Hülya Deniz Ünal Kimdir? Hayatı, Eserleri
1 Temmuz 1964 yılında Ankara dünyaya gelen Hülya Deniz Ünal, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İktisat Bölümünü bitirdikten (1988) sonra kent kent dolaştı. Bir süre Lefkoşa’daki bir firmanın muhasebe bölümünde çalıştı.
Haber Merkezi / Pencere, Alaz ve Denizsuyukasesi, CazKedisi dergilerinin yayın kurullarında görev aldı. 1994’ten itibaren yaşamını İzmir’de sürdürüyor. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir.
İlk şiiri pencere dergisinde yer aldı (Mart-Nisan 2003). Diğer şiirlerini aynı yıldan itibaren Pencere, Ürün, Dize, Agora, Patika, Akatalpa, Liz, Broy, Caz Kedi, Ünlem, Şiiri Özlüyorum, Denizsuyukasesi, Mühür, Yasakmeyve, İmgelem, Broy, Şiir Ülkesi, İzmir İzmir, Kum, Hürriyet Gösteri, Kitaplık, Cumhuriyet Kitap ve Ünlem dergilerinde yayımladı.
Eserleri;
Şiir; Hayatın Yerine Harfler (2004), Su Yalnızlığı (2006), Denizkabuğu (2011), Ağaçlar Kitabı (2013), Hayal Parkı (Çocuk şiirleri, 2017) .
Anı: Karşıyaka Hatırası (2019)
“Bulut”
Zamandır bizi büyüten gölge
Ve yağmur, su baskıları
Taşıran ovamızı
Bir beden büyük sorular
Islak mendil daha büyük
Gök yüzünden
Yüzler ağustos kırığı
Cırcır böceği asfaltın
Çevirdiği bütün diller
Peşimizde
Hep yenileceğimiz bir ordu
Kara kaplamaktan usandı deniz
Yırtıldı sular
Hüzündür, bastığı her yer
Bulut, as mendilimi maviliğine
Darağacına rüzgarlı dizelere
Hüznü kurut
“Göbek bağı”
Kim itecek bakalım
Beni hangi bahane
Hayata benzemeyen
Uğultular cebimde
Zemine kilim
Pestil öncesi çarşafa
Kayısı serer gibi
Yüreğimin askısında demirden
Bir çift eldiven
Arttıkça uzaklaşıp yitti biri
Öteki dirençle asılmakta
Aydınlığa doğru gözleri
Mahzun gömleği burada unutulmuş
Dostun asılı durduğu koltukta
Uçan halı uzak ihtimal
Düşeceğim yakın boşlukta
Süzülürken her kattan
Balkonda saksılardan
Rüzgârıma uzatıp boyunlarını
Vedaya çıkmasın çiçekler, öpmeyeyim
Baharat kokan sesimle gözbebeklerinden
Göbek bağımı getirin
Bağlarsa beni ancak o
Hayatın demir korkuluğuna
Boşluğa karışan mavi katlardan
Beş katlardan, dört katlardan, üç katlardan
İnerken hızla
Lacivert üstüne siyah düşerken gölgem
Gri yaldızlı betona
“Isıl işlem”
Evler, yaşamın kapalı ucu
Kolalı mendillere
işlenmiş bin bir soruyla
güze hazırlanırken balkon
şekerlenmeyen reçel
sırtını güneşe veren
kuşlanmış avlu
nasılsa öyle…
cam, henüz kum hâlindeyken
kuyu derinliğiyle gemi:
-Deniz bir yolculuktur
kendine çıkarır insanı…
Yorgun bir alfabenin sakladığı harf,
devrik ve kara cümle
tırnak içinde:
– Üzülmesin kız kardeşim
her acı içinde taşır ilacını…