçtu. Yakınında bulunan üç eski yardımcısı ve üst düzey bir bölge yetkilisine göre, eşi Esma ve üç çocuğu, Rusya’nın başkenti Moskova’da Beşar Esad’ı bekliyordu.
Şam’daki Cumhurbaşkanlığı kompleksine akın eden isyancılar ve vatandaşlar tarafından çekilen ve sosyal medyada paylaşılan Esad’ın konutunun videoları, ocakta pişmiş yemek ve aile fotoğraf albümleri gibi geride birkaç kişisel eşyanın bırakıldığı ve konuttan aceleyle çıkıldığını gösteriyor.
2015’teki müdahalesiyle iç savaşın gidişatını Esad lehine çeviren Rusya’dan ya da diğer sadık müttefiki İran’dan askeri bir kurtarma hamlesi de gelmedi.
Reuters’in görüştüğü kişilere göre bu durum, Esad’ın iktidara tutunmak ve güvenliğini sağlamak için umutsuz bir yarış içinde çeşitli çevrelerden yardım istediği kaçışından önceki günlerde kendisine açıkça ifade edilmişti.
Bölgedeki üç diplomat, Esad’ın 28 Kasım’da, Suriyeli muhalif güçlerin kuzeydeki Halep vilayetine saldırmasından bir gün sonra Moskova’yı ziyaret ettiğini söyledi. Diplomatlar, Esad’ın askeri müdahale taleplerinin, müdahale etmeye isteksiz olan Kremlin’de karşılık bulmadığını kaydetti.
Suriye’deki ana muhalefetin yurtdışındaki lideri Hadi El Bahra, Esat’ın yakın çevresinden bir kaynağa ve bölgesel bir yetkiliye dayanarak, Esad’ın ülkedeki yardımcılarına durumun gerçekliğini aktarmadığını söyledi. Bahra, “Moskova gezisinden sonra komutanlarına ve arkadaşlarına askeri desteğin geleceğini söyledi. Onlara yalan söylüyordu. Moskova’dan aldığı mesaj olumsuzdu” dedi.
Bu ziyaretten dört gün sonra, 2 Aralık’ta İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı Şam’da Esad ile bir araya geldi. O sırada muhalif İslamcı grup Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep’in kontrolünü ele geçirmişti ve hükümet güçleri çökerken güneye doğru ilerliyorlardı.
Reuters’a konuşan İranlı üst düzey bir diplomat, Esad’ın toplantı sırasında gözle görülür şekilde sıkıntılı olduğunu ve ordusunun etkili bir direniş gösteremeyecek kadar zayıfladığını kabul ettiğini söyledi.
Ancak İranlı iki üst düzey yetkiliye göre Esad, Tahran’dan Suriye’ye güç göndermesini hiç talep etmedi ve İsrail’in böyle bir müdahaleyi Suriye’deki İran güçlerini ve hatta İran’ın kendisini hedef almak için bir neden olarak kullanabileceğini anladığını dile getirdi.
Seçeneklerini tüketen Esad, sonunda çöküşün kaçınılmaz olduğunu kabul etti ve ülkeyi terk etmeye karar vererek ailesinin 1971’den beri süren yönetimine son verdi.
Yakın çevresinden üç kişi, muhalifler Halep ve Humus’u ele geçirip Şam’a doğru ilerlerken Esad’ın başlangıçta Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) sığınmak istediğini söyledi. BAE’nin muhaliflere karşı kimyasal silah kullandığı iddiasıyla ABD ve Avrupa yaptırımlarına maruz kalan bir kişiyi barındırdığı için uluslararası tepkiden çekindiği ifade edildi. BAE hükümeti yorum talebine yanıt vermedi.
Ancak isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir Rus diplomatik kaynağa göre Moskova, askeri müdahalede bulunmak istememekle birlikte Esad’ı hemen terk etmeye de hazır değildi.
İki bölgesel yetkili, Cumartesi ve Pazar günleri Katar’da düzenlenen Doha Forumu’na katılan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Esad’ın güvenliğini sağlamak için diplomatik çabalara öncülük ettiğini, Türkiye ve Katar’ın HTŞ ile olan bağlantılarını kullanarak Esat’ın Rusya’ya güvenli bir şekilde gitmesini sağlamaya çalıştığını söyledi.
Batılı bir güvenlik kaynağı, Lavrov’un Esat’ın güvenli bir şekilde ayrılmasını sağlamak için “elinden geleni” yaptığını aktardı.
Kaynaklardan üçü, her iki ülkenin de ABD ve BM tarafından terör örgütü olarak tanımlanan HTŞ ile temasları olmadığını resmi olarak belirtmelerine rağmen, Katar ve Türkiye’nin Esad’ın çıkışını kolaylaştırmak için HTŞ ile anlaşmalar yaptığını savundu.
Üç kaynağa göre Moskova ayrıca Esad’ın içinde bulunduğu ve Suriye hava sahasını terk eden bir Rus uçağının engellenmemesi ya da hedef alınmaması için komşu ülkelerle koordinasyon halindeydi.
Katar Dışişleri Bakanlığı, Esat’ın çıkışıyla ilgili sorulara yanıt vermezken, Reuters yorum için HTŞ’ye ulaşamadı. Bir Türk hükümet yetkilisi, Rusya’nın Esat’ın uçuşu için Türk hava sahasını kullanma talebi olmadığını söyledi ancak Ankara’nın kaçışı kolaylaştırmak için HTŞ ile çalışıp çalışmadığına değinmedi.
Esat’ın son Başbakanı Muhammed Celali, Cumartesi gecesi saat 22.30’da devrik Cumhurbaşkanı ile telefonda konuştuğunu anlattı.
Celali, bu hafta Suudi Arabistan’a ait Al Arabiya televizyonuna verdiği demeçte, “Son telefon görüşmemizde kendisine durumun ne kadar zor olduğunu ve Humus’tan Lazkiye’ye doğru büyük bir göçün yaşandığını söyledim. Sokaklarda panik ve dehşet vardı” dedi.
“O da ‘Yarın göreceğiz’ diye cevap verdi” diye konuşan Celali, “’Yarın, yarın’, bana söylediği son şeydi” ifadesini kullandı. Celali, Pazar günü şafak sökerken Esad’ı tekrar aramaya çalıştığını ancak yanıt alamadığını söyledi.
(Kaynak: VOA Türkçe)