Rusya’nın Savaş Bütçesinin Temel Finansmanı: Fosil Yakıt
Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Centre for Research on Energy and Clean Air, CREA), fosil yakıt ticareti üzerine yeni raporunu yayımladı. Rapora göre Rusya, mayıs ayında ihracat hacminde düşüş yaşamasına rağmen, Ukrayna’yı işgalinin ilk 100 gününde fosil yakıt ihracatından 93 milyar Euro kazandı.
Rapor, Rusya’dan tüm ülkelere yapılan petrol, doğal gaz ve kömür ihracatını mercek altına alınıyor. Fosil yakıtların Rusya’nın savaş bütçesini nasıl beslediğine dair önemli örneklerin verildiği raporda özetle şu bilgiler yer alıyor:
- Ukrayna’daki savaşın ilk 100 günü incelendiğinde Rusya’dan en fazla fosil yakıt ithal eden ilk beş ülke arasında Türkiye de yer alıyor.
- Türkiye, savaş başladığı andan itibaren, son 100 günde (24 Şubat – 3 Haziran) sadece Rusya’dan 6,7 milyar Euro’luk fosil yakıt ithalatı gerçekleştirdi.
- Rusya’dan en çok doğal gaz ithalatı yapan ülkeler arasında, Almanya ve İtalya’nın ardından Türkiye üçüncü sırada yer alıyor.
- En büyük ithalatçılar Çin (12.6 milyar), Almanya (12.1 milyar), İtalya (7.8 milyar), Hollanda (7.8 milyar), Türkiye (6.7 milyar), Polonya (4.4 milyar), Fransa (4.4 milyar) ve Hindistan (3.4 milyar Euro).
- Gelir tahminlerine göre ham petrolden 46 milyar, boru hattı gazından 24 milyar, petrol ürünlerinden 13 milyar, kömürden 4,8 milyar euro kâr elde edildi.
- Rusya’nın petrol ve kömür sevkiyatı ile boru hatlarıyla ihraç ettiği doğalgazın incelendiği araştırma, ihracatın yüzde 61’inin Avrupa Birliği’ne yapıldığını ortaya koyuyor. AB’nin Rusya’dan ithal ettiği petrol, kömür ve doğal gaz için ödediği miktar yaklaşık 57 milyar Euro.
Fosil yakıt: Savaşın temel finansmanı
Fosil yakıt ihracatından elde edilen gelir, Rusya devlet bütçesindeki gelirin yüzde 40’ını oluşturuyor ve Rusya’nın savaş bütçesinin temel finansmanını oluşturuyor. Rusya’nın ihracat hacminde düşüş yaşanmasına rağmen, küresel ölçekte yüksek seyreden yakıt fiyatları, Rusya’nın ihracat gelirine artış olarak yansıdı.
Rusya’dan yapılan fosil yakıt ihracatının toplam hacmi, işgalden önceki zamana kıyasla mayıs ayında yüzde 15 azaldı. AB’nin Rusya’dan yaptığı ithalat miktarı, Polonya, Baltık ülkeleri ve İskandinav ülkelerinin öncülüğünü yaptığı girişimlerle, mayıs ayında yüzde 20 düşüş gösterdi.
Rusya’dan ithal edilen petrolün fiyatı, uluslararası piyasa fiyatının yüzde 30 altına geriledi. Talepteki düşüş ve indirimli fiyatların maliyeti, Rusya ekonomisine mayıs ayında günde yaklaşık 200 milyon Euro kayıp olarak yansıdı. Ancak, küresel ölçekte fosil yakıt talebinde gerçekleşen artış, beklenmedik bir durumla sonuçlandı.
Fosil yakıt kârı
Rusya’dan ithal edilen fosil yakıtların ortalama fiyatı, küresel ölçekte alıcı bulan fiyatlardan düşük seyretmesine rağmen, geçtiğimiz yıla kıyasla ortalama yüzde 60 yüksek seviyede gerçekleşti.
CREA’nın baş analisti Lauri Myllyvirta, rapora dair şunları kaydediyor: “Rusya petrolünün yeni pazarlara ihracatı, Yunanistan ve diğer Avrupalı denizcilik şirketleri yoluyla yapılıyor. Rusya petrolünün daha uzak coğrafyalardaki piyasalara sevk edilmesi sebebiyle, nakliye amaçlı tanker altyapısına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor.
“Örneğin, Rusya petrolünü Hindistan ve Orta Doğu’ya taşıyan tankerlerin yüzde 80’i Avrupa veya ABD’ye ait. Bu durumun Avrupa Birliği’nin bir sonraki odak konusu olması gerekiyor.”
CREA hakkında
Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Centre for Research on Energy and Clean Air, CREA) hava kirliliğine yönelik eğilimleri, nedenleri, sağlık açısından etkilerini ve çözümleri ortaya koymak üzere çalışmalar yürüten bağımsız bir araştırma kuruluşu. 2019 yılının aralık ayında Helsinki’de kurulan CREA’nın birçok Asya ve Avrupa ülkelerinde uzmanları var.
Fosil yakıt nedir?
Fosil yakıtlar, canlı kalıntılarının (hayvan ve bitki kalıntılarının) milyonlarca yıldır toprak altında ayrışması sonucunda meydana gelen ve “enerji kaynağı” olarak tanımlanan yakıtlardır. En yaygın olarak kullanılan fosil yakıtlar kömür, petrol ve doğalgaz; en yaygın kullanım alanları ise ısı, yakıt ve elektrik üretimidir.
Fosil yakıtlar, sera gazlarını açığa çıkardığı, bu gazlar da doğal seviyelerin üstünde bulunduğunda küresel ısıtmayı ve dolayısıyla iklim krizini tetiklediği için hem tüm canlılar hem de gezegen için zararlıdır.
(Kaynak: Bianet)