İYİ Parti, Yola Nasıl Devam Etmeyi Planlıyor?

14 ve 28 Mayıs seçimlerinin hemen ardından alınan karar doğrultusunda İYİ Parti kurultayını tamamladı. Meral Akşener’in yeniden genel başkanı olduğu İYİ Parti, bundan sonra nasıl bir politika takip etmeyi planlıyor?

Siyaset bilimci Nurettin Kalkan, İYİ Parti’nin MHP’den ayrılırken “iktidar olma ya da iktidarı oluşturan sütunlardan bir tanesi olma” iddiasıyla yola çıktığına ancak son seçimlerle bu iddianın altının boşa düştüğüne dikkat çekerek, İYİ Parti’nin iktidar ya da iktidarın bir parçası olamamasının önümüzdeki dönemde kan kaybettirebileceğini belirtiyor.

İYİ Parti’nin kimlik sorununun da hala devam ettiğini söyleyen Kalkan, “Bir siyasi partinin kimliğini, en azından ne olduğunu ya da neleri temsil ettiğini tarif etmesi lazım. İYİ Parti ise kendi kurumsal kimliğini ötekiler üzerinden tarif ediyor” yorumu yapıyor.

Siyaset bilimci Kerem Yavaşça ise İYİ Parti’de seçimlerin kaybedilmesine yönelik hesaplaşmanın “işin esasına çok girilmeden geçiştirildiğini” belirterek ayakları yere basan net bir öz eleştiri yapılmadığını ifade ediyor. Yavaşça, seçim sonrası muhalefet partilerinin içinde bulunduğu durumu “türbülans dönemi” olarak nitelendiriyor.

İYİ Parti seçimler sonrasında olağan kurultayını tamamlayarak Meral Akşener’i yeniden genel başkan olarak seçerken, Akşener’in ses getiren kurultay konuşmasının ardından partinin izleyeceği yol ve yerel seçimlerdeki tutumu, kan kaybetmekte olan muhalefetin şekillenmesi açısından da önemli olacak.

Seçim sonuçlarının ardından diğer muhalefet partilerinden daha hızlı davranarak olağan üçüncü kurultayını “Rotamız net, pusulamız millet” sloganıyla hafta sonu gerçekleştiren İYİ Parti’de Akşener’e rakip çıkmadı. Oy kullanan 1151 delegeden, 1127’sinin oyunu alarak yeniden genel başkan seçilen Akşener, gerek Millet İttifakı içindeki anlaşmazlıklar gerekse parti içindeki bazı tartışmalara değinerek sert üsluplu bir konuşma yaptı.

Peki İYİ Parti’nin kurultay sonuçları ve Akşener’in konuşmasının önümüzdeki dönemdeki yansımaları neler olabilir?

CHP ile köprüler tamamen atıldı mı?

Akşener kurultayda zaman zaman konuşma metninin dışına çıkarken “CHP’den 15 milletvekili istemek hayatımın en büyük pişmanlığıdır” sözleriyle ise gündemin konuşulan isimlerinden biri oldu.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’e konuşan Siyaset bilimci Nurettin Kalkan, Akşener’in konuşmasının kendisi açısından beklentiyi tam karşılamadığını söyleyerek “Ben yavan ve muğlak bir öfke gördüm. Liderlerin öfkeli konuşmalarında normalde bir kesinlik vardır. Ama Akşener’inki muğlak bir öfkeydi. Meral Hanım hesap vereceğim ve hesap soracağım dedi. Halbuki ne hesap sordu ne de hesap verdi” diyor.

Kalkan, konuşmadan İYİ Parti’nin bundan sonraki yol haritasını net olarak anlamanın pek mümkün olamadığını belirterek partinin başarısız çıkılan seçim sonrası işinin giderek zorlaşabileceğini ifade ediyor. Bir siyasi partinin Türkiye’de hayatını devam ettirebilmesi ve tabanını koruyabilmesinin biraz genel ya da yerel iktidardan aldığı payla mümkün olabildiğine işaret eden Kalkan, yerel seçimlerde başarı elde etmeye İYİ Parti’nin de ihtiyacı olduğunu vurguluyor.

Yerel seçimlere doğru parti içinde CHP ile iş birliği yapılmasını isteyen kesimlerin daha ağır basabileceğini söyleyen Kalkan, böylelikle “kısmi ve formasyonu değişmiş bir seçim iş birliğine” gidilmesinin mümkün olabileceğini düşünüyor.

Akşener konuşmasında İYİ Parti’nin “sadece iktidar tarafından değil, muhalefetin bir bölümü tarafından da tehdit olarak görüldüğünü ve partide yenileşme süreci başlatacaklarını belirterek, “Hakiki yenilik, öze dönerek başlar. Biz, dünün prangalarından sıyrılıp ileri bakmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Prangalardan kurtulma” metaforu ittifaklardan ve diğer partilerden daha bağımsız bir politika izleneceğinin işareti olarak yorumlanırken bununla birlikte yerel seçimlerin önemi nedeniyle CHP ile iş birliğine kapıların “kısmi ve eşitlik ilkesine dayalı” bir şekilde açık olması da beklentiler arasında.

Siyaset bilimci Kerem Yavaşça ise Akşener’in konuşması için “İttifaklara kapıyı tamamen kapatmamakla birlikte ittifakların içinde partinin kendi rolünü daha çok öne çıkartan şekilde olabileceğini ya da daha bağımsız hareket edebileceğini söylüyor” yorumu yapıyor.

Yavaşça, bu tutumun 2019’da yerel seçimlerde yakalanan başarının devamını zora sokabileceğini belirterek, CHP ve İYİ Parti’nin ortak bir aday çıkartmaması durumunda Ankara, İstanbul gibi önemli büyük şehirlerin AKP’ye geçmesine yüksek ihtimal veriyor.

Bu ihtimalin göze alınmasının önemli bir seçimden başarısız çıkmış muhalefet için çok kolay olmayacağını belirten Yavaşça, “Ben bu sebeple Akşener’in mevcut tutumunu parti içerisinde kendi gücünü büyütmek için yaptığı bir söylem olarak değerlendiriyorum. Seçimler yaklaştıkça iş birliğine daha yakın bir şekilde bir pozisyon alabilir. Çünkü bunun yapılmadığı durumda daha da zor duruma düşmesi mümkün” yorumu yapıyor.

Yavaşça, ikinci ihtimal olarak ise İYİ Parti’nin yerel seçimlerde kendi adaylarını çıkartması, ittifaklar dışında kalıp seçime girmesi durumunda muhalefette olan büyükşehir belediyelerinin AKP’ye geçmesinin söz konusu olabileceğine işaret ederek şöyle konuşuyor:

“Bunu konuşmak için tabii ki çok erken, sadece ihtimalleri değerlendiriyoruz. Ama eğer bu tarzda muhalefetin bölünmüş bir şekilde yerel seçimlere gitmesi durumunda İYİ Parti’nin büyük bir eksen kayması ve hatta bir yörünge değişimi yaşayabileceğini söylemek de mümkün.”

Akşener’in Millet İttifakı’na yönelik “Size hayatta başarılar diliyorum” sözleri de çok tartışılmıştı.

İYİ Parti nasıl devam edecek?

Seçimlerin hemen ardından alınan karar doğrultusunda İYİ Parti önümüzdeki dönemde yerel seçimlere kadar sahaya ağırlık vermeyi ve daha bağımsız bir politika takip etmeyi planlıyor.

“Dokunan, duyan, anlayan bir siyaset” izleyeceklerini söyleyen Akşener, “Yeniden özümüze, en büyük gücümüze yani milletimize kulak vereceğiz. Konuşan bir Türkiye için meydanlarda, gören bir Türkiye için sokaklarda, duyan bir Türkiye için kürsülerde olmaya devam edeceğiz” sözlerini sarf etti.

Kalkan, İYİ Parti’nin MHP’den ayrılırken “iktidar olma ya da iktidarı oluşturan sütunlardan bir tanesi olma” iddiasıyla yola çıktığına ancak son seçimlerle bu iddianın altının boşa düştüğüne dikkat çekerek, İYİ Parti’nin iktidar ya da iktidarın bir parçası olamamasının önümüzdeki dönemde kan kaybettirebileceğini belirtiyor.

İYİ Parti’nin kimlik sorununun da hala devam ettiğini söyleyen Kalkan, “Bir siyasi partinin kimliğini, en azından ne olduğunu ya da neleri temsil ettiğini tarif etmesi lazım. İYİ Parti ise kendi kurumsal kimliğini ötekiler üzerinden tarif ediyor” yorumu yapıyor.

Yavaşça da İYİ Parti’de seçimlerin kaybedilmesine yönelik hesaplaşmanın “işin esasına çok girilmeden geçiştirildiğini” belirterek ayakları yere basan net bir öz eleştiri yapılmadığını ifade ediyor.

Bu arada İYİ Parti kurultayını bitirirken, değişim tartışmalarının hala sürdüğü CHP’nin ise sonbaharda kurultay yapması gündemde.

Yavaşça, seçim sonrası muhalefet partilerinin içinde bulunduğu durumu “türbülans dönemi” olarak nitelendiriyor.

“Ne olup ne biteceğini biraz da süreç gösterecek. Kartların yeniden dağıtıldığı bir süreç bu” diyen Yavaşça, CHP’nin içerisindeki değişimin de çok önemli olduğunu ve bu değişim geciktikçe muhalefetin toplumsal karşılığının da giderek eriyebileceğini kaydediyor.

Öte yandan Akşener’in bayramın ardından farklı illere giderek yeniden halk buluşmaları düzenlemesi ve hem seçim sonuçları ile ilgili partisinin görüşlerini aktarması hem de yerel seçime yönelik çalışmalara başlaması planlanıyor.

Parti içine ne mesajlar verildi?

Akşener, kurultayı “hesaplaşma zemini” olarak tanımlarken partililere “Herkes haddini bilecek. Parti içinde şımarıklığı bitireceğim” diyerek seslendi.

Yavaşça’ya göre bu sert üslubun temel sebebi “parti içerisinde gevşeyen vidaları sıkmak ve safları sıklaştırmak” olarak okunabilir.

Seçimlerin ardından gelen bazı istifalarla parti tabanında da çözülmeler gözlemlendiğini söyleyen Yavaşça, “Akşener’in sert çıkışı, bir anlamda masaya yumruğunu vurma olarak görülebilir ve partide aslında bir düzensizlik, kaotik bir ortamın olmadığı ve kendi liderliği altında bu süreçten güçlenerek çıkacağı görüntüsü vermek istediğini anlıyoruz” diyor.

Kalkan’a göre İYİ Parti’de ciddi bir parti içi disiplin sorunu bulunuyor. Parti içi disiplini sert, güçlü bir lider olarak algılamamak gerektiğini, bu disiplinin aslında seçmenlere bu partinin “asgari bir ahenkle işlediğini” gösteren mekanizma olduğunu söyleyen Kalkan, her kritik dönemeçte İYİ Parti elitlerinin farklı beyanatlarının duyulduğunu ve seçmenin hangisine itibar edeceğini bilemediğini belirtiyor

Bu arada Akşener partinin önemli karar organı Genel İdare Kurulu’nda (GİK) yüzde 60’ı bulan değişiklik de yaptı. Akşener, eski MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ı da GİK’e aldı.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir