Deniz Hayriye Ersöz Kimdir? Hayatı, Eserleri

1972 yılında Ordu’da dünyaya gelen Deniz Hayriye Ersöz, 10 Kasım 2018’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Deniz Hayriye Ersöz, ilkokul eğitimini İstanbul’da, ortaokul ve lise eğitimini ise İzmit’te tamamladı.

Haber Merkezi / İstanbul Teknik Üniversitesi (İ.T.Ü.) Sakarya Meslek Yüksek Okulu (M.Y.O.) Muhasebe ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Ersöz’ün, “Varlık”, “Kitap-lık”, “Yasak Meyve” gibi birçok edebiyat dergisinde şiir ve öyküleri yayımlandı.

“Suyu Dinleyen Çöl” adlı şiir kitabı A. Zeki Özger Şiir Ödülü’ne değer görülen Ersöz, Kocaeli Üniversitesi Şiir Ödülü, Naci Girginsoy Öykü Ödülü ve Yunus Emre Şiir Ödülü’nü aldı.

Senaryosunu yazdığı yüz elliden fazla televizyon sineması filmi çeşitli TV kanallarında yayınlandı. Show TV ve Fox TV’de yayınlanan Fatih Harbiye adlı televizyon dizisinin senaryosunu yazdı. Şekil Bozukluğu adlı tiyatro oyunu, Devlet Tiyatroları tarafından sahnelendi.

“1. Yok”

1. Yok

yoruldum izini sürmenin
aşk insin bindiği kıymetten!…

bu da oldu
bu da oldu
bu da ! …
kovuldum bir nehrin yatağından

dönüyor hırçın sular
yok ev
yok aşk
yok.

2. Yıkıntı

kalk git. Git !…

söz düştü sallandı gövde
beni bir deprem çağırmış
meğer
ne büyük bir alçak
gönüllü severmiş beni

görsün bendeki göz
alnıma saplı bıçağı!…

gittim…
o yıkıntıda bıçağımı okşadım

“1. Saat”

1.  Saat

Nedir bizim olan, yalnızlığımızdan başka?…

Uyuyorum…  O saatin gövdesinde
Yazgımı gördüğümden beri. Buradayım
Bir duvara çakılı.

Tik… tak… tik… tak… tik… tak…

2.  Akrep

İçimize  kapandık…

Seyrediyordu hayat
Herkesin bulutu kızgın ama tembel
Peki kim kimin akrebi? Söz acıttığından beri

Kendine batıyor iğne.

3. Yelkovan

Porselen çatladı.

Bu sessiz odada bu tik tak’larla….
Dünya yeniden kurulurken her sabah
En kahraman değil miydim yoksa?…
Kandırmayın kendinizi…  İşte uyuyorsunuz
Bir duvara çakılı. Benim gibi.

Övünsün yelkovan hamaratlığıyla!..

4. Duvar

Ben çağırmadım sizi!… Başkalarının elleriyle
Geldiniz buraya. Su yürüdüğünde
Asıldığınız çivi de paslanacak. Pars!…

Tik… tak… tik… tak… tik… tak…

“1. Yasak Mağara”

1. Yasak Mağara

Onu yasak mağaraya inen yolun ağzında gördüm.
Şeytanla bölüştüğü gülüşüyle
Adımı yüzüme savurdu.

Çalı dibine harflerimi döktüm.

2. Diyet

Yolunu arayan her kadın o mağarayı bilir.

Arzunun sesi duyulduğunda
İçine kapanır göz
Ve yeşil çimenler üzerinde
Rüzgârın orduları… Şafakla döner

Kan anlatır olanları. Ve olacakları işaretler.

3.  Uyanış

İlk kan aktı. Acı
Çoğalttı isteği.

Ten bir daha susmayacak.

4. Sarayda İsyan

Ateşe ve onun güçlü ellerinin getirdiklerine inandım.

Saldırdım aklın krallığına. Çok gece
Kralın tacını giyinip, ateşi çağırdım
Zümrüt saraya.

5. Uyku

O mağarada adının yankısını
Bir kez olsun duymayan kadın
Öpülecek yerlerini
Çağlayanın döküldüğü eskimiş taşlarla sınadı.
Ateş rengini sürdü yüzüne. Ten acısı uğuldadı.

Gece bitiyor, dedi
Gece bitiyor ve örtüler çiziyor
Bedenimi. Eskitiyor avuntu!

Sabrın etine işleyen çivisi
Bir boy daha gömüldü.

Ertelenen bir hayatın varlığına inanarak
Uyudu.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir