En İyi Fikirlerin Neden Duşta Aklımıza Geldiğinin Sırrı Çözüldü
Virginia Üniversitesi’nden bilim insanları, neden birçok kişinin en iyi fikirlerinin duşta aklına geldiğinin cevabını bulduklarına inanıyor. Bilim insanları: başıboş bir zihnin görünüşte dikkat gerektirmeyen bir işe giriştiğinde neden yaratıcı çözümler ürettiğini açıkladı.
Felsefe dalında doktor öğretim üyesi Zac Irving, Psychology of Aesthetics, Creativity, and the Arts hakemli dergisinde yayımlanan “duş etkisi” makalesinde, “Diyelim bir soruna takılıp kaldınız” diyor.
Ne yaparsınız? Muhtemelen boyanın kurumasını izlemek gibi usandırıcı sıkıcılıkta bir şey yapmazsınız.
Bunun yerine yürüyüşe çıkmak, bahçeyle uğraşmak veya duş almak gibi kendinizi meşgul edecek bir şey yaparsınız. Tüm bu faaliyetler kısmen ilgi çekicidir.
Irving önceki çalışmaların, işin dikkatsizce yapılması gerektiğini varsaydıkları için “duş etkisi”nin temeline inme girişimlerinde başarısız olduğunu, aslında gerekli olan şeyin kısmen ilgi çekiciliğe sahip, özgür ve odaklanmış düşünme arasındaki ince bir denge olduğunu düşünüyor.
Irving “Önceki çalışmalar gerçekten zihnin dalıp gitmesini ölçmüyorlardı” dedi.
Katılımcıların dikkatlerinin ne kadar dağıldığını ölçüyorlardı.
Irving, Minnesota Üniversitesi psikoloji profesörü Caitlin Mills ve başkalarıyla birlikte 222 ve 118 kişilik iki gruptan oluşan iki deney tasarladı.
İki görev katılımcılar arasında rastgele paylaştırıldı. İlk grup 1980’ler filmi Harry ile Sally Tanışınca’dan (When Harry Met Sally) ilgi çekici, üç dakikalık bir sahne izlerken ikinci grup erkeklerin çamaşır katladığı üç dakikalık bir film izledi.
Video arasının ardından, tüm katılımcılara asıl görevleri üzerine daha fazla fikir yürütmeleri için beklemedikleri bir 45 saniye daha verildi.
Araştırmacılar, katılımcıların yanıtlarının yaratıcılığını, üretilen fikirlerin sayısı ve özgünlüğüne göre puanladı.
İşin sonunda katılımcılar, görevlerini yaparken zihinlerinin ne kadar dalıp gittiğini bildirdi.
Bilim insanları, zihnin dalıp gitmesinin daha ilgi çekici film sırasında daha yaratıcı yanıtlarla olumlu yönde ilişkili olduğunu buldu.
Bunun aksine, çamaşırhane filmini izleyen katılımcıların diğer gruba göre daha az fikir ürettikleri tespit edildi.
Yazarlar, “Bu sonuçlar beraber gösteriyor ki ilgi çekici ve sıkıcı işler esnasında farklı düşünme türleri, yaratıcılığın gelişmesini tetikliyor” sonucuna vardı.
İlgi çekici işler zihnin üretken bir şekilde dalıp gitmesine yol açarken, sıkıcı işler kişinin odaklanmış ve sınırsız düşünce dönemleri arasında salınmasına olanak verdiği için faydalı olabilir.
(Kaynak: Independent Türkçe)