Akşener’den Cumhur İttifakı’na Davete ‘Saray Kumarhanesi’ Yanıtı
İYİ Parti Lideri Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında Cumhur İttifakı’na davete verdiği yanıtta, “İYİ Parti’nin kumar masasına oturmaya da en küçük niyeti yoktur. Çünkü İYİ Parti, dış politikada zar atmaz, ekonomide rulet oynamaz. Devlet yönetiminde kupon yapmaz, hukukta tombala çekmez. Ve milletinin geleceğiyle asla bahse girmez” dedi ve ekledi:
Haber Merkezi / “Sayın Erdoğan ve küçük ortağının oturduğu masa öyle bir kumar masasıdır ki, Saray her zaman kazanır. Ortaya sürülen, kimi zaman Türk ordusu olmuştur, kimi zaman sınırlarımız. Kimi zaman, Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz masadadır, kimi zaman da İhvan-ı Müslimin. Kimi zaman Filistinliler masaya sürülür, kimi zaman da Ukraynalılar.
Bu masada, bazen Kürtler üzerine kumar oynanır, bazen de, Türkler. Bu hileli oyun, her daim kasanın kazandığı, kazanamadığı yerde ise, oyunun bozulduğu ve şartlar ne olursa olsun, sürekli milletimizin ütüldüğü kirli bir oyundur. Onların kumar masası işte budur. Bizden dahil olmamızı istedikleri masa işte budur. Bu masa, bizim gözümüzde 20 yıldır aynı masadır. Heveslenenler için üzgünüm. Ama bizim o masaya oturmaya hiç niyetimiz yok. Çünkü biz o kumar masasını dağıtmaya, Saray görünümlü kumarhanenizi de başınıza yıkmaya geliyoruz!”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile tokalaşması ve poz vermesini eleştirdi.
Erdoğan’ın yakında geçmişte “katil”, “diktatör” gibi ifadelerle suçladığı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile yakınlaşabileceğini kaydeden Akşener, “Sayın Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Katar’da hasret giderdi. Sayın Erdoğan’ın gösterdiği derin muhabbetten anlıyoruz ki; yeni bir dostluğun kıvılcımı çakıldı. Mavi Vatan’daki çıkarlarımızın bile yumuşatamadığı Sayın Erdoğan’ı demek ki futbol aşkı pamuk gibi yapmış. Yakında Beşar Esat’la birlikte maça giderlerse şaşırmayın. Şimdi, bu duygu dolu kavuşmaya değinmeden önce geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor” sözleriyle Erdoğan’ın Sisi’ye yönelik sözlerini içeren bir videoyu da izletti.
Türk dış politikasında Erdoğan’ın tutumundan kaynaklanan zikzaklar yaşandığını söyleyen Akşener, “Biz bugün hala Sayın Erdoğan’ın muazzam beceriksizliğinin sonuçlarını yaşıyoruz. Sınırlarımızı kevgire çeviren liyakatsizliğin faturasıyla yüzleşiyoruz. Dostluk ilişkileri ve kişisel kaprisleri üzerinden sözüm ona “yönettiği” dış politikanın neticesinde yaşadığımız onca sıkıntıya, çektiğimiz nice acıya rağmen halen ibretlik bir politikasızlığa şahit oluyoruz” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde Mısır’daki darbeyi örnek gösterdiğini anımsatan Akşener, “Sayın Erdoğan seçimini Binali Bey’den yana değil, Sisi’den yana kullanmaya karar vermiş. Sayın Erdoğan, kazananın yanında olmayı sever. Baktı ki İstanbul’da Ekrem Başkan kazandı. Biraz vakit aldı ama, kendisi de döndü dolaştı gitti Sisi’yi seçti. Bu seçimle birlikte Rabia işareti yapa yapa gezdiği elini Sisi‘ye kaptırmış, Esma’nın onurunu da Katar’da bırakıp gelmiş oldu. Ne diyelim, hayırlı uğurlu olsun. Seçimlere yaklaştığımız şu son düzlükte, bundan sonra yeni işaretiniz olarak Rabia Meydanı’yla Esma’yı değil, artık Napolyon’u hatırlarsınız. Eee Allah büyük” diye konuştu.
Akşener, devamında Erdoğan’a seslenerek şu ifadeleri kullandı: “Görüyor musun Sayın Erdoğan? Söylediğin yalanlar, yine ayağına dolandı. İş bilmezliğin yine eline, yüzüne bulaştı. Arkasından ağıtlar yaktığın Mursi’yi mezarında ters döndürürken senin sözünün peşinden giden arkadaşlarının da başlarını yere düşürdün. Peki ya değdi mi? Büyükelçi çekecek kadar ileri gitmene gerçekten değdi mi? İş dünyamızın, milyar dolarlık ticaretinin, yatırımlarının heba olmasına değdi mi? Doğu Akdeniz’de ülkemizin elini zayıflatmana Mavi Vatanımızı tehlikeye atmana değdi mi? Sayın Erdoğan, böyle devlet yönetilmez.
Kişisel ilişkilerinin ve kaprislerinin bedelini bu millete ödetemezsin. Zikzaklarının bedelini Türkiye’ye ödetemezsin. Bu defa, öyle ‘kandırıldım’ diye, ‘Sisi kardeşimle, aramıza girdiler’ diye, ‘Yeni sayfa açıyorum’ diye işin içinden sıyrılamazsın. Önce çıkıp, bu başarısızlığın sorumluluğunu alacaksın. Önce çıkıp, milletimizden özür dileyeceksin. Çıkacaksın, ‘Kişisel kaprislerime kapıldım, hata yaptım, milletimden özür dilerim’ diyeceksin. Çıkacaksın, ‘İstanbul seçimlerinde, Millet İttifakı‘nı, darbecilikle suçladım, özür dilerim’ diyeceksin. Çıkacaksın, ‘Ben bu hatayı yapmasaydım Doğu Akdeniz’de, Mısır’la Yunanistan değil, biz anlaşabilirdik, özür dilerim’ diyeceksin. Sen önce çıkıp, özrünü dileyeceksin, sonra da milletimizin sandıkta açacağı yepyeni sayfayı oturup izleyeceksin. Ama elini çabuk tut. Çünkü millete vereceğin hesaba çok az kaldı!”
Terörle mücadele edilememesini ve Soylu’yu eleştirdi
İyi Parti Lideri Akşener, İstiklal Caddesi’ndeki saldırının ardından Gaziantep Karkamış’da ve Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı’ndaki polis yerleşkesinde yaşanan saldırıları anımsatarak, AKP iktidarı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun terörle mücadeleyi ciddiyetle yapmadığını dile getirdi.
Akşener, “Milletimiz, tek vücut olarak acı çekiyor. Ama bir yandan da her zaman olduğu gibi yine dimdik duruyor. Yanan yüreğinin acısını kalbine gömüyor ve terörün bir an önce bitmesini istiyor. Her şeyden önce, şunu hatırlatmak isterim ki bizim için terörle mücadelenin sulandırılıp, iç siyasetin mezesi yapılması da PKK/PYD/YPG terörü kadar tehlikelidir. Çünkü terörle mücadele bir devlet meselesidir ve günlük siyasi hesaplara araç edilemez. O yüzden şayet bu konu üzerinden siyaset devşirmeye çalışanlar olursa, onlara asla fırsat vermeyeceğiz. Ve her ne kadar, iktidardan aynı duruşu göremesek de biz memleketimiz için hayati olan bu meseleye de devlet ciddiyetiyle bakmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İstiklal Caddesi saldırısındaki bombacıyla ilgili Kobani’de eğitim alması, Afrin’den Türkiye’ye giriş yapması ve İstanbul’da dört ay boyunca kaçak yaşamasına ilişkin bilgileri anımsatan Akşener, “Ve İstanbul’un göbeğinde, İstiklal Caddesi’nde, altı canımızı şehit etti. Bunun üzerine iktidar da Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına şehitlerimizin intikamını almak için Pençe Kılıç Harekatı’nın başlatıldığını duyurdu. Yalnız iktidarın, devlet yönetimiyle ilgili ciddi bir müktesebat ve liyakat sorunu olduğundan atladığı bir şey var: Devlet intikam almaz. Çünkü kadim devlet geleneklerimizden nasibini alanlar çok iyi bilir ki devletin intikam almasına gerek kalmaz. Çünkü devlet, şefkatiyle koruyup kolladığı milletine zarar vermeye niyetlenenler için daha onlar harekete geçemeden gerekeni yapar. Ancak bunun için devleti hakkıyla idare eden bir iktidarın olması gerekir” tepkisini gösterdi.
Terörle mücadelede en önemli sorunu “kontrolsuz göç dalgası” olarak tanımlayan Akşener, “Milli güvenliğimizi tehlikeye atan bu göç politikası devam ettikçe oluşacak tehditleri sadece sınır ötesi operasyon yaparak önleyemeyiz. Egemenlik sahamızı etkin şekilde kontrol etmemiz ve iç güvenlik kurumlarımızın kapasitesini arttırmamız gerekiyor. Bunun için de alameti farikası her fırsatta cıvık cıvık çıkışlar yapması olan değil, işini ciddiyetle, devlet aklıyla ve liyakatle yapması olan ve tercihen güvenlik konusunda en azından birkaç makale okumuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışır, gerçek bir içişleri bakanı gerekiyor. Tüm bunların yanında ise güvenlik politikalarının iç siyaset şovlarından arındırılması ve konunun uzmanı, yetkin kişiler tarafından ele alınması gerekiyor” dedi.
Cumhur İttifakı’na davete “Saray kumarhanesi” yanıtı
Erdoğan’ın muhalefet kavramını yanlış anladığını da söyleyen Akşener, “Bizimkisini, koltukların bekası uğruna her şeyin mübah, herkesin de satılık olduğu yazıhane siyasetiyle karıştırma Sayın Erdoğan. Bizimkisi, 20 yıllık yağma, yalan ve baskı düzenine karşı asil mi asil, dimdik bir duruştur. FETÖ ile kurulan ittifaka, PKK ile kurulan masaya, mafya ve çetelerle yapılan işbirliğine karşı tavizsiz bir itirazdır. Bizim tabanımız da, tavanımız da, bu büyük milletin kutlu iradesinin, ayrılmaz bir parçasıdır. Ve o boyun eğmez irade, ilk günden beri hiç pes etmemiş, hiç zayıflamamış ve seni bu milletin sırtından, sandıkla söküp atma hevesi hiç azalmamıştır” ifadesini kullandı.
İyi Parti’yi “Türkiye’nin demokratikleşmesi davası neferi” olarak tanımlayan Akşener, şunları söyledi: “İyi Parti’nin kumar masasına oturmaya da en küçük niyeti yoktur. Çünkü İyi Parti, dış politikada zar atmaz, ekonomide rulet oynamaz. Devlet yönetiminde kupon yapmaz, hukukta tombala çekmez. Ve milletinin geleceğiyle asla bahse girmez. Sayın Erdoğan ve küçük ortağının oturduğu masa öyle bir kumar masasıdır ki, Saray her zaman kazanır. Ortaya sürülen, kimi zaman Türk ordusu olmuştur, kimi zaman sınırlarımız.
Kimi zaman, Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz masadadır, kimi zaman da İhvan-ı Müslimin. Kimi zaman Filistinliler masaya sürülür, kimi zaman da Ukraynalılar. Bu masada, bazen Kürtler üzerine kumar oynanır, bazen de, Türkler. Bu hileli oyun, her daim kasanın kazandığı, kazanamadığı yerde ise, oyunun bozulduğu ve şartlar ne olursa olsun, sürekli milletimizin ütüldüğü kirli bir oyundur. Onların kumar masası işte budur. Bizden dahil olmamızı istedikleri masa işte budur. Bu masa, bizim gözümüzde 20 yıldır aynı masadır. Heveslenenler için üzgünüm. Ama bizim o masaya oturmaya hiç niyetimiz yok. Çünkü biz o kumar masasını dağıtmaya, Saray görünümlü kumarhanenizi de başınıza yıkmaya geliyoruz!”