İran’da Kadın Mücadelesine Karşı “İdam Cezası” Politikası

Kadın hakları aktivisti Rouhi Shafii, İran’daki kadın mücadelesine herkesin sahip çıkması gerektiğini belirterek, “Kadınları gözaltı ve ölümle korkutmaya çalışıyorlar” dedi ve ekledi:

“Ama bu hiçbir işe yaramayacaktır. Maalesef dünyanın her yerinde insanlar balık hafızalı ve yaşananları çok çabuk unutuyorlar. Sesimizi yükselttiğimizde bize destek oluyorlar, kavgamız sessizliğe büründüğünde ise susuyorlar.”

İran İnsan Hakları Örgütü’nün Temmuz ayında yayımladığı insan hakları ihlalleri raporuna göre, 1 ayda 55 tutsak idam edildi. İdam kararlarının çoğu, başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle katledilen Jına Mahsa Amini’nin ardından başlayan “Jin, jiyan, azadi” direnişi gerekçesiyle verildi. Rapora göre, Temmuz ayında en çok Güney Horasan ve Rezevi Horasan eyaletlerindeki cezaevlerinde idamlar gerçekleştirildi. Yine kısa bir süre önce kadın hakları savunucusu Pexşan Ezizi ve Şerife Muhammedi’ye de idam cezası verildi.

Göç Sonrası Şiddete Karşı Uluslararası Koalisyonu (ICAVI) kurucusu ve Namus Cinayetini Durdur Kampanyası üyesi Rouhi Shafii, tutsaklara verilen idam cezalarını değerlendirdi.

İran rejiminin toplumu tekleştirmek istediğini belirten Shafii, bu politikasını da özellikle kadınlar üzerinden yürüttüğünün altını çizdi. Shafii, “İranlı kadınlar, Ortadoğu’da giyinme özgürlüğünü, üniversitede eğitim fırsatını, seçimlerde oy kullanma hakkını ve istedikleri işe girme özgürlüğüne sahip ilk kadınlar oldular. Ancak İran’ın dini lideri Ali Hamaney ve destekçileri, buna tahammül edemedi ve tıpkı Taliban gibi, ilk hedefleri kadınlar oldu. İranlı eğitimli ve ne istediğini bilen kadınların, Hamaney ve taraftarları ile yıllardır süregelen bu mücadelesi, Jına Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından ortaya çıkan ‘Jin, jiyan, azadi’ hareketinden çok önce başladı” diye konuştu.

“Jin, jiyan, azadi”nin yıllardır süregelen baskı ve şiddetin karşısında duran kadın mücadelesinin devamı olduğunu söyleyen Shafii, İran’daki kadın mücadelesine herkesin sahip çıkması gerektiğini belirtti. Shafii, “Kadınları gözaltı ve ölümle korkutmaya çalışıyorlar. Ama bu hiçbir işe yaramayacaktır. Maalesef dünyanın her yerinde insanlar balık hafızalı ve yaşananları çok çabuk unutuyorlar. Sesimizi yükselttiğimizde bize destek oluyorlar, kavgamız sessizliğe büründüğünde ise susuyorlar” dedi.

“İranlı kadınlar, Ortadoğu’daki tüm kadınların özgürlüğünün öncüsü olacak”

İran rejiminin bir “kukla rejimi” olduğunu söyleyen Shafii, İran’da özgürlük için mücadele veren kadınların dünya kadınlarının özgürlüğüne öncülük edeceğini vurguladı. Shafii, “İranlı cesur kadınlar, ülkemizi işgal eden dinci rejime karşı mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadı. Kadınlar şimdi ise içeride ve dışarıda yeniden toplanıp taleplerini yerine getirmeye hazırlanıyor. Zaten zorunlu başörtüsü takmama hakkını da kazandılar ve her türlü tehdit, para cezası ve hapis cezasına rağmen büyük şehirlerin sokaklarında özgürce yürüyorlar. Sizi temin ederim ki İranlı kadınlar, Ortadoğu’daki tüm kadınların özgürlüğünün öncüsü olacaktır” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir