Reuters: Erdoğan, İktidarını Üçüncü On Yıla Taşıyacak Gibi

14 Mayıs Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde, ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimi uluslararası basında yer bulmaya devam ediyor.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kariyerinin sonuna geldiğine dair tahminlere, seçimlerde meydan okuduğunu yazdı.

Haber kuruluşuna göre Erdoğan, dini muhafazakarlık ve milliyetçiliğin güçlü bir karışımıyla seçmenleri biraraya getirerek, Pazar günü ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimiyle iktidarını üçüncü on yıla taşıyacak gibi görünüyor.

“Henüz zaferi garantilememiş olsa da 14 Mayıs’taki ilk turda sağlam bir liderlikle çıktığından beri Erdoğan’ın ivmesi arttı” diyen Reuters’ın konuştuğu analistler de Erdoğan’ın kazanmasını bekliyor.

Ajans “Zafer, Türkiye’yi dönüştüren, 100 yıl önce kurulan laik devleti kendi dindar vizyonuna uyacak şekilde yeniden şekillendiren ve eleştirmenlerin otokrasiye yürüyüş olarak gördükleri iktidarı elinde konsolide eden bir liderin yönetimini sağlamlaştıracak” ifadelerini kullandı.

Küresel sahnede de Erdoğan’ın NATO üyesi ülkeyi geleneksel Batılı müttefiklerinden uzaklaştırdığına, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile ilişkileri güçlendirdiğine ve Türkiye’yi iddialı bir bölgesel güç haline getirdiğine dikkat çekildi.

Eleştirmenler, bu seçim kampanyası dahil 20 yıllık iktidarı boyunca Erdoğan’ın ülkeyi giderek kutuplaştırdığını söylüyor. Ancak Pazar günkü seçim öncesinde Cumhurbaşkanı, bunun aksini savundu ve muhaliflerin “siyasi söylemi zehirlediğini” söyledi.

Erdoğan Perşembe günü CNN Türk’e verdiği röportajda, “Biz milletimizi kucaklamaya devam edeceğiz. Bu bizim aynı zamanda kültürümüzden de gelen bir anlayış. Buradan taviz veremeyiz. Bunun için de Allah’ın izniyle 28 Mayıs’ta biz kazanırsak 85 milyonun her bir ferdi kazanacak” dedi.

Reuters’a göre bu seçimler, çağdaş Türk devletinin 100 yıl önce kurulmasından bu yana en önemli oylamalardan biri olarak görülüyordu ve muhalefet Erdoğan’ı devirmek ve Türkiye’de yaptığı geniş kapsamlı değişikliklerin çoğunu tersine çevirmek için kendini en şanslı gördüğü dönemdeydi.

Ancak Erdoğan bunun yerine, hayat pahalılığı krizi ve devletin Şubat ayında 50 binden fazla insanın öldüğü depremler sonrasındaki müdahalesine yönelik eleştirilerden zarar görmesini bekleyen muhalifleri yanıltarak, iktidarının kalıcılığını ortaya koydu.

Eleştirmenler ve depremden sağ kurtulanlar, hükümetin depreme ilk müdahalesinin yavaş olması ve inşaat kurallarının gevşek uygulanması nedeniyle öfkelerini dile getirmişlerdi.

Ancak AK Parti’nin depremlerin vurduğu 11 ilin 10’unda birinci gelmesi, 14 Mayıs’taki oylamada, müttefikleriyle birlikte parlamento çoğunluğunu elde etmesine yardımcı oldu.

Reuters, Erdoğan’ın muhafazakar tabanını biraraya getirmeye çalışırken rakiplerini “LGBT yanlısı” olarak nitelendirerek ve ülkede derin kökleri olan milliyetçilikten faydalanmak için Kılıçdaroğlu’nu PKK ve terör bağlantılı olmakla suçlayarak, yarışı kızıştırdığına dikkat çekti.

“Dini ve milli gururun birleşimi”

Türkiye tarihçisi ve Atina’daki Avrupa ve Dış Politika Vakfı’nın (ELIAMEP) araştırmacılarından Nicholas Danforth, “Erdoğan dini ve milli gururu birleştirerek seçmenlere yerel ve uluslararası düzeyde işleyen agresif bir elitizm karşıtlığı sunuyor. Halk onun kim olduğunu ve ülke için vizyonunun ne olduğunu biliyor ve görünüşe göre birçoğu da onaylıyor” dedi.

Danforth, “Bununla birlikte, rüzgarı yanına aldı diye her şey yolunda gidecek diye bir şey yok. Ekonomi kötüye gitmeye devam edecek, muhalefet sürecek. Pek çok dünya lideri de Erdoğan’ı geçmişe nazaran daha fazla sevmiyor ya da ona güvenmiyor” diye konuştu.

Eleştirmenler, Erdoğan’ın bir beş yıl daha iktidarda kalmasının, yürütmeye dayalı bir cumhurbaşkanlığı etrafında güç topladığı, muhalefeti susturduğu, eleştirmenleri ve muhalifleri hapse attığı, medya, yargı ve ekonominin kontrolunu ele geçirdiği için baltalandığını söyledikleri demokrasiye, daha fazla zarar verme riski taşıdığı görüşünde.

Batılı müttefikler başlangıçta Erdoğan’ın Türkiye’sini, otokrasi ve durgunluktan kurtulmak için mücadele eden Ortadoğu devletleri için bir model olabilecek canlı bir İslam ve demokrasi karışımı olarak gördüler.

Ancak Erdoğan’ın daha fazla yetki elde etme çabası Türkiye’yi kutuplaştırdı ve uluslararası ortaklarını endişelendirdi. Erdoğan’ın ateşli destekçileri ise bu yetkileri, güçlü laik geleneklere sahip bir ülkede İslami öğretileri kamusal yaşamın merkezine koyan ve dindar işçi sınıfını savunan bir lider için, adil bir ödül olarak gördü.

Reuters’a göre yurtiçinde, başkent Ankara’daki devasa yeni cumhurbaşkanlığı sarayı kompleksi yeni gücünün çarpıcı bir işareti olurken, yurtdışında Türkiye giderek daha iddialı hale geldi. Suriye, Irak ve Libya’ya müdahale eden Ankara sık sık Türk yapımı askeri insansız hava araçlarını kararlılıkla konuşlandırdı.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir