800’den Fazla Akademisyenden, “Gazze’de Soykırımı Önleyin” Çağrısı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 13. gününde, 800’den fazla akademisyen, İsrail tarafından Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere karşı soykırım gerçekleştirilme olasılığına karşı uluslararası topluma uyarıda bulunan bir bildiri yayınladı.

Bildiriye imza atan akademisyenler arasında, holokost ve soykırım çalışmaları uzmanları, uluslararası hukuk ve Uluslararası Hukuka Üçüncü Dünya Yaklaşımları (TWAIL) akademisyenleri yer alıyor.

‘Gazze Şeridi’nde daha önce var olan koşulların, son dönemde (şiddet ve çatışmalarda) yaşanan tırmanışın öncesinde, halihazırda soykırım tartışmalarını beraberine getirdiğini’ hatırlatan imzacılar, açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Uluslararası hukuk, çatışma ve soykırım çalışmaları akademisyenleri olarak, İsrail güçleri tarafından Gazze Şeridi’nde Filistinlilere karşı soykırım suçu işlenebileceğine yönelik uyarıda bulunmak zorunluluğudayız. Bunu bu suçun ağırlığının bilincinde olarak öyle kolayca yapmıyoruz; mevcut durum bunu talep ediyor.”

‘Akademisyenlerin yıllar içinde Gazze’daki ablukanın bir soykırımın başlangıcı ya da ağır çekim bir soykırıma eşdeğer olabileceği uyarısında bulunduğuna’ işaret eden 801 akademisyen, “Ancak İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne başlattığı mevcut askeri harekat, büyüklüğü ve şiddeti açısından, dolayısıyla Gazze toplumu için sonuçları açısında daha önce eşi görülmemiş bir durum teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.

Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de siviller de dahil İsrail’e yönelik saldırılarını hatırlatan akademisyenler, ‘Gazze şeridinin o günden bu yana İsrail güçlerinin aralıksız ve ayrım gözetmeyen bombardımanına maruz kaldığının’ altını çizdi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant’ın Gazze’ye akaryakıt, elektrik, su ve diğer temel ihtiyaçların girişini de yasaklayacak şekilde ‘topyekûn abluka’ uygulanacağını açıkladığına işaret edilen açıklamada, “Bu terminoloji, kendi içinde halihazırda yasadışı olan ve soykırımcı bir ablukanın, düpedüz yıkıcı bir saldırı olarak şiddetlenmesine işaret ediyor” denildi.

İsrailli yetkililerin 12 Ekim’de ‘bunun pek çok insan için pratikte imkansız olduğunu bilmelerine rağmen’ Gazze’nin kuzeyinde yaşayan 1,1 milyon Filistinliden bölgenin güneyine geçmesini istediğini hatırlatan akademisyenler, ‘güvenli rota’ olarak adlandırılan yolu kullanarak bölgeden ayrılmaya çalışan Gazzelilerin de İsrail’in hava saldırılarının hedefi olduğunu ve en az 70 kişinin bu şekilde yaşamını yitirdiğini kaydetti. Açıklamada ayrıca “İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’teki tüm Filistin toplumuna karşı şiddet, gözaltı, yerinden etme ve yıkım da artış gösterdi” uyarısında bulunuldu.

Savunma Bakanı Gallant’ın Filistinliler için kullandığı “Biz hayvansı insanlarla savaşıyoruz ve ona göre davranıyoruz” ifadelerini de hatırlatan imzacılar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrailli yetkililer tarafından 7 Ekim’den bu yana yapılan açıklamalara bakılırsa, Gazze’deki Filistinlilerin öldürülmesi ve yaşam için gerekli olan temel koşulların sınırlandırılmasının ötesinde, Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden ve olması muhtemel İsrail saldırılarının olası bir soykırımcı niyetle yapıldığına ilişkin emareler de var. İsrailli siyasi ve askeri figürlerin kullandığı dil, soykırım ve soykırıma teşvik ile ilişkilendirilebilecek söylem ve mecazları yeniden üretiyor gibi görünüyor. Filistinlilere yönelik insan olmaktan çıkaran tarifler yaygın.”

‘Soykırıma teşvike ilişkin kanıtların İsrail kamuoyu söyleminde de mevcut olduğunu’ kaydeden akademisyenler, “Filistinli insan hakları örgütleri, Yahudi sivil toplum grupları, Holokost ve soykırım çalışmaları akademisyenleri ve diğerleri şimdi Gazze’deki Filistinli toplumuna karşı olması yakın bir soykırım konusunda uyarıyor. Gazze Şeridi’nde soykırım yapılması konusunda ciddi bir riskin varlığının altını çiziyoruz” dedi.

“İsrail’in daha fazla soykırıma teşvikten…”

‘Devletlere soykırım suçunu önleme yönünde yasal görevleri uyarınca soykırımcı eylemleri bireysel ve toplu olarak engellemek için somut ve anlamlı adımlar atma’ çağrısında bulunan 801 akademisyen, “Filistin halkını korumalı ve İsrail’in daha fazla soykırıma teşvikten ve Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 2’nci maddesi tarafından yasaklanan eylemlerden kaçınmasını sağlamalılar” dedi.

Devletlerin Birleşmiş Milletler’in (BM) ilgili kurumlarının harekete geçmesi için bu kurumlara çağrı yapması gerektiğini de belirten imzacılar, BM’nin tüm ilgili organlarına seslenerek ‘Filistin halkını soykırımdan korumak için derhal müdahalede bulunma, gerekli soruşturmaları başlatma ve gerekli uyarı prosedürlerini başlatma’ çağrısında bulundu.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir