Halide Yıldırım Kimdir? Hayatı, Eserleri
11 Eylül 1959 yılında Kars’ta dünyaya gelen Halide Yıldırım, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Hatay Kız Öğretmen Lisesini bitirdikten sonra başladığı Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden mezun oldu. Anadolu Üniversitesinde bir yıl lisans öğrenimi gördü.
Haber Merkezi / Samsun; Alaçam, Kavak, Havza, Çanakkale; Biga, Lapseki, Kars; Selim, Sarıkamış ve Bursa gibi şehirlerde görev yaptı. Bursa’da edebiyat öğretmeni iken emekli oldu. Kars Cilavuz Öğretmen Okulu (1957) mezunu ünlü keman hocası ve öğretmen olan babası Hayrettin Avcı’nın Bursa’ya tayin edilmesi üzerine 1975 yılından bu yana Bursa eksenli bir yaşam sürdürmektedir.
Şiirle yakından ilgilendi ve Issız Kuğu (2005) adlı dosyasıyla 2004 yılında Süleyman Okay Şiir Birincilik Ödülü’ne layık görüldü. Çinikitap dergisinin yayın kurulunda görev aldı. Edebiyatçılar Derneği, Bursa Yazın ve Sanat Derneği kurucu üyesi olan Halide Yıldırım hâlen Diyarbakır Lîs Yayınlarında editör olarak çalışmaktadır.
Edebiyat dünyasında şair kimliğiyle dikkat çeken Halide Yıldırım’ın ilk şiiri 2003 yılında Evrensel Kültür dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonra kaleme aldığı şiir ve yazılarını; Agora, Akatalpa, Akköy, Amanos Yazıları, Cumhuriyet Kitap, Çinikitap, Damar, Edebiyat ve Eleştiri, Esmer, Evrensel Kültür, İmgelem, Lacivert, Öteki-Siz, Sonsuzluk ve Bir Gün, Şiir Ülkesi, Virgül ve Yaratım gibi süreli yayınlarda yayımlamayı sürdürmüştür.
Okurunun karşısına Issız Kuğu (2005) adlı şiir kitabıyla özgün bir şair olarak çıkan Yıldırım, bu kitabında bireysel ve toplumsal temalar ekseninde yer yer kadın sorunsalını yer yer de öğretmenlik mesleğinden yansıyan yaşanmışlıkları dizelere işlemiştir. Kuşkonmaz, şairin ikinci şiir kitabı Çamur (2011)’u şu cümlelerle değerlendirmiştir. “Halide Yıldırım, Çamur adlı şiir kitabında, şiirini çamurdan çıkarmayı bilmiş. Bunu başarmak, ekmeğini taştan çıkarmaktan daha zorlu bir iştir. Tükenen, azalan, bozulan şeylerle; artan, gelişen insani olan şeyler, hepsi de bir tek imgenin içinde.
Üretken bir çamur imgesi öylesine bir ustalıkla bütün kitap boyunca akıyor. Öyle ki, derin bir çamurun kıyısında buluyorsunuz kendinizi. Çamur, madde olarak, mat ve içini göstermez haliyle şiire ev sahipliği yapıyor. Plastik niteliğinde de biçimden biçime girerek, şiire de elastikiyet katıyor.” (Kuşkonmaz 2017). Yıldırım, Dile Dokunma (2016) adlı kitabında, çeşitli dergilerde yazdığı yazıları, şiir üzerine kurduğu metinleri ve çeşitli türdeki kitaplar için yazdığı eleştirel denemelerini bir araya getirmiştir.
“Unutulmuş yerimiş”
haydi, kalk gidelim
gidelim buralardan!*
unutulmuş bir yer
uç beyine yanmış bir köy
bulup yakarız kim bilir?
kalk, darmadağınım
kalk gidelim!
yanmış bir metin gibi
sanki kar!
buralarda da kravatlı beyazlar!
gidelim
gidelim hız çatlatır
kızarmış çizilmiş içim
gibi buralar
kalk sebepsizliğim
kalk gidelim!
yasak levhasına döndü yüzüm!
fırsatlar çok
her yerde aynı şifre!
annemin kızıığından onlara ne?
kalk güzelliğim
kalk, kayıp ilânına yapışık!
çiğniyor birileri
kayboluyar öteki
hükümsüzdür!
tezlik fiilinden içeri
dışarı fışkırıyor kalabalık
ısırgan gezdirir gibi tinlerini!
gidelim
gidelim, terk edilmişim
gibi dilim dilim
kalk, toplanmış bavul gibiyim
katlanmış kurumuş unutulmuş
bir eski şehre girer gibiyim!
bir yakını bir uzağa
bir sabah bir sabah
bir taze çay geçer gibi heves!
gidelim gidelim
kendimize
yine kendimiz
– unutulmuş buralarda yerimiz –
“bindokuzyüz…”
IV.
kapital’i heceliyoruz üç çocuk
kaleiçi’nde bir çekme katın çekilmiş en yerinde
biri vurulmaya aday
gözlerime sığmıyorsun
idris
zamanın en hız yeri
dokuzyüz yetmiş bilmem kaç geçiyor
unuttuğum neydi, adı o
kimin?
kalemin teriyle düştüm
kelepçeye vurulduk sonra
sonra kendimize
halkımız ey unut sen bizi!