Juice’un Jüpiter Yolculuğu Resmen Başladı: Sekiz Yıl Sürecek
Jüpiter’in buzullarla kaplı olan Ganymede, Europa ve Callisto isimli üç uydusunda yaşam izleri arayacak olan Juice’un yolculuğu başladı. Uzay aracının yolculuğu sekiz yıl sürecek.
Her şey yolunda gittiği takdirde 2031 yılının Temmuz ayında hedefine ulaşacak olan Juice, Kasım 2034’e kadar Jüpiter’in üç uydusu üzerine 35 uçuş gerçekleştirecek. Daha sonra da Ganymede’nin yörüngesine yerleşerek 2035 yılına kadar oradan bilgi toplayacak.
Juice’un araştırma yapacağı Ganymede, Callisto ve Europa uyduları 1610 yılında İtalyan astronom Galileo Galilei tarafından keşfedildi. Biri İo olmak üzere dört “Galileo uydusundan” üçü olan bu uydular, güneş sistemimizde Güneş ya da Dünya dışında bir cismin yörüngesinde dönen ilk cisimlerdir.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından Jüpiter gezegeninin uydularında keşif yapma göreviyle hazırlanan Juice uzay aracı, hava muhalefeti nedeniyle bir günlük bir gecikmenin ardından Fransız Guyanası’ndaki uzay üssünden fırlatıldı. ESA’dan yapılan açıklamaya göre, fırlatmadan yaklaşık 27 dakika sonra bin 500 kilometre yüksekliğe ulaşan Juice, kendini taşıyan Ariane 5 roketinden ayrıldı. Böylece Jüpiter’e yolculuk resmen başlamış oldu.
Misyonun amacı Jüpiter’in buzullarla kaplı olan Ganymede, Europa ve Callisto isimli üç uydusunda yaşam izleri aramak. Hem bu uydularda yaşamın mümkün olup olmadığı, hem de geçmişte bir yaşamın var olup olmadığı araştırılacak.
Jüpiter Buzlu Aylar Kaşifi ya da kısa Juice olarak adlandırılan uzay aracının yolculuğu sekiz yıl sürecek.
Juice projesi pek çok açıdan ilk olma özelliğini taşıyor. Ariane 5 roketiyle gönderilecek olan uzay aracı, başka bir gezegenden (Jüpiter) onun uydusuna doğru yörünge değiştiren ilk uzay aracı olacak. Ayrıca Dünya’nın uydusu Ay dışında başka bir uydunun yörüngesine ilk kez girilecek. Görevin toplam maliyeti yaklaşık 1.6 milyar Euro. ESA’ya göre Juice, “dış güneş sisteminde şimdiye kadar uçurulmuş en güçlü uzaktan algılama da dahil birçok yüksek teknoloji sistemi barındırıyor.
Misyon ESA’ya ait olsa da Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, Japon Uzay Ajansı JAXA ve İsrail Uzay Ajansı’nın da bazı donanım araçlarının yapımına katkısı oldu.
Her şey yolunda gittiği takdirde 2031 yılının Temmuz ayında hedefine ulaşacak olan Juice, Kasım 2034’e kadar Jüpiter’in üç uydusu üzerine 35 uçuş gerçekleştirecek. Daha sonra da Ganymede’nin yörüngesine yerleşerek 2035 yılına kadar oradan bilgi toplayacak.
İşte bu misyonla ilgili heyecan verici bazı temel bilgiler:
Juice misyonu üç uyduya yönelik olsa da Jüpiter’in bilinen toplam 95 uydusu var. Güneş sistemimizdeki en büyük gezegen olan Jüpiter, diğer tüm gezegenlerin toplam kütlesinin iki katı büyüklüğe sahip. NASA’nın kıyaslamasına göre Dünya bir madeni para büyüklüğünde olsaydı, Jüpiter bir basketbol topu büyüklüğünde olurdu.
Jüpiter’in büyüklüğü ona güçlü bir manyetik alan kazandırıyor. Juice’un görevinin bir parçası da bu alanın gezegeni çevreleyen buzlu uyduları nasıl etkilediğini keşfetmek.
Bilim insanları manyetik alanın Jüpiter’in uyduları arasında gazları hareket ettirdiğini zaten biliyor. Gezegenin en büyük üçüncü uygusu olan İo’daki volkanlardan salınan sülfür ve oksijen Juice’ın keşifte bulunacağı üç uyduya da ulaşıyor. Araştırmacıların Juice aracılığıyla öğrenmek istedikleri şey ise bu sürecin nasıl işlediği.
Keşfin yapılacağı Jüpiter uyduları
Juice’un araştırma yapacağı Ganymede, Callisto ve Europa uyduları 1610 yılında İtalyan astronom Galileo Galilei tarafından keşfedildi. Biri İo olmak üzere dört “Galileo uydusundan” üçü olan bu uydular, güneş sistemimizde Güneş ya da Dünya dışında bir cismin yörüngesinde dönen ilk cisimlerdir.
Juice misyonunun birincil hedefi olan Ganymede, güneş sistemimizde kendi manyetik alanını üreten tek uydu özelliğinde. Çapı 5 bin 268 kilometre ve demir ağırlıklı bir sıvıdan oluşan metalik çekirdeği ile güneş sistemimizdeki en büyük aydır. Yeraltı okyanusunun Dünya’daki tüm okyanusların toplamından daha fazla su barındırdığı düşünülmektedir.
ESA’daki bilim insanları Jüpiter’in en büyük ikinci uydusu olan Callisto’nun yörüngesine girerek Juice’un gezegenin ilk zamanlarında, Jüpiter’in çevresindeki ortam hakkında bilgi toplayacağını umuyor. Callisto eşit miktarda kaya ve buzdan oluşuyor ve 100 kilometreden daha derinlerde yeraltı sıvılarından bir okyanusa sahip olabileceği düşünülüyor.
Europa ise Dünya’nın uydusu Ay’dan biraz daha küçük ve o da yeraltı okyanusu barındırıyor. Silikat kayadan oluşan gök cisminin kabuğu buzdan. Bilim insanları Europa’nın uzaya su buharı püskürttüğü üzerinde duruyor. Görevin ana hedefleri arasında Europa’da yaşam belirtileri ve su çukurları olup olmadığını keşfetmek de yer alıyor.
Aşırı soğuk ve aşırı sıcak koşullarda sürecek olan görev
Juice uzay aracı zor koşullarda görev yapacak. Jüpiter ve uydularının etrafındaki bölge güneş sistemimizdeki en yoğun radyasyon ortamlarına sahip. Aslında devasa bir gaz kütlesi olan Jüpiter’in çevresindeki sıcaklık -230 santigrat derece. Diğer yandan Juice’un Jüpiter’e ulaşmak için geçmek zorunda olduğu Venüs çevresindeki sıcaklık ise 250 santigrat derece.
Kütle çekim desteğiyle geçekleşen uçuşun uzay aracını 2031’de Jüpiter’deki hedefine ulaştırması planlanıyor. Juice misyonunda görev alan araştırmacılar, Jüpiter’in atmosferi, manyetik alanı ve bunların birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği ve gezegenin uydularını nasıl etkilediğine dair çeşitli soruların yanıtlarını bulmayı amaçlıyor.
Bu soruların yanıtlarının bilim insanlarının gezegenlerin temel fiziğini daha iyi anlamalarına ve nihayetinde Jüpiter’in uydularından birinde yaşamın mümkün olup olmadığını anlamalarına yardımcı olacağı umuluyor.
(Kaynak: DW Türkçe)