Hatimoğulları’ndan Erdoğan’ın Emeklilerle İlgili Açıklamasına Sert Tepki
Batman Kozluk’ta halka seslenen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Erdoğan meydanlarda ülkeyi kendisi yönetmiyormuş da muhalefetteymiş gibi konuşuyordu. İşte ar damarı çatlamış siyasetçiler böyle yaparlar. Biz dedik ki 10 bin lira emekli maaşı olmaz, bu 10 bin lira onlara yetmez. Onların ücretini artırmak için halk olarak da devlet olarak da gece gündüz çalışmamız gerekiyormuş, Erdoğan böyle söyledi. Emekli zaten gece gündüz çalıştığı için emekli oldu ey Erdoğan, çalışmadan kim emekli oluyor. Onlar daha bizi gece gündüz çalıştıracakmış da bizlerin emeklilik maaşlarını artıracaklarmış. Utanmazlığın tamamen daniskası!” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, yerel seçim programı kapsamında bugün Batman’daki buluşma ve ziyaretlerine devam etti. Kozluk’ta halk buluşmasına katılan Hatimoğulları, daha sonra Batman merkezde esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Kozluk’taki halk buluşmasında konuşma yapan Hatimoğulları, şunları söyledi:
“Merheba hevalên heja, hûn bi xêr hatin. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Merhaba Edip Solmaz’ın, Mehmet Sincar’ın, Cengiz Altun’un, Rojwelat’ın memleketinin güzel insanları hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Tam da sizin dediğiniz gibi kayyımcı zihniyete karşı, bizleri inkar edenlere karşı, Kürtçeyi Ankara’da yasaklayanlara karşı, kadınları ve gençleri yok sayanlara karşı, Rojava’da Kürt halkını bombalayanlara karşı, belediyelerimizi elimizden çalanlara karşı direne direne kazanacağız.
Değerli Kozluk halkı, yerel gündemlere de geleceğim ama birkaç başlığı konuşacağım. Dün Erdoğan meydanlarda ülkeyi kendisi yönetmiyormuş da muhalefetteymiş gibi konuşuyordu. İşte ar damarı çatlamış siyasetçiler böyle yaparlar. Biz dedik ki 10 bin lira emekli maaşı olmaz, bu 10 bin lira onlara yetmez. Onların ücretini artırmak için halk olarak da devlet olarak da gece gündüz çalışmamız gerekiyormuş, Erdoğan böyle söyledi. Emekli zaten gece gündüz çalıştığı için emekli oldu ey Erdoğan, çalışmadan kim emekli oluyor. Onlar daha bizi gece gündüz çalıştıracakmış da bizlerin emeklilik maaşlarını artıracaklarmış. Utanmazlığın tamamen daniskası! Erdoğan’a Batman Kozluk’tan diyoruz ki emekli yeterince çalıştı.
Sağ olsunlar emekçiler bu toplumun yükünü sırtlamış. Onların sırtındaki yük ağırdır. Sen onlara 3 bin TL ek ikramiye vererek ne yaptığını zannediyorsun? Ramazan ayı geliyor ve evinize bir misafir gelse, verdikleri 3 bin TL’lik ikramiye sadece bir akşam iftar yemeğini karşılayabilir. Buradan Erdoğan’a bir kez daha diyoruz: Emekçiye, işçiye, yoksula ayrılacak parayı çalıyorsunuz, İHA’larla ve SİHA’larla Kürt halkını Rojava’da vurmak için kullanıyorsunuz. İnsanlar yoksulluktan bahsedince bir ülkenin cumhurbaşkanı mermi fiyatını soruyorsa, bu utancın daniskasıdır! Batman’dan, Kozluk’tan diyoruz ki savaşa ayırdığın bütçeyi emekliye ver. SİHA’larla, İHA’larla Derik’te dün sivilleri vurdular. Sivillerin yaşam alanlarını, iş alanlarını vurdular.
Daha önce Rojava’da Kürt halkının hastanelerini vurdular, tekstil atölyelerini vurdular. İşte devletin parasını oraya harcıyorlar. Sadece bu mudur? Tabii ki değil! Onlar saraylarında günde 36 bin TL harcıyorlar. Sadece bir günde 36 bin TL. Hiçbir Müslüman, İslami değere sahip olan hiçbir insan buna cevap vermez. İnsanlar aç ve yoksul iken sen zevk û sefan için bin yüz odalı sarayın için ne yapıyorsun, günde 36 bin TL harcıyorsun. Bakın Hz. Muhammed bir hadisi şerifinde şunları söyler. (Arapça hadis okudu) Devlet malından bir hırka bile aşırsan, savaşta ölsen de şehit olamazsın. Beytülmalı çaldı bunlar, halkın malını çaldı bunlar! Bir de çıkıp İslami değerleri savunuyorlar. Hadi oradan, hadi oradan, siz hırsızsınız! Hadi oradan hırsızlar!
AKP ve iktidar Kürdistan’a gelince Kürtlerin oyunu almak için Kürtçe konuşmayı taklit ediyorlar. Meclis’te Dünya Anadili Gününde Kürtçe konuştuğumuzda, kendi anadilimizde, Arapça, Süryanice, Lazca, Ermenice, Çerkesçe konuştuğumuzda o mikrofonu kapatanlar, geliyor Kürdistan’da Kürt’ün oyunu almak için Kürtçe taklitlerde bulunuyor. Biz de diyoruz ki Kürtçeyi Ankara’da yasaklayanlar gelip Kürdistan’da savunamaz. Yalandır, yalan!
Kürdistan’daki mütedeyyin kardeşlerim, özellikle sizlere sesleniyorum. Kürt mütedeyyinler, AKP’nin yerelde kurduğu iş birliklerine dikkat edelim. Hizbulkontra ile kol kola girmelerine dikkat edelim. Hizbulkontra Kürdistan’da Kürt aydınlarını, yazarlarını, siyasetçilerini katledenlerin adresidir. Hizbikontrayı şimdi de siyasi parti kılığıyla karşımıza çıkarmaya çalışıyorlar. En çok Filistin konusunu Kürdistan’da gündeme getiriyorlar. Filistin için timsah gözyaşı döküyorlar. Gerçekten Filistin için ağlayan yok. Daha birkaç gün önce seçim meydanlarında Erdoğan konuşma yaparken bir grup Filistin için pankart yazdı. O pankartta “İsrail ile bütün anlaşmalarını bitir” yazıyordu. Filistin işgali devam ederken, Mescid-i Aksa bombalanırken, Gazze bombalanırken, Müslüman kardeşlerimiz katledilirken, çocuklar katledilirken sözüm ona Filistin halkına sahip çıkıyorlardı.
Yalan! Çünkü bu birkaç ay içerisinde İsrail’le yaptıkları çelik ve gıda ihracatının, ticaretin hadi hesabı yok. Yürekten Müslüman olan kardeşlerim, İslami değerleri savunan kardeşlerim işte o AKP mitinginde pankart açtılar ve Erdoğan’a dediler ki timsah gözyaşı dökmeyin, gerçekten Filistin halkının yanındaysanız İsrail ile ilişkilerinizi kesin. Kürdistan’da da AKP’nin küçük ortağı, yani sözüm ona DEM Partiye karşı maddi manevi devlet tarafından desteklenen küçük ortağı buraya gelip Filistin için gözyaşı döküyormuş. Burada Filistin için gözyaşı döküyorsanız Ankara’ya gidip AKP ile Saray’da kol kola olamazsınız. Yalandır, yalandır. Haramdır, haramdır.
AKP iktidarı, Erdoğan ve adayları gittikleri her yerde “teröristan” deyip duruyor. “Suriye sınırında teröristan devletini kurdurmayacağız” diyorlar. Biz baştan beri şunu savunduk DEM Parti olarak: Kürt halkının Rojava’da ve 4 parçada verdiği onurlu mücadele hepimizin mücadelesidir. Kürt sorunu bir statü sorunudur. Suriye’de de Türkiye’de de Kürt sorunu çözülmelidir. Filistin halkı için ağlayıp aynı insanların kalkıp Kürdü Afrin’de katletmesini asla kabul etmeyiz. Biz barış için içeride de dışarıda da çalışmaya devam edeceğiz. Seçim kampanyasını “teröristan” sözleriyle yürüten Erdoğan’a buradan söylüyoruz: Bu ülkede en büyük terörü halkları birbirinden ayrıştırarak, 84 milyon yurttaşa eşit davranmayarak, ırkçılık yaparak, Kürt’ü ve Kürt’ün iradesini tanımayarak, onları hapsederek sizler yapıyorsunuz. Bu seçimlerde de sizden hesap soracağız.
“Beton blokları parçalayarak geleceğiz, belediyeleri halkımıza açacağız”
Bu hırsızlar Saray’da o kadar güzel hırsızlık eğitimi aldılar ki bizim belediyelerimizde de aynı yöntemi kullandılar. Kayyım atadılar. Kayyım demek, Kürt halkının iradesini tanımamak demektir. Kayyım demek, seçme ve seçilme hakkını Kürt’ün elinden almak demektir, hırsızlık demektir. Sadece siyaseten irademizi çalmaya kalkışmadılar, belediyelerin kasalarını da boşalttılar. Kürdistan’ın her yerinde çamur deryası yollar. Birçok yerde insanlar temiz içme suyuna erişemiyor. Alt yapı yok, kanalizasyon yok.
Kayyımcı anlayış geldiği ilk günden itibaren kadınların iradesini kırmaya çalıştı. Eş başkanlık ve eşit temsiliyet çizgimizi engellemeye kalkıştıklarını sanıyorlar ama aldanıyorlar. Biz Türkiye’nin her yerinde eş başkanlığa uygun olarak adaylar çıkardık. 31 Mart seçimlerinde hep birlikte kayyımları süpüre süpüre gönderecek miyiz? Göndereceğiz. Yeniden o söktükleri Kürtçe tabelalarımızı belediyelerimize asacağız. Kozluk Belediyesinde Kürtçe ve Arapça dil hizmeti sağlayacağız. Çok dilli belediyecilik anlayışımızla belediyelerimizi yöneteceğiz. Hırsız korkar ya çaldığı için.
Kayyım atandıktan sonra bunlar da belediyelerin etrafını jandarmayla ya da beton bloklarla çevirdiler. Biz o beton blokları parçalayarak geleceğiz ve belediyeleri halkımıza açacağız. Belediyelerimizi şeffaf bir şekilde yöneteceğiz. Sizler yöneteceksiniz belediyeleri. Kültür sanat kurumlarımızı yeniden açacağız. 30 yıllık deneyimimizle bugüne kadar getirdiğimiz kadın kurumlarımızı kapattılar, onları yeniden tek tek açacağız. Kadınlar için meslek edindirme kursları, istihdam alanları, kadın danışma merkezlerini hep beraber açacağız. Çünkü bizler Sakinelerin, Pakizelerin, Jîna Mahsaların “Jin Jiyan Azadî” sloganıyla yol yürüyen insanlarız.
Burası tarım açısından oldukça verimli bir bölge. Kozluk tuzculuğun geliştiği bir bölge. Ama AKP bugüne kadar bütün kaynaklarımızın erimesine sebep oldu. Destek vermiyorlar, teşvik etmiyorlar. Üreticiye su ve mazot desteği sağlamıyorlar. İşte o yüzden ülkemizde de Batman’da da bunu bitirdiler. Buradan sözümüz olsun ki bizler belediyeleri yeniden yönetmeye başladığımızda istihdam alanları yaratmak için çalışacağız. Gençler işsizlikten dolayı göç etmek zorunda kalmayacak. Burada iş alanlarını hep beraber yaratacağız. Hep beraber demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir belediyecilik anlayışı için var mıyız arkadaşlar?
AKP kayyımcı zihniyeti, seçim hırsızlığına ve hilelerine yenilerini eklemeye devam ediyor. Bazı merkezleri kazanmak için tabur tabur asker yönlendirmişler, seçmen kaydırmışlar. Biz örgütlü bir halkız ve pekala bunu boşa düşürebiliriz. Yapmamız gereken şey şudur; bugüne kadar bize oy vermemiş bütün ailelerin kapılarını çalmak ve bu Kürt düşmanı AKP’ye ve ortaklarına neden oy verilmemesi gerektiğini tek tek anlatmak.
Ayrıca burada oyu olup başka şehirlerde olan değerli kardeşlerimizin gelip oylarını kullanması için çağrı yapalım. Onlara kendilerine en yakın DEM Parti ilçe binasına gitmelerini söyleyelim. İlçe örgütlerimiz mutlaka onların seçim yerlerine gitmelerini sağlayacaktır. Biz örgütlü bir halkız, irademizi çalmalarına izin vermeyeceğiz. Gece demeden gündüz demeden hep beraber çalışacağız ve belediyeleri büyük bir farkla kazanacağız. Belediyelerimizi öyle güçlü bir şekilde kazanacağız ki Saray ve kayyım neye uğradığını şaşıracak. Erdoğan dünkü konuşmasında, “Türkiye yüzyılı yapacağız ve yeni yüzyılı gençlere teslim edeceğiz” demiş.
Biz de diyoruz ki gölge etme Erdoğan, başka ihsan istemez! Gençlerin ömrünü çaldınız, çeyrek yüzyılımızı çaldınız. Sizin yüzyılınız hırsızlık yüzyılıdır, savaş ve çatışma yüzyılıdır. Sizin yüzyılınız Kürt’e, kadına, gence, doğaya, insana ve haklarına düşman bir yüzyıldır. Sözümüz olsun ki demokratik bir cumhuriyetin yüzyılını biz DEM Parti olarak siz değerli halkımızla birlikte bütün ülkeye, Kürdistan’a armağan edeceğiz. Edip Solmazların, Mehmet Sincarların, Mazlumların, Pakizelerin yoldaşları olarak bizler, ant olsun ki, bu ülkeye bedeli ne olursa barışı ve demokrasiyi hep beraber getireceğiz. 31 Mart zaferimiz bunu getirecektir. Yolumuz açık olsun serkeftin.”