Burak Tokcan Kimdir? Hayatı, Eserleri
1979 yılında Ankara’da dünyaya gelen Burak Tokcan, 1990’da Ahmet Vefik Paşa İlkokulu’nu, 1997’de TED Ankara Koleji’ni, 2001’de Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi. Aynı üniversitenin Yayın Birimi’nde metin yazarı olarak görev yapıyor.
Haber Merkezi / İlk şiiri 1999’da yayımlandı. Kıyı, Bilkent 4 Mevsim, Damar, Beşparmak, Gökyüzü, Çağdaş Türk Dili, Dünya/Kitap, Ünlem, Yom Sanat, Evrensel Kültür, Patika, Koridor, Mavi Liman, Deliler Teknesi, Sanat Cephesi, Nikbinlik, Şehir, Ada, Papirüs, Akköy, Mavi Yeşil, Şarkî, KE, Sadece Şiir dergilerinde ürünleriyle yer aldı.
Eserleri;
“Kırılgan Yüzler Albümü” (Klaros Yayınları, 2021)
“Sesim Kan Kaybediyor” (Damar Yayınları, 2008)
Ödülleri;
Kemal Özer Şiir Yarışması 2.lik Ödülü (2021)
Raşit Kara Şiir Yarışması 2.lik Ödülü (2011)
Hasan Bayrı Şiir Yarışması 1.lik Ödülü (2009)
Attilâ İlhan Şiir Yarışması Mansiyonu (2007)
Cemal Süreya Şiir Yarışması Özendirme Ödülü (2006)
Rıfat Ilgaz Şiir Yarışması 1.lik Ödülü (2004)
Uğur Mumcu Şiir Yarışması 1.lik Ödülü (2003)
Beşparmak Dergisi Şiir Yarışması 2.lik Ödülü (2003)
Şinasi Özdenoğlu Şiir Yarışması 3.lük Ödülü (2001)
Kocaeli Üniversitesi Şiir Yarışması 2.lik
“Sesim kan kaybediyor”
ayakkabısı yırtılacak çocuklar
top oynadığında
bir çipura çengele asar kendini
baba dayağı diyetine
aynı zamanın akrebidir oysa
sevgilisini camda bekleyen kız
sokar aşktan ilk konuşanı
biz mi eskidik
yoksa yüzlerimiz midir dağılan
neden köşebaşlarını ısırgan otları tutuyor
sözlerini bilmediğim bir şarkıyı söylüyorum
sesim kan kaybediyor
“Suç demeti”
küçük şehirler gibi büyük yalnızlığım
şiirlerin gözle yazıldığı
çizgili duvar kağıtları gibi
benim hatam değil
duvarlarımda kabarmış şiir ölüleri var
ki sanırım nemrut dağı bu yüzden
tepelerinde tanımadığın insanların
kırılmış kandan heykellerimize baktığı bir dağ
acele kan aranıyor dediğim bundan
bir de ellerime pullar yapıştırıp
başka şehirlere gönderdiğimden
küçük odalar gibi yalnızlığım
örüyor ağını
ve binbir renkli çiçekler ekiyor
binbir renkli çiçeklere bakıyorum
aklımdan
vagonları voltaladığım
uzun tren yolculukları geçiyor
sonra bir kadın geliyor
hiçbirşey demeden çekip gidiyor
ağzının kenarında bir gül
gülün yanında bir de suç demeti
küçük şehirler gibi büyük yalnızlığım
“Çığlık”
çözüldü örgüsü gecenin
bir bulutun haritası
dağılıyor tenimize
yer değiştiriyor kum taneleri
içimde
rüzgârın kırılgan iğnesi
gider ansızın biri
küçülür gölgesi harflerin
hiç düşündün mü
çığlığın bittiği yeri
beni hayattan
yorgun bir perde gizledi