İkbal Kaynar Kimdir? Hayatı, Eserleri

20 Ekim 1957 yılında Uşak’ta dünyaya gelen İkbal Kaynar, Uşak Öğretmen Lisesi’nden mezun olduktan sonra Eskişehir Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü’ndeki öğrenimimi 1979 yılında tamamladı. Aynı yıl Manyas Lisesi’nde İngilizce öğretmeni olarak göreve başladı, kısa bir süre sonra Eskişehir’e tayin istedi.

Haber Merkezi / 1980 Türkiye coğrafyasında yaşayan çoğu demokrat, aydın gibi bu dönemden payını aldı. Görev yaptırılmadığı on yılda beste yaptı, şarkı sözü yazdı. Bağlama, kabak kemane dersleri aldı, halk oyunları, korolar ve el sanatlarıyla, edebiyatla bütünlendi. İçimdeki yetenekleri ortaya döktüğü için 12 Eylül’e tırnak içinde “ teşekkür!” etti.

1991 yılında Eskişehir’de yeniden göreve başladı. 92’deKartal Lisesi’ne tayin olup İstanbul’a geldi. 1995 yılında söz ve müzikleri kendisine ait olan “Yasakları Kaldır Bana” adlı albümü yaptı. Bu arada Cumhuriyet, Bir Gün, İnsancıl, Eski, Yaba Edebiyat, Tay, Kar… gibi gazete ve dergilere deneme, mektup, gezi vs. türünde yazılar yazdı. 2000 yılında sekiz yıl çalıştığı Fenerbahçe Lisesi’nden emekli oldu.

Yazdığı yazılardan 2004 yılında Mavilere Saldım Umutları, 2007 yılında Mavi Yazılar adlı kitaplar doğdu. Ardından içinde 2. albümü de olduğu Ebruli Şarkılar adlı şiir- şarkı sözleri kitabı geldi. Bunu Biyografi türündeki Şiire Adanmış Bir Ömür: Sedat Umran takip etti.

“Düğün var düğün”

İşte yine ilk yaza merhaba diyor
yeni doğan gün
Göz kırpıyor kelebeğe hınzır çiçek
İçim içime sığmıyor birşeyler mi olacak ne
Belki bir gelincik sevdalanacak menekşeye
Belki sık göremediği için
gül sitem edecek yavuklusuna
Düğün fısıltıları geliyor kulağıma
Aa bakın begonvilin rengine
Nasıl da canlı giyinmiş
Biraz boynu bükük şebboyun
Kıskandı mı dersin rengini gülün
Kasım kasım kasılmış cihannüma
en uzun benim der gibi
Sarmaşık güllerine de kur yapmakta
Bakın nasıl da koyultmuşlar sohbeti
Sardunya ile begonya
Durun bir koşu anlayıp geleyim ben durumu
Gitmeye gerek kalmadı
Muştuladı saka kuşu haberi
Düğün varmış düğün
Kavuşuyormuş sevdalılar bu gün
Hadi davransana kardeş
Irak  durma öyle el gibi
Bir koşu al gel hediyeni
Giyin en pak giysini
Düğün renklerin düğünü
Düğün siyahla beyazın düğünü
Siyah beyaz farketmez
Bu renklerin cümbüşü

“Eylül sinmiş üstümüze”

Neydi suçu kitapların
kırmızının yüreğimizdeki
Çöreklendi bağrımıza ağılığı postalların
üzerimize yapıştı Eylül bulaşığı

Konmasa da kahkaha kuşları omzumuza sık sık
yok saymadık gülüşleri
Kırık olsa da bir dalımız
maviyi hiç unutmadık

Fesleğen kokularıyla gelirdi sesimiz
düşlerimizdeki bulutun terkisinde
her isyanda, her kayıpta.

Şimdi…
bitsin bu suskun beklemeler
“Heyamola” deyip imecenin coşkusuyla
haydi bırakalım kendimizi
taze sürülmüş toprağa

Eksilmesin avlumuzdan
çoban ateşlerinin ışığı
aysız kalmasın güz geceleri
gülüşümüze sinmedi mi devrimin sesi
“Karatmayanlar sol memelerinin altındaki cevahiri”
yükselt sesini ey çok sesli koro!

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir