DEM Partili Bakırhan: Bizde Rant, Usulsüzlük Ve Yolsuzluk Yok
Seçim çalışmaları kapsamında Tunceli’de halka seslenen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Biz geldiğimizde belediyemize Dersim ismini yazmıştık ama kayyım o tabelayı kaldırdı. Sizlere söz veriyoruz. Biz geldiğimizde o tabela yeniden Dêrsim olarak değişecek” dedi.
Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kimseyi ötekileştirmedik” sözlerine değinen Bakırhan, “21 yıldır Alevileri, Kürtleri ötekileştiriyorlar. Erdoğan, Alevilere ‘tür’ diyor. Daha Aleviliğin ne olduğunu bilmiyor. Kürtleri açlıkla, cezaevleriyle ötekileştiriyor. ‘Kadın da olsa çocuk da olsa gözünün yaşına bakmayın, gereğini yapın’ diyor. Bunlar doğamızın, Kürtlerin, yaşamımızın düşmanıdır. Dersim topraklarını HES’lerle doldurdular. Yetmedi, Dersim’ de sermayedarlara 150 tane maden ruhsatı verdi. Doğamızı talan etmek, elimizden almak istiyorlar. İnancımıza, kimliğimize saldırıyorlar. Utanmadan ‘kimseyi ötekileştirmedik’ diyorlar” diye konuştu.
Dersim İttifakı’na değinen Bakırhan, “Bu ittifakta emeği geçen, katkısı olan bütün arkadaşları saygıyla selamlamak istiyorum. Bu ittifak sadece bir seçim ittifakı değil, talana karşı bir ittifaktır. Devrimci kimliğinin bir ittifakıdır. İnanıyorum ki bu ittifak Dersim’i ittifaklar konusunda Türkiye’de önemli bir model yapacaktır” diye konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, seçim çalışmaları kapsamında Tunceli’de halk buluşmasına katıldı. Bakırhan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Değerli Dersimliler, bize mücadeleyi öğreten kıymetli halkımız, direniş denilince akla gelen kentlerimizden biri olan Dersim’de bugün sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duydum, onur duydum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Seyid Rıza’nın torunlarıyla, Doktor Şıvan’ın yoldaşlarıyla Alişerlerin, Mahirlerin, İboların, Denizlerin, Zarifelerin, Sakinelerin diyarında olmaktan büyük gurur duydum. Dersim’de belediye eş başkanı olarak seçilen ve şu an cezaevinde olan Nurhayat Altun arkadaşımıza da selam ve sevgilerimizi yollayalım.
Birlikte aynı dönem cezaevinde kaldığımız Mehmet Ali Bul arkadaşımıza da hoş geldin diyorum. 90 yıl önce Tunceli Kanunuyla buraları kimliksizleştirmeye çalıştılar. Şimdi de Dersim ismini yok sayarak burayı kimliksizleştirmeye çalışıyorlar. Ama eminim ki Seyid Rıza’nın torunları Dersim demekte inat edecek, Dersim diyecek ve burası binlerce yıl Dersim olarak kalacaktır. Biz geldiğimizde belediye binasının üzerine Dersim yazmıştık ama arkadaşlarımızın yerine atanan gaspçı kayyım Dersim ismini silerek Tunceli ismini oraya bıraktı. Sizlere söz veriyoruz 1 Nisan’da o tabelayı arkadaşlarımız Dersim olarak değiştirecek.
Değerli halkımız, mitinglerdeki konuşmalarımızda Erdoğan ve AKP’den bahsetmeden geçemiyoruz. Türkiye’yi batırdılar, zehirlediler. Ekonomi desen diplerde. Özgürlük yok, demokrasi yok ama beyefendi, “Biz kimseyi ötekileştirmedik” diyor. 21 yıldır AKP iktidarının en fazla ötekileştirdiği kesimler Alevilerdir, Kürtlerdir, bugün Dersim meydanındadır. Biz kimseyi ötekileştirmedik diyen Erdoğan, Alevilere “tür” diyor. Daha Aleviliğin ne olduğunu bile bilmiyor. Sanki kendisi değildi, “Çocuk da olsa kadın da olsa gözünün yaşına bakmayın, gereğini yapın” diyen. Bunlar sadece Dersim adının değil Kürt dilinin, Kürtlerin de düşmanıdır.
Doğamızın düşmanıdır, gençlerin, yaşamımızın düşmanıdır. İnşallah 31 Mart’ta başta Dersim olmak üzere Kürdistan’ın dört bir yanında ve metropollerde bu düşmanlığa halklarımız en iyi cevabı verecektir. Ötekileştirmedik diyor ama Dersim coğrafyasını HES’lerle, RES’lerle doldurdular. Bu nasıl ötekileştirme değilse onu da anlamadım. Yetmedi; Dersim’de sermayedarlara, kendi yandaşlarına 150 tane maden ruhsatı verdi. Zulüm, açlık, yoksulluk yetmedi, doğamızı da talan etmek ve elimizden almak istiyorlar. Yani 31 Mart seçimi aynı zamanda RES’lere, HES’lere, barajlara, Dersim’in doğasının yok edilmesine hayır diyerek DEM Parti’yi Dersim’de yönetim yapmanın seçimidir. Var mısınız?
“Dersim halkı 38’lerden günümüze asla pes etmedi, yine etmeyecek”
İnancımıza saldırıyorlar, doğamıza, kimliğimize saldırıyorlar ama utanmadan da biz kimseyi ötekileştirmedik diyorlar. Parlamentoda iki kelime Zazaca, Kurmancî, Süryanice, Arapça, başka bir diller konuştuğumuz zaman sesimizi kısıyorlar. Özellikle Kürtçe konuşulduğu zaman “bilinmeyen dil” diyorlar. Yahu, bundan büyük ötekileştirme mi var? Bin yıldır bu topraklarda konuşulan ve konuşulmaya devam edilecek bir dile, bilinmeyen dil diyenler daha nasıl ötekileştirecek, daha ne yapacaklar? İnşallah hep birlikte ötekileşmeye karşı en büyük yanıtı vereceğiz.
38’de katlederek sürdüler, 94’lerde köylerimizi yakıp bizleri zorla sürgün ederek göçertmeye çalıştılar. Şimdi de Dersim’i insansızlaştırmak istiyorlar, Kürtsüzleştirmek istiyorlar. Dersim’de istiyorlar ki diline, kültürüne, onuruna sahip çıkan kimse kalmasın. Ama biz biliyoruz ki Dersim halkı 38’lerden günümüze asla pes etmedi; coğrafyasını, kimliğini, kentini bırakmadı. Yine devam edecek ve kentine, toprağına sahip çıkarak bunlara en iyi yanıtı verecek.
Dersim’e girdik önümüzde bir araç vardı. Normalde kitleyi çekerler ama bizi çektiler. Sanırım sizin korkmayacağınızı gördüler, bizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama bilmiyorlar ki her bir arkadaşımız onların işkencesini de zindanını da emniyetini de kamerasını da fotoğrafını da gördü. Korku iklimi sona ersin. Dersim’de ilçeleriyle, beldeleriyle onlarca böyle buluşma yaptık. Her yerde böyle muazzam bir direniş, muazzam bir sahiplenme, istenç var. Herkes diyor ki bizim olanı almak için 27 gün kaldı. Gün sayıyorlar. 31 Mart’ta Kürdistan’ın her yerinde bizim olanı, sizin olanı, Kürtlerin olanı, emekçinin ve yoksulun olanı, Alevilerin olanı geri alacağız. Söz veriyoruz; halkın olanı halkın kapısı yapacağız.
Faili meçhullerin ilk başladığı yerlerden biri Dersim’dir. Dün bir faili meçhul davası olan JİTEM davası İstinaf tarafından cezasızlıkla sonuçlandırılıp Yargıtay’a gönderildi. 100 yıldır Kürt’ü katletmek, öldürmek, yoksullaştırmak cezasız. Dersim’in dört bir tarafı kamera dolu ama Gülistan Doku henüz bulunamadı, akıbetini bilmiyoruz. Yargı eliyle Kürt’ü öldürmek, kaybetmek, Kürt’e zulüm etmek, köyünü yakmak, faili meçhul cinayetler işlemek cezasızdır diyorlar. Kürt halkı, ezilenler bunu görmeyecek mi? Bir gün parlamentonun 3. büyük partisi olacağımızı kimse tahmin etmiyordu, 100’ün üzerinde belediye alacağımızı kimse tahmin etmiyordu.
En iyi hizmeti yapacağımızı kimse tahmin etmiyordu. Bir gün yönetim olduğumuzda katlettikleri, yok ettikleri, talan ettikleri doğamızın, dilimizin, kültürümüzün hesabını bunlardan soracağız. Bizim için Dersim DEM Parti’dir, DEM Parti Dersim’dir. Biz aynı Dersim gibiyiz. Bir dörtlük var sizlere okuyacağım. “Hangi dağ efkarlıysa biz oradayız, perişan edilen her şey bizimdir. Yağmur oluyoruz, kuruyan ırmaklara akıyoruz.” İnşallah 31 Mart’ta da yine ezilenin, emekçinin, geçinemeyenin, ücretini ödeyemediği için ulaşımı kullanamayanın, faturasını ödeyemeyenin yanında olacağız.
Dün Hazine Bakanı AKP’yi o kadar güzel özetledi ki, bazen binlerce kelime söylüyoruz ama onların söylediği kadar yerini bulmuyor. Diyor ki, Murat Kurum gelirse şirketler kazanacak. Demek ki AKP kimin partisiymiş? Şirketlerin, sermayedarların. Bunu kendi bakanları itiraf ediyor. Şirketlere, sermayedarlara, madencilere, rantçılara hizmet eden bir partiye karşı emekçilerin, yoksulların, işçilerin adresi DEM Parti’dir. DEM parti inançların, halkların, emekçilerin partisidir. Yok sayılan kadınların ve gençlerin partisidir ve öyle olmaya da devam edecektir.
“Biz yaptıkça AKP-MHP yıktı, yıkımı onaracak olan da DEM Parti’dir”
Yine Erdoğan çok manidar bir şey söyledi. “İnsanımızın lokmasına göz dikenlerle mücadele edeceğiz” diyor. O zaman kendisiyle mücadele etmesi gerekiyor. Emekçinin lokmasına göz dikenler kimlerdir? Bu toplumu aç bırakanlar kimlerdir? Emekçileri 10 bin TL ile açlık, yoksulluk sınırının altında yaşatanlar sanki kendileri değil. Bir de mücadele edeceklermiş. Yani daha fazla lokmamızı almaya çalışacaklar. Bu sözden anlaşılan budur. Ama eminim Türkiye’nin emekçileri, yoksulları buna en iyi yanıtı verecektir. Mehmet Ali arkadaşımız burada, Dersim’in sorunlarını biliyoruz. 25 yıllık yerel yönetimler pratiğimiz var.
Kayyımlar tarafından kesintiye uğratılsa da sizler de yaşayıp gördünüz. Bundan sonra kesintisiz bir şekilde demokratik, halkçı, toplumcu yerel yönetimler pratiğimizi arkadaşlarımızla, Dersim İttifakıyla birlikte burada hayata geçireceğiz. Arkadaşlarımız daha önce yönetime geldikleri zaman sıfır rantlı imar planı yaptılar. Ancak bizim bu sıfır rantlı imar planımızı onlar engellediler. Çünkü rant yoksa, onlar için imarın da bir anlamı yok. Çöp kamyonları aldılar parasını Dersim Belediyesi ödedi ama kamyonları vermediler. Yani alacağınız var onlardan. Gıda Bankası projesi kurduk, yıktılar. Yaşam merkezini yaptık onlar yıktı. Biz yaptıkça onlar yıktı. Biz gerçekten alternatif belediyecilik hizmeti sunuyorduk. AKP- MHP yıkım ittifakıdır, yıkım iktidarıdır. İnşallah o yıkımı onaracak olan DEM Parti’dir, Dersim İttifakıdır, emekçiler ve yoksullardır.
Dersim deprem bölgesidir. Akademisyenler televizyonlarda değerlendirirken Dersim’i, Bingöl’ü işaret ediyor. Peki, bu konuda herhangi bir önlem var mı? Hükümet kılını kıpırdatıyor mu, kaynak ayırıyor mu? Tam tersine deprem vergilerini çarçur ettiler, bitirdiler. Kimse de hesap soramıyor. Depremde güvenliği almayanların yiten her yapının, her canlının sorumlusu olduğunu buradan söylüyoruz. Deprem için önlem almak öyle oturup kuru pastayla, çayla sohbet etmek değildir.
Munzur Dağında 150’den fazla maden sahası açtılar. Emin olun; biz geldiğimiz zaman o ruhsatlar nasıl iptal edilecekse, nasıl yok sayılacaksa arkadaşlarımızla birlikte elimizden gelen çabayı ortaya koyacağız. Resmen Dersim’de İliç’teki gibi bir katliama davetiye çıkarıyorlar. İliç’in mimarı İstanbul’dan büyükşehir belediye başkan adayı olmuş. Rantsal dönüşümün altna imza atan vatandaş, oradan aday olmuş. Biz de onun karşısına Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni ile çıktık. Rantsal dönüşümcülere, İliç’teki katliamın altında imzası bulunanlara inşallah her yerde gerekli cevabı hep birlikte vereceğiz.
Önemli bir konumuza gelelim, Dersim İttifakına. Bazı şeyler zor oluyor, yoğun tartışmalar sonucunda oluyor, birbirini anlamakla oluyor, fedakarlıkla oluyor. Dersim’de Dersim İttifakını kurduk. Bu ittifakta emeği geçen, katkısı olan arkadaşları bir kez selamlıyorum. Dersim İttifakı sadece bir seçim ittifakı değildir; Dersim İttifakı talana karşı bir ittifaktır, Dersim’in devrimci kimliğinin ittifakıdır, Dersim’in tarihsel geçmişinin ittifakıdır. Eminim ki bu ittifak Dersim’de gerekli olan hizmeti, gerekli olan çabayı ortaya koyarak Dersim’i ittifaklar konusunda Türkiye’de önemli bir model haline getirecektir.
“1 Nisan itibariyle Dersim’de yine çok dilli, çok inançlı belediyeciliğe başlıyoruz”
Bizler bir üzüm tanesini kırk canla paylaşan yoldaşların geleneğinden gelen insanlarız. Emin olun; Dersim’in bütün değerlerini Dersim halkıyla paylaşma görevini, bir üzümü kırk parçaya bölerek paylaşan yoldaşların yolundan gidenler kararlı bir şekilde yerine getirecektir. Dersim’de belediyecilik kolay bir şey değil. Dersim’de belediyenin söylediği her şeyin, yüklendiği her sorumluluğun bir karşılığı vardır. Biz bunu bilerek bu sorumluluğun altına girdik.
Söylediğimiz her söz, yaptığımız her pratik Dersim’e, sizlere, Dersim’de yaşayan her kesime layık olacaktır. 1 Nisan itibariyle Dersim’de yine çok dilli, çok inançlı belediyeciliğe başlıyoruz. Birçok belediyemizde çok dilli belediyeciliği uyguladık. Burada da tekrar bu uygulamayı arkadaşlarımız aracılığıyla devam ettireceğiz. Bakın Karaçoban Belediyemiz var, Erzurum’un küçük bir ilçesi. Karaçoban Belediyesi bizim model belediyemizdir. Ne yapmış bu belediyemiz? Orada ekilip biçilmeyen 510 dönüm toprağa buğday ekmiş, buğdayı öğütmüş, yoksul Karaçoban halkına çok ucuz bir fiyata ekmek sağlamış.
Kadın ve öğrencileri 25 kuruşa taşıyor, 25 kuruş! 25 kuruş belki şimdi kimsenin cebinde kalmadı. Evet, yanlış duymadınız 25 kuruş! Tam bilet 50 kuruş. İşte bizim belediyecilik anlayışımız Karaçoban Belediyesindeki gibidir. O ilçede pek şok sosyal donatılar var. Kadınların yüzeceği ve spor yapacağı sosyal tesisler ile halkımızın, gençlerimizin uyuşturucu batağından çıkması için satrançtan tutalım kültürel sanatsal bütün etkinliklere kadar pek çok şeyi o küçük belediyemiz hayata geçiriyor.
Başka ne yapmışlar? 7 milyon borçla aldığımız belediyenin bütün borçlarını sıfırlamışlar. İşçilerin, emekçilerin en yüksek maaş aldığı belediyemizdir. Kendi yandaşından, akrabasından, ailesinden hiç kimseyi belediyeye almamış, ihtiyacı olanı almış. Karaçoban halkının kararlarıyla bunu yapmış. Ne yapmış Karaçoban? Köylere ücretsiz ulaşım aracı göndermiş. Erzurum Büyükşehir Belediyesi Karaçoban Kürt olduğu için hizmet götürmemiş, Karaçoban Belediyesi kendi olanaklarıyla 21 köyün yolunu yapmış. Dolayısıyla biz bu gelenekten geliyoruz. 25 yıllık gelenekten geliyoruz. Bizde rant yok, usulsüzlük yok, yolsuzluk yok. En başta Dersim’deki arkadaşlarımız, Türkiye’nin dört bir yanındaki aday arkadaşlarımız için bu prosedür geçerlidir. Halkımızın memnun olmadığı, halkımızın değerlerine, inancına, diline dönük bir eksiklikte onların yakasına yapışacak olan biziz.
Bu başı seccadede, eli semada, aklı haramda olanlar Dersim’e de kaçak seçmen taşıyorlar. Elazığ’dan getiriyorlar, buradan oy kullandıracaklar. Dersim halkının iradesini gasp edecekler. Nasıl ki biz sizlere söz verdiysek, sizler de bu hilekarlara, bu kaçak seçmen taşıyanlara karşı birlik olmak, birlikte olmak, hak seçmen taşımak gibi bir sorumlulukla karşı karşıyasınız. Lütfen Dersimli olup Dersim’de oy kullanması gereken ama yurt dışında olan, ama metropolde olan bütün arkadaşlarımızı bugünden itibaren arayın, çağırın. Ulaşım konusunda sıkıntı yaşayan canlarımız varsa en yakın DEM Parti ilçe ve il örgütlerine gitsinler, o sıcak demli çaydan içsinler, biletlerini alıp oylarını kullanmaya gelsinler.
Ağaçla karşınıza çıkıyoruz. Mührü DEM Parti’nin altına basacağız; meyvesini Dersim’in emekçileri, yoksulları, Aleviler, Kürtler, burada yaşayan herkes yiyecek. Hepinize bu coşkulu karşılamanızdan, pırıl pırıl duruşunuzdan dolayı teşekkürlerimi iletiyorum. Emin olun ki fabrikalarda, sokaklarda, parlamentoda, yaşamın neresinde olursa olsun size ve taleplerinize layık olacak bir pratik ortaya koyacağız.
Şimdi sizlere çok değerli ve pırıl pırıl tanıdığınız iki arkadaşınızı, Birsen Orhan ve Cevdet Konak arkadaşlarımızı emanet ediyorum. Onlar Seyid Rızaların, Sakinelerin, Denizlerin, Mazlumların size emanetidir. Lütfen emanetlerinize sahip çıkın. Dersim’in doğru ellerde, doğru bir ittifakla Türkiye ve dünyada örnek bir model ortaya çıkarması için elinizden gelen çabayı ortaya koyacağınıza olan inançla hepinizi saygıyla selamlıyorum.