“İttifakın Amacı Saray Rejimi’nden Kurtuluşa En Büyük Katkıyı Yapmaktır”

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan TİP Lideri Baş, ““Emek ve Özgürlük İttifakı’nda şöyle bir ortak kaygımız var: Doludizgin kurtuluşa doğru gidiyoruz. Cumhur İttifakı, Türkiye’de azınlık iktidarıdır. Son kullanma tarihi geçti. Saray Rejimi’nden kurtulduğumuz gün cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atmış olacağız” dedi ve ekledi:

“Tartışmamız şu: Burayı nasıl en eşitlikçi, en özgürlükçü, en barışçıl, herkesin eşit yurttaş olarak hissedebildiği bir ülke haline getirebiliriz? Bizim Millet İttifakı’yla neyin gitmesi gerektiği konusunda ortaklığımız açık ama neyin gelmesi konusunda tartışmak istiyoruz. Farklı görüşlerimiz var. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temel kuruluş amacı da budur. Türkiye’nin Saray Rejimi’nden kurtuluşunda en büyük katkıyı yapmaktır.”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Halk TV’deki Lider Masası programında bu akşam gazeteciler Bengü Şap Babaeker ve İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Baş’ın açıklamasından satır başları şöyle:

“Seçimi depremle ilgili bir mücadele alanı olarak görmemiz gerekiyor. Acaba Tayyip Erdoğan söylediklerine inanıyor mu? Depremde sadece bu ülkenin yurttaşları birbirlerine yardım ettiler.

İktidar özür dilemesi gereken bir noktada. Ancak yine meseleyi seçime, siyasi tartışmaya götürüyor. O zaman Tayyip Erdoğan’a sormak lazım; neden insanlardan helallik istiyorsun?”

TİP’in diğer siyasi partilerden farkı ne? Arama-kurtarma yapmak için talimat bekleyenlerin partisi değiliz, bizde tüm üyeler inisiyatif sahibidir. Sorumluluk sahibi yurttaşların örgütlendiği bir parti TİP.

Mesela tarikatlar, ‘Hocaefendimizin selamını getirdik’ diye içeri girip ‘Siz bunları adil dağıtırsınız’ diyerek yardımlarını bize getirdiler.

Türkiye’de en önemli problemimiz hafıza. Unutmamamız lazım. İlk günlerde müdahale edilebilseydi belki de on binlerce yurttaşımız hayatta olacaktı. Kendi selasını dinleyerek öldü insanlar. Bu tarif edilemez bir şey.”

Bu seçim sürecinin sonrasında adil, tarafsız, bağımsız, evrensel hukuk normlarının geçerli olduğu mahkemelerde bu sürecin tüm sorumlularının yargılanması lazım.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nda şöyle bir ortak kaygımız var: Doludizgin kurtuluşa doğru gidiyoruz. Cumhur İttifakı, Türkiye’de azınlık iktidarıdır. Son kullanma tarihi geçti. Saray Rejimi’nden kurtulduğumuz gün cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atmış olacağız.

Tartışmamız şu: Burayı nasıl en eşitlikçi, en özgürlükçü, en barışçıl, herkesin eşit yurttaş olarak hissedebildiği bir ülke haline getirebiliriz? Bizim Millet İttifakı’yla neyin gitmesi gerektiği konusunda ortaklığımız açık ama neyin gelmesi konusunda tartışmak istiyoruz. Farklı görüşlerimiz var. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temel kuruluş amacı da budur. Türkiye’nin Saray Rejimi’nden kurtuluşunda en büyük katkıyı yapmaktır.

Seçime girme yeterliliği olan Yeşil Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi ve Emek Partisi, Emek ve Özgürlük İttifakı adı altında bu seçime katılacak. Parlamentoda Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı tarafından temsil edilmediğini hisseden milyonlarca yurttaşımızı bu mücadelenin parçası haline getirmek istiyoruz.

Türkiye’de bir kadın hareketi, iklim hareketi, emek hareketi var. Bunların temsilcilerinin parlamentoda olması lazım.

Bizim hedefimiz 50-55 ilde seçime girmektir. Buralarda da herhangi bir muhalif güce zarar verecek hiçbir yaklaşım içerisinde bulunmayacağız.

60 yıl sonra ilk defa sosyalistler baraj tehlikesi yaşamadan bir seçime giriyor. Yüzde 10 barajı Kürtler ve sosyalistler parlamentoda temsil edilemesinler diye uygulandı.  1965’te barajsız bir seçime girdik biz, 15 milletvekiliyle parlamentoya girdik. Türkiye siyasetinde yepyeni bir dönem açıldı. Bunu engellemek için baraj uyguluyorlardı.

“Sosyalistler 60 yıl sonra ilk defa baraj olmayan bir seçime girecekler”

HDP yüzde 10’u geçerek bunu işlevsizleştirdi. Şimdi o barajı yüzde 7’ye indirdiler. Bir şey daha var, ittifak barajı geçtiği zaman ittifak içindeki tüm partiler de barajı geçmiş sayılır. Bunu bütün yurttaşlarımızın birbirine anlatmalarını çok rica ediyorum. Hiçbir oy boşa gitmez. Sosyalistler 60 yıl sonra ilk defa baraj olmayan bir seçime girecekler.

Tüm yurttaşlara TİP Genel Başkanı olarak söz veriyorum. Vereceğiniz her oy en kıymetli şekilde değerlendirilecek. Eğer bir ilde TİP seçime girecekse sizin verdiğiniz oylarla vekil çıkarabileceğini bildiği için girecek.

İlk defa sosyalizmi insanlara sosyalistler anlatır hale geldi. TİP bunu başardı. Biz, sosyalizmin değerleri ışığında ülkemizin bugünkü sorunlarına bakıp bunlara ilişkin yanıtlar üretmeye çalıştığımız için insanlar teveccüh ediyorlar.

Türkiye siyasetinde şeffaflık eksik. Yurttaşlarımız bizde onu buldular. Benim söylediğim şeyin aynısını söyledi’ diyor insanlar. Aslında milyonlarca insan olarak aynı şeyleri hissediyoruz. Bakmayın iktidarın bizi bölmeye çalıştığına, sokağa çıktığımızda ekmek hepimiz için pahalı.

Türkiye’deki bu kurtuluş arayışının her şeyin üstünde olduğunu düşünüyorum. Hiç kimsenin kendisini, kendi partisini ve kendi ittifakını memleket çıkarlarının üstüne koyma lüksü yoktur.

Geçen seçimde imzayla aday olanların imzaları toplama hızına bakınca, şu anki adayların 60 milyon seçmenin olduğu bir ülkede şimdiye kadar toplamda 100 bin imzayı ancak bulmuş olması bir mesajdır. ‘Üçüncü adaya ihtiyacımız yok’ mesajıdır bu.

İktidarın toplumu bölme çabasına karşın toplumun derinliklerinde inanılmaz bir birleşme arzusu var. Türkiye’de kimin yerli-milli olduğunu belirleyecek kişi Tayyip Erdoğan değildir. Kendilerinden olan herkes yerli ve milli, olmayan terörist. Bunu değiştireceğiz.

Ben 15-16 yaşımdan beri devrimciyim. İnsanların eşit, özgür olmasını istiyorum. Bütün hayalim bu. Tüm dünyada insanların eşit ve özgür olması.

O İletişim Başkanlığı, propaganda metinleri basacak diye o paranın onda biriyle bu memleketteki 30 bin çocuğu ve ailelerini rahat yaşatamıyoruz. Bu eşitsizliklere isyan etmek beni siyasete taşıyan şeydir.

Ben Deniz Gezmiş’in yoldaşıyım. İdam sehpasında tek başına da kalsan doğru bildiğini söyleyeceksin. Galilei, ‘Dünya dönüyor’ dediğinde herkes mahkum etmeye çalıştı ancak dünya yine de dönüyordu. Halkın yararına olan bir şey önümüze geldiğinde kim yaparsa yapsın, ‘Doğrudur’ diyoruz. Halkın aleyhine bir şeyi kim yaparsa yapsın ‘Yanlıştır’ diyoruz.

içbir zaman gömlek değiştirdiğimizi söylemedik. Ben sosyalistim. Sosyalist kalmaya, mümkün olursa sosyalist olarak ölmeye hazırım. Sosyalizmin, Türkiye’nin ve dünyanın aydınlık geleceğinde bir pusula görevi göreceğini düşünüyorum.”

Türkiye İşçi Partisi, işçi sınıfını merkeze alan bir sosyalist parti. Biz, bu ülkenin yüzde 99’unun çıkarlarının savunucusuyuz aynı zamanda. Bize üye olmak, oy vermek için sosyalist, komünist, devrimci olmanız gerekmiyor; insan olmanız, emekten yana olmanız yeterli.

“Türkiye’nin birtakım kırmızı çizgilere ihtiyacı var. Bazı şeyler tartışılmamalı. Laiklik meselesinde TİP bir kırmızı çizgidir. Eşit yurttaşlardan bahsediyorsak bunun zemini laikliktir. Laikliğin olmadığı yerde biat vardır, kölelik vardır.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir