Fitnat Hanım Kimdir? Hayatı, Eserleri
1842 yılında Trabzon’da dünyaya gelen Fitnat Hanım, 1909 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti. Ordu kazasının Aybastı nahiyesinden olan Canikli Hazînedâr-zâde Süleymân Paşa sülalesindendir. Trabzon valisi Ordulu Hazînedâr-zâde vezir Abdullah Paşa’nın kızıdır. Hazînedâr-zâde sanıyla tanındı. Abdullah Paşa aslen Ordulu olduğu için Ordulular Fıtnat Hanım’ı hep kendi hemşehrileri saymışlardır.
Haber Merkezi / Ordulu Ozanlar adlı esere göre “Fıtnat Hanım’ın annesi ünlü bir Çerkez beyinin kızı olan Sapcan Hanım’dır. Ahmed Paşa ile evlendikten sonra adı Emine olarak değiştirilmiş, aile arasında hep Çerkez Hanım diye anılmıştır”. Ahmed Paşa ölünce Fıtnat Hanım’ın annesi yine Trabzon valisi olan kayınbiraderi Osman Paşa ile evlendirilmiştir. Fıtnat Hanım’ı büyütüp yetiştiren Osman Paşa’dır. Yani Osman Paşa Fıtnat Hanım’ın üvey babasıdır, öz babası ise Abdullah Paşa’dır. Osmanlı Müellifleri’nde “Uzun müddet Trabzon valiliğinde bulunmuş olan Hazînedâr-zâde Osman Paşa’nın kethudası Ahmed Paşa’nın kızıdır” şeklinde farklı bir bilgi verilmiştir ki bu bilgi yanlıştır.
Meşâhîrü’n-Nisâ’da da babasının adı Ahmed Paşa olarak verilmektedir. Henüz üç yaşlarındayken 1261/1845 senesinde babası ile İstanbul’a geldi. Şâir Hanımlarımız adlı eserde de babasının adının Ahmed Paşa olduğu ve beş yaşındayken İstanbul’a gittiği belirtiliyor. Fıtnat Hanım’ın eğitimine itina gösterildi. Mekteb-i Rüşdî hocalarından Fındık Hâfız Efendi’den Kur’ân-ı Kerîm, Hoca Latif Efendi’den Arapça ve Farsça, esbak Mısır Mollası Hoca Şâkir Efendi’den Dîvân-ı Hâfız okudu. Erzurumlu Osman Efendi’den hatt-ı sülüs meşkederek icazet aldı. Ketebeden Ali Şâkir Efendi’den de hatt-ı rik’a meşketti, ayrıca inşa konusunda da ondan ders aldı. Edhem Pertev Paşa da, Fıtnat Hanım’ın babası Abdullah Paşa’nın kâtiplik hizmetinde bulunduğu sırada Fıtnat Hanım’a şiir ve inşa dersleri vermişti.
Üç yaşlarındayken İstanbul’a geldiği bilinen Fıtnat Hanım’ın tahsili konusunda da Osmanlı Müellifleri’nde farklı bir bilgi vardır. Şöyle deniliyor: “İlk bilgilerini Trabzon’da almış, tahsilini İstanbul’da tamamlamıştır”. Henüz çok küçük yaşta iken evlendirildi. Eğitim ve öğrenimine devam etmesini çok arzulayan annesi sayesinde evlendikten sonra da tahsiline devam etti. Eşi ile uyuşamadığından ve onun kıskançlıklarından dolayı bir süre sonra ayrıldı. Çok zeki olduğu kadar müstesna bir güzelliğe de sahip olan Fıtnat Hanım’ın Süleyman Nazîf’e bu konuda şunları söylediğini İbnü’l-Emin naklediyor: “İlk eşim beni o kadar kıskanırdı ki güzel giyinmekten, şiir yazıp okumaktan beni menetmişti. Hatta “Kirpiklerinin uzunluğu gözlerine pek çok letâfet veriyor” diye kirpiklerimi keserdi. Onun yasaklamalarıyla şiirde eski kuvvetim kalmadı. Beni şiir söylemekten, edebiyatla ilgilenmekten, kitap okumaktan menettiği için doğuştan gelen şiir yeteneğimi boğa boğa öldürdü”.
Fıtnat Hanım, edebiyattan menedilince yaratılışındaki sanat ihtiyacını mükemmel bir şekilde öğrendiği hattatlıkla tatmin etmeye çalışmış ve çok nefis bir de Kur’ân-ı Kerîm yazmış, bunu da Süleyman Nazîf bizzat görmüş ve “cidden bir sanat eseri” hükmünü vermişti. Daha sonra Bahriye Nezâreti mektupçusu ve Dâmad Ferid Paşa’nın amcası olan Mehmed Ali Efendi ile evlendirildi. Süleyman Nazîf’e göre Fıtnat Hanım, ömrünün son günlerinde altmış yaşlarındayken Bursa’ya gelmişti ve Süleyman Nazîf onunla defalarca görüşmüştü.
Fıtnat Hanım’ın henüz on sekiz yaşında iken yazdığı gazeller edebiyat çevrelerinde beğenildi. Kaynaklar onun üslubunun yüksekliğinden, nesirde başarılı olduğundan, özellikle gazel, tahmis, tesdis, na’t ve mersiye yazmayı tercih ettiğinden bahsederler. Yine kaynaklarda müretteb bir Dîvân’ı olduğundan söz edilirse de günümüze ancak birkaç parça şiiri gelebilmiştir. Yazdığı söylenen nesir türündeki örneklere de rastlanamamıştır. Fıtnat Hanım, divan edebiyatı tarzında şiir yazan kadın şairlerin önde gelenlerinden biriydi.
İşlek bir zekânın, ince bir duygunun sahibi idi. Meşâhirü’n-Nisâ’da Fıtnat Hanım’ın edebî yönü hakkında şunlar söyleniyor: “Manzum ve mensur birçok edebî eseri olduğu malum olup fevkalade ferâset ve fetânetleri gereğince felsefi ve fikrî meseleler hakkında kılı kırk yararcasına yaptığı muhakemeleri bu işten anlayanları ve genel olarak diğer insanları hayrete düşürecek derecededir. Fıtnat Hanım’ın Râgıb Paşa ve kendisinden önce yaşamış olan meşhur Fıtnat Hanım ile diğer şair ve ediplerin eserlerini tahmis ve tesdis yolunda birçok şiiri, na’t ve mersiye tarzında başka eserleri varsa da onlara ulaşılamamıştır”. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)