Erdoğan, İstanbul Ve Ankara’yı İşaret Etti: Bunların Eline Bırakılmaz
Yerel seçimlere ilişkin değerlendirme yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha 7-8 ay var. Bu kadar aceleci olursak yanlış olur. İstişare bizim en büyük silahımız. İstişaremizi teşkilatımızın tüm yetkili birimleriyle yapacağız. Alternatif olarak hangi arkadaşlarımızı çıkarırlarsa, onların içerisinden birinci derecede İstanbul ve Ankara olmak üzere adımlarımızı atacağız” dedi ve ekledi:
“Çünkü İstanbul ve Ankara bunların eline bırakılmaz. En ideal isimleri biz halkımıza takdim edeceğiz ve bu ideal isimlerle yola devam edeceğiz. Uzun yıllar çöp, çamur ve çukur siyasetine maruz kalmış CHP’lilerin elindeki belediyeler için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz.”
Kendisine karşı 13 kez kaybeden Kılıçdaroğlu’nun parti liderliğinden çekilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, “13’te 13 yaptı. Şimdi 14 de olsa, 15 de olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok. Bunlar şimdi birbirleriyle koltuk yarışında. Demokrasi mücadelesinde muhalefet çok çok önemli ama ne yazık ki Türkiye’nin en büyük kaybı, demokrasi mücadelesinde karşısında muhalefet yok, ana muhalefet yok” ifadelerini kullandı.
Macaristan dönüşü uçakta kendisini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomide yaşananlardan yerel seçimlere, Kanal İstanbul’dan CHP’deki kurultay sürecine birçok konuda mesajlar verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yetkili kamu çalışanları konfederasyonu Memur-Sen arasında devam eden görüşmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnız memurların değil emeklileri de memnun edecek adımların atılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı aileleriyle birlikte 25 milyonu bulan kamu çalışanı ve emeklilerinin memnun edilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
Erdoğan, “Şu anda memurlarla ilgili çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız (Vedat Işıkhan) yetkili sendikalarla sürdürüyor. Bu ay sonuna kadar da devam edecek. Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız. Zorlukların farkındayız. Görüştüğüm vatandaşlarımızdan yaşadıkları sorunları, sıkıntıları dinliyorum. Hayata geçirdiğimiz tedbirleri anlattıkça, gelecek günlerin daha güzel olacağına olan inançları artıyor. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Türkiye’de enflasyonu tek haneye düşüren bir iktidar olarak, enflasyonu yine tek haneye AK Parti kadrolarının düşüreceğine inansınlar” dedi.
“Enflasyon farkı zam gibi sunuluyor”
Cumhurbaşkanı’nın pozitif mesajlarına rağmen yarın sonuçlanması beklenen toplu iş sözleşmesi görüşmelerini çalışanlar adına yürüten Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın kamu işvereninden gelen ilk iki teklifin beklentileri karşılamadığını söyledi.
Bugün Ankara’da basın toplantısı düzenleyen Yalçın, “Bugün görüyoruz ki; 6 ay boyunca yaşayacağımız sıkıntılar sonrası alacağımız enflasyon farkı, zam gibi sunuluyor. Halbuki, enflasyon farkı; kamu işverenin jesti değil, toplu sözleşme kazanımımız ve geçmişe dönük alacağımızdır. Yüzdelik zamda iyileştirici bir irade, refah payında ise olumlu bir adım bekliyoruz. Toplu sözleşmede elde edilecek hakların; 2024 ve 2025 yılında kamu görevlilerinin maaşlarına uygulanacağı unutulmamalıdır. Refah payı isteğimiz; enflasyonist ortamda konformist bir beklenti değil, alım gücümüzü koruyacak güçlü bir enstrümandır” dedi.
Erdoğan’ın bir başka mesajı ise 6 Şubat depremi sonrasında yapılan konutlar ve İstanbul’u da içine alan olası Marmara Depremi’nin olumsuz sonuçlarını azaltma çabaları ile ilgiliydi.
Cumhurbaşkanı, “Asrın felaketinden etkilenen illerimizde konutlarımızı zemin artı 3, zemin artı 4 şeklinde inşa ediyoruz. Bunun yanında köy evlerini inşa ediyoruz. Vatandaşlarımıza evler konusunda daha ne gibi destekler verebiliriz, bunu çalışıyoruz. Buralarda çelik konstrüksiyon ile bu binalarımızı yapıyoruz, hafif yapı elemanları kullanarak bunları devam ettiriyoruz ve inşallah 1- 1,5 yıl içinde konutları da sahiplerine teslim edeceğiz. İstanbul için 1,5 milyon konutun dönüşümünü şu anda öngörüyoruz ve bunun için boşa harcanacak bir vakit yok. İstanbul’un toplanma alanlarını, rezerv alanları yeniliyor ve aktif kullanıma hazır olmaları için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunun yanı sıra Kanal İstanbul’un iki yakasına 500’er bin nüfusu barındıracak projemiz de olası İstanbul depremine yönelik tedbirlerimiz kapsamındadır” dedi.
“En ideal isimlerle yola çıkacağız”
31 Mart’ta başta İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi’nin elindeki yerel yönetimleri almak için çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaylarını istişarelerle belirleyeceklerini açıkladı.
Erdoğan, “Daha 7-8 ay var. Bu kadar aceleci olursak yanlış olur. İstişare bizim en büyük silahımız. İstişaremizi teşkilatımızın tüm yetkili birimleriyle yapacağız. Alternatif olarak hangi arkadaşlarımızı çıkarırlarsa, onların içerisinden birinci derecede İstanbul ve Ankara olmak üzere adımlarımızı atacağız. Çünkü İstanbul ve Ankara bunların eline bırakılmaz. En ideal isimleri biz halkımıza takdim edeceğiz ve bu ideal isimlerle yola devam edeceğiz. Uzun yıllar çöp, çamur ve çukur siyasetine maruz kalmış CHP’lilerin elindeki belediyeler için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz” dedi.
“En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım”
CHP’deki kurultay sürecine de değinen Erdoğan kendisine karşı 13 kez kaybeden Kılıçdaroğlu’nun parti liderliğinden çekilmesi gerektiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı, “13’te 13 yaptı. Şimdi 14 de olsa, 15 de olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok. Bunlar şimdi birbirleriyle koltuk yarışında. Demokrasi mücadelesinde muhalefet çok çok önemli ama ne yazık ki Türkiye’nin en büyük kaybı, demokrasi mücadelesinde karşısında muhalefet yok, ana muhalefet yok” diye konuştu.
(Kaynak: VOA Türkçe)