20 Cezaevinde 3 Ayda 3 Bin 118 Hak İhlali
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 2021 son çeyrek raporunda, 20 cezaevinde 8 ölümü de içeren toplam 3 bin 118 hak ihlali bildirdi. En çok çiğnenen haklar: İşkenceden korunma, sağlık, iletişim, beslenme, suya erişim, öz bakım ve infazda eşitlik.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, cezaevlerinden gelen başvurulara dayanarak oluşturduğu Ekim, Kasım Aralık 2021 hak ihlali raporunda Marmara Bölgesindeki cezaevleri yanı sıra toplam 20 cezaevindeki ihlalleri değerlendirdi.
Raporun kapsadığı 20 cezaevi
İHD raporunda yer verilen ihlal haberleri şu cezaevlerinden geldi: İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi, Silivri Cezaevi Kampüs Cezaevleri, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi, Edirne F Tipi, Kandıra F Tipi, Bakırköy Kadın Kapalı, Balıkesir Bandırma 1 Nolu T Tipi, Maltepe 2 Nolu L Tipi, Gebze M Tipi, Şakran Kadın Kapalı, Van F Tipi, Metris T Tipi, Bolu F Tipi, Kayseri Kadın Kapalı, Adana Kürkçüler F Tipi, Kocaeli 1 Nolu T Tipi, Urfa 2 Nolu T Tipi, Aliağa Yeni Şakran 4 Nolu T tipi, Ümraniye E Tipi ve Konya Seydişehir Kapalı Cezaevleri.
İhlal türleri
Raporun kapsadığı ihlal türleri arasında öne çıkanlar da şunlar: İşkence ve kötü muameleden korunma hakkı, sağlık hakkı, iletişim hakkı, yeterli ve sağlıklı beslenme hakkı, suya erişim hakkı, öz bakım hakkı, infazda eşitlik ilkesi hakkı.
8 yaşam hakkı ihlali, toplam 3 bin 118 ihlal
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu adına avukat Jiyan Tosun, Ümmühan Kaya ve Davut Arslan’ın sundukları raporda en çok ihlal başvurusunun olduğu cezaevleri arasında ilk sırada Silivri Cezaevi Kampüsündeki cezaevleri ve Tekirdağ Cezaevleri yer alıyor.
En çok ihlal Kasım 2021’de gerçekleşti. Toplam 89 başvurunun yer aldığı raporda, şikayetlerin 76’sı siyasi tutuklulardan geldi.
Başvurularda bir değil bir çok ihlal bildirimi yer alıyor: Ekim’de yapılan 32 başvuru içinde bin 100, Kasım’daki 33 başvuruda bin 268, Aralık’taki 24 başvuruda ise 750 ihlal yer aldı. Derneğe toplam 2 bin 540 ihlal bildirimi ulaştı.
Komisyonun da basın yoluyla tespit ettiği 578 ihlalle birlikte rapora üç aylık dönemde 3 bin 118 ihlal girdi. Bunlar arasında en vahimi 8 yaşam hakkı ihlali oldu.
Yaygın işkence
Rapora göre ihlalerin başında işkence, darp ve kötü muamele geliyor. Onları, “terör” kimliği dayatması, keyfi nedenlerle kınama ve soruşturma cezası ve zorla sevkler izliyor. Raporda verilen sayılara göre en az 85 kişi zorla sevk ettirildi. 50 kişiye işkence uygulandı ve 126 kişiye ya kınama cezası aldı ya da hakkında soruşturma başlatıldı.
Askeri nizamda sayım dayatması
Tutuklulara yönelik fiziki saldırılar arasında raporda öne çıkanlar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın, hücre aramaları, işkence, kötü muamele, ırkçı ve ayrımcı yaklaşımlar, ölümle tehdit ve hücre aramalarına polisin girmesi. Bunun yanında siyasi tutukluların “bağımsızlar” koğuşlarına geçmeye, askeri nizamda tek sıra halinde ayakta sayım vermeye zorlanmaları ve sağlık ve tedavi hakkı ve pek çok alanda ihlal raporda yer alıyor.
Çıplak arama
Bütün ihlaller arasında, üç aylık dönemde en yoğun yaşanan ihlalin çıplak arama uygulaması olduğunu ifade eden İHD Komisyonu üyeleri, “Arama sırasında mahpusun ağzının içine bakılmak istenmiş, çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla çıkarılmış, mahpuslardan diz çökmesi istenmiş bunu kabul etmeyen mahpuslar fiziki saldırıyı da aşan işkencelere uğramışlardır” dediler.
Yasa dışı uygulamaya direnenlere de görevli memura direnmekten davalar açıldığı ancak tutukluların şikayetlerinin ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararlarıyla düşürüldüğü rapordaki bilgiler arasında.
Yeni konsept ve tecrit ve “infaz yakma”
Salgınla birlikte tüm cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin “toplumsal varlık”larına yönelik yıkıcı uygulamaların yoğunlaştığına, “sohbet, çoklu sporlar” için tanınan hakların kaldırıldığına aile ve yakınları dahil dış dünyayla bağlarının ciddi olarak zayıflatıldığına dikkat çekilen raporda “mahpusların sert bir şekilde dışarıdan izole edildiği ve yanlızlaştırıdıkları” tespitine yer verildi.
Raporda şartlı salıverilme ve açık ve yarı açık cezaevlerine nakil sürelerini tamamlamış olan ‘iyi hal’ değerlendirmesi adı altında bu haklarından mahrum bırakılmaları uygulamalarının yaygınlaştığı kaydedildi. Kaldıkları koğuşlar, hesabına kim tarafından para yatırıldığı gibi öznel ve keyfi ölçütlerle, hükümlülerin cezaevinde geçirecekleri sürelerin cezaevi idarelerince tayin edilmekte olduğu belirtildi.
Komisyon üyeleri cezaevlerinde özellikle siyasi nedenlerle kalmakta olanlara yönelik “düşmanca davranış”ın yeni bir norm olarak uygulandığı konusunda alarm verdiler.
(Kaynak: bianet)