Zühtü Arslan: Anayasa Mahkemesi Kararlarına Uyulması Zorunluluktur
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, “AYM’nin kararlarını ve yorumlarını beğenmeyebilir, katılmayabiliriz ama uygulanması bir anayasal zorunluluktur” dedi ve ekledi:
“Anayasanın 153. maddesine göre AYM kararları kesin olup yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare organlarını, gerçek ve tüzel kişileri kapsar. 153. madde olmasaydı da sonuç değişmez. Kararların uygulanması anayasanı hepimizi bağlayan bir toplum sözleşmesini olmasının bir ürünüdür.”
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yeni üyesi Yılmaz Akçil için yemin töreni düzenlendi. Törene yargı mensuplarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, törende yaptığı konuşmada uygulanmayan AYM kararlarıyla ilgili konuştu. Arslan’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;
“Göreve başlarken Anayasayı ve temel hak ve özgürlükleri koruyacağımıza, görevimizi sadece vicdanımızın sesine uyarak yerine getireceğimize söz veriyoruz. Verilen sözün tutulması anlamına gelen ahde vefa toplum ve devlet hayatı için vazgeçilmez önemde ahlaki ve hukuki bir ilkedir. Ahde vefa ilkesinin yaşanan ters dalgalarla zedelendiğini görüyoruz.
Anayasa Mahkemesi norm denetimi ve bireysel başvuruda özellikle son 10 yılda karşı karşıya kaldığı ağır sınamalardan başarıyla çıkabilmiştir. Bireysel başvuru Türk yargı tarihinin en büyük reformlarından ve en büyük kazanımlarından biridir.
AYM bireysel başvuru kapsamında yüzbinlerce karar vermiş bunu yaparken de başvurucunun kimliğine bakmamıştır. Aralarında ağır cezalara mahkum edilmiş ve cezaları kesinleşmiş olanların da bulunduğu hemen her siyasi görüşten milletvekilinin ve siyasetçinin hak ihlali iddiaları incelenmiş, bunların bir kısmında ihlale hükmedilmiştir. Farkıl görüşlerden yayın kuruluşu, gazeteci ve yazarın yaptığı başvurularda basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Toplumun her kesiminden yapılan başvuruları özenle inceleyip karara bağlamaktadır.
“AYM, anayasaya uygunluk denetimi yapmaktadır”
Bireysel başvuru ile ilgili yanlış anlaşılan bazı hususları bir kez daha ifade etmek istiyorum. İlk olarak AYM, anayasa şikayeti olarak da anılan bireysel başvuruda temyiz incelemesi değil, anayasaya uygunluk denetimi yapmaktadır. Bu anlamda AYM’nin baktığı herhangi bir anayasal hak veya özgürlüğün ihlal edilip edilmediği hususudur.
Bireysel başvuruda AYM önündeki anayasal uyuşmazlığı anayasanın hükümlerini yorumlamam ve uygulamak suretiyle karara bağlar.
AYM’nin verdiği karar sonra görüş ve yorum farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle AYM kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini, temeli yoktur. Bireysel başvurunun etkili olabilmesi ihlalin giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bağlıdır. AYM bu ihlalin nasıl giderileceğini de göstermek zorundadır. İhlal, yargı kararından kaynaklanıyorsa bu yargı kararının ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilir.
Elbette AYM’nin kararlarını ve yorumlarını beğenmeyebilir, katılmayabiliriz ama uygulanması bir anayasal zorunluluktur. Anayasanın 153. maddesine göre AYM kararları kesin olup yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare organlarını, gerçek ve tüzel kişileri kapsar. 153. madde olmasaydı da sonuç değişmez. Kararların uygulanması anayasanı hepimizi bağlayan bir toplum sözleşmesini olmasının bir ürünüdür.”