Cumali Karataş, Kimdir? Hayatı, Eserleri

Rençber bir ailenin çocuğu olarak Adana’da dünyaya gelen Cumali Karataş, Toros İlkokulu, Beşocak Ortaokulu ve Yapı Meslek Lisesi’nde okudu. And. Ünv. A.Ö.F. İşletme bölümü 2. sınıfından ayrılıp, daha sonra Sosyal Bölümler’den ön lisans ve İşletme’den lisans aldı.

Haber Merkezi / Simit, eskimo ve yağlıyavan satıcılığı; kunduracı çıraklığı; pamuk toplama, kazma dövme ve gül işçiliği gibi toprak işlerinde ırgatlık yaparak ilkokuldan liseye kadar okudu. Almanya’da inşaat ustası olarak çalıştı.

Askerliğini Balıkesir-Çayırhisar ve İstanbul-Hasdal’da ordunatım olarak tamamladıktan sonra sebze ve pamuk satıcılığı gibi işlerin yanı sıra; yol yapım kontrollüğünde sürveyanı, duvarcı ustası, duvarcı taşeronu, inşaat kontrolörü, V.Öğretmen, Polis Memuru özel sektörde inşaat kontrolörü, Üretim Müdürü, Gayrımenkul Uzm., İnş. Şantiye Şefi Yrd., Kitap Dağıtım, Haber Koordinatörü, Yayın Koordinatörü, Basın Danışmanı ve Yayın-Tanıtım Danışmanı ve Yayın-Tanıtım Koordinatörü gibi işlerde çalıştı.

Gazete, dergi ve yayın evi olarak sanat danışmanı ve editörlük yaptı.Güvenlik Görevlisi, Memur ve İnşaat Teknisyeni olarak çalışıp, ayrıca Basın Danışmanı (1999-2002) olarak hizmet verdiği Halkbank’tan İnş. Tekn.-Yönt. Yrd. olarak emekli oldu.Evli ve üç çocuk babası olup Adana’da yaşamaktadır.

İlk şiirleri ortaokul dergisi Beşocak’ta yayınlandı. Aynı yıl destan yazıp, bastırıp, satarak halk ozanlığına ilk adımı attı. Daha sonra, Toros, Çukurova gibi gazetelerin şiir köşeleri ile Yeni Adana Gazetesi Sanat Sayfası’nın ardından şiir ve denemeleri Ümit Yaşar Oğuzcan’ın yönettiği Kelebek Gazetesi Şiir Köşesi’nde yayınlandı. Şair Şems Belli’nin önerisiyle TRT ve Çukurova Üniversitesi birlikteliğiyle düzenlenen “Türk Şiirinin Dünü ve Bugünü Sempozyumu”na şiirleri okunması için davet edildi.

(1987) Sonraki yıllarda şiir, öykü, deneme, gezi notu, röportaj ve söyleşilerine ek olarak, kitap incelemelerinin yer aldığı elş.-denemeleri ile spor ve köşe yazılarından oluşan 1.500 kadar yazısı ve yaklaşık 200 kadar şiiri başta Yeni Adana ile G. Ekspres olmak üzere Cumhuriyet Kitap, Dünya Kitap, İnsancıl, Damar, Agora, Çağdaş Türk Dili, Yelken, Çalı, Tay ve Söylem gibi edebiyat dergilerinde yayınlandı.

“Maden ocaklarında”

 Zonguldak’lı kömür işçilerine.

Paydos vakti…
Umutla, bakışlar yola çevrilir.
Bir sevinç muştusu iletir gözler.
Yorgun, tasalı yüreklere;
İşçi kafilesi arasında
Babalar göründüğü zaman.

Ekmek kavgası bu gülüm,
Gönül sevdası değil…
Kazmalar oynaşır,
Yüzlerce metre altında yerin.
Ufak bir sesde,
Uğultuda.
Ecel teriyle ıslanır tenimiz.
Yüreklerimiz korkuyla sevişir.

Kurmuşsun  tuzağını yine
Üstümüze kalleş ölüm.
Kimin yaşamını noktalaacaksın
Sabah kırağı sessizliğinde?

Dün de…
Çifte kurban verdik sana kahpe göçük;
Çifte mezar kazdık yanyana;
Çifte tabut omuzladık.

Dün de…
Hasan’la Nurettin’i kaybettik.
Çifte kilit astık kapılarına…

Gel de hepimizi birden al ölüm.
Bırakma gözlerimizi ani baskınlarda.

“Sevgi köprüsü”

Bakışlarımla köprü kurdum aramızdaki mesafelere.
Bir abide yarattım sarılıp hasretine.
Sabır, sabır dedim; zamana karşı direndim.
İşçiliğim göz nuruydu ellerimin yerine.

“Gel gitme”

Gel gitme gel! ..
Nasıl dayanırım özlemine?
Berduş mu olurum, serseri mi?
Kolay değil çekmek sensizliğin kahrını.

Bakarsın ozanlığım tutar.
Oturup şiirler yazarım sana.
Usumdaki depremlerin
Hoyratlığını dizelere yüklerim…
Yüreğimi mangala benzetirim.
Gözlerini otomobil farlarına.
Saçlarını ormanlara.
Dudaklarını demiryollarına.
Burnunu Toroslar’ın zirvesine.

Gel gitme gel! …
Tutmasın ozanlığım yine.
Herkesi güldürme bana.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir