Kılıçdaroğlu’ndan İktidara Çağrı: Seçim Sandığını Getirin
Şehit Aileleri ve Gaziler Buluşması’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, iktidara çağrıda bulunarak, “Bu ülke için bizim de bir çabamız olsun’ diyorlarsa bir an önce seçim sandığını getirsinler” dedi.
Haber Merkezi / İktidarın bir avuç kişiye çalıştığını ve Londra’daki tefecilerle kur korumalı mevduat hesabı ile kaynakların aktarıldığını diğer taraftan vatandaşı net kuyruğunda beklediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, asgari ücretin 6. ayda yeniden belirlenmesine yönelik tartışmalar hakkındaki soru üzerine de,” Orada da çok karışık şeyler söyleniyor. Güncellenmesi lazım zaten. Asgari ücret asgari ücret olmaktan çıktı. Açlık sınırının altında asgari ücret mi olur? Bari açlık sınır ücreti desinler, onun bile altına düştü. Hemen güncellenmesi lazım. Normali de bu” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakan Nureddin Nebati’nin “Türk Lirası en düşük seviyede vatandaş rahat olsun” şeklindeki açıklaması sorulan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Matematiği galiba iyi değil. En düşük seviyede diyor. TL o seviyenin de altına inecek. Görmüyor mu o kişi? Ekonomiden bu kadar kopuk, gerçeklerden bu kadar kopuk bir kişiyi hiç düşünemiyorum ama maalesef bunlar söylendiği zaman gülüp geçiyorum. Bunlar gerçekten de devleti yönetemiyorlar” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ayrıca, ‘Şehit Aileleri ve Gaziler Buluşması’nda açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun burada yaptığı açıklamalarından öne çıkan bölümler ise şöyle;
“Şehitlerimiz ve aileleri için acaba siyaset kurumu bana göre elinden geleni yapmadı. Yapılması lazım. Şehidimiz elbette ki baş tacımızdır. Devlet töreni ile uğurluyoruz ama geride bir aile, evlatlar kalıyor. Aileye, evlatlara gerekli özeni gösteriyor muyuz? Bu konuda başarılı değiliz. Sorun, siyaset kurumunun olayları biraz sıcaklık geçtikten sonra zamana terk etmesi. Çok sayıda şehit ailemiz var. Zaman zaman yasalar çıkarıyoruz. Gazilerimiz var aynı şekilde. Yaşıyorlar ama bedenlerinden bir parça veriyorlar. Onların haklarını, hukuklarını gerçekten teslim ediyor muyuz?
Bir başka acı tablo daha. Şehit şehittir aralarında ayrımcılık olmaz. Gazi gazidir ayrımcılık olmaz. Bütün bunların tamamının belli bir çerçeve içinde ele alınıp sorunun çözülmesi lazım. Biz bunu yapabilirsek görevimizi yerine getirmiş oluruz. Ankara’da oturup kanun teklifi vermekle bu sorun çözülmez. Önce sorunu yaşayanı dinlemeniz lazım. Bugüne kadar pek çok kanun çıktı ama söylediğim yöntem izlenmediği için her seferinde çıkan kanunda bir eksiklik, yanlışlık oldu. Her çıkan kanun bir grubun sorununu çözerken diğer grupları mağdur etti. Bu konuda biz çaba harcadık. Hazırladığımız kanun teklifini bütün derneklere gönderdik. Kanun teklifimiz kabul etmedi ama arkasını bırakmış değiliz.
Şehitler ve gaziler için 8 maddelik çözüm paketi
Şehit aileleri, gaziler yakınıyor biliyorum. Şimdi size 8 maddeden oluşan bir çözüm paketi sunacağım. Bizim devlette bir muhatabımız yok diyorlar. Bizim bir merkezimin olması lazım diyorlar. Bunun için Şehit Yakınları ve Gaziler Yüksek Kurulu’nun kurulması lazım. O kurul görüşecek ve size cevap yazacak. Birinci nokta önce devletin içinde bağımsız çalışan bir kurumun oluşturulmasıdır.
İkincisi şehit yakınları ve gaziler arasında ayrımcılık var. Bunun kalkması lazım. Kore gazileri var. Kore’ye gittiler, bu ülke için. Üçüncü sınıf evlat muamelesi görüyoruz diyorlar. Ayrımcılık yaparsanız toplumu ayrıştırırsınız. Ayrımcılığa son veren kanun teklifini hazırladık. Parlamentoda reddedildi. Benim boynuma borçtur ben bunu yapacağım.
Alınan aylıklar var. 121 lira mı ne bir aylık veriyorlar bir polis şehidimizin ailesine verilen aylık. İnanır gibi değil. Anne ve babalara bağlanan aylıkların en düşük memur aylığına eşitlenmesi lazım. Bunun kural olarak uygulanması lazım. 18 yaşından büyük olan ve öğrenci olmayan şehit evlatları var. Şehidimiz, gazimiz var. Onların evlatları var. İşsiz ve biz onlara sahip çıkmıyoruz devlet olarak. Bu devletin ayıbıdır. Niye 1-2 kişi? Milyonlarca çalışan var devlette. Şehidimizin, gazilerimizin evlatları varsa ve işsizse devletin alıp istihdam etmesi lazım. Bu insanlar bu ülkenin bekası için mücadele ettiler.
Eğitim konusunda da, eğer 18 yaşından küçük çocuk okuyorsa eğitimin bütün süreçlerinde şehit yakınlarının ve gazilerin evlatlarının masraflarının devlet tarafından karşılanması lazım. Eğitim masrafı dediğiniz milyarlarca para değil. Gaziye bir protez vermişler bir süre sonra bozuluyor. Yenisini alacak 50 dereden su getiriyorlar. Bu insan gazi ya, sıradan bir insan değil. Bu ülkenin bayrağı, vatanı için mücadele etti. Bir devlet bu kadar çaresiz olamaz. O zaman devletin, ‘En iyi sağlık imkanlarını milletvekiline sağlanıyor aynı imkanı şehit yakınları ve gazilere de sağlamamız lazım’ demesi lazım. Benim sizden ricam bunları talep edin.
Başka bir acı olay daha var. Malul sayılmayan gaziler. Birine ‘tırnağında bir şey olursa gazi yapacağım’ diyorsunuz, öbürü vücudunda mermi taşıyor ‘Hayır sen gazi değilsin’ diyorlar. Niye değil? Bu işin objektif kuralını koymamız lazım.
Siyaset kurumunun günahı çok. Beşiktaş’ta terör saldırısı oldu 39’u polis 47 şehidimiz vardı. Kampanya açıldı paralar toplandı. Bir süre sonra bunlar unutuldu. Bu kardeşiniz unutmadı. Bir baktık paralar ödenmemiş. Bu siyaset kurumunun en büyük ayıplarından birisidir. Aynı şekilde 15 Temmuz gazileri için de paralar toplandı, vakıflar kuruldu. Vakfı bulamadık önce. Paralar nerede diye sorduk, hala paraların ne kadar olduğunu kimse bilmiyor. Siz dertlisiniz biliyorum ama ben de dertliyim. Çözeceğiz inşallah, birlikte çözeceğiz.
Ben helalleşmeden söz ettim. Artık kutuplaşmanın, kavga etmenin hiçbir faydası yok. Bu güzel ülkede hepimiz barış ve huzur içinde yaşayabiliriz. Kavga etmeden, ayrıştırmadan yapabiliriz. Herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir Türkiye’yi inşa edebiliriz. Az önce masada sitem de dinledim. ‘CHP bugüne kadar bize yeterli ilgiyi göstermedi’ dediler. Haklılar. Her insanın hatası olduğu gibi her kurumun da hatası olabilir.”