Kan Şekeri Seviyesini Korumak İçin Uzak Durulması Gereken Beş Meyve

Şeker rahatsızlığı (diyabet) olan bireyler için kan şekeri seviyesini sağlıklı bir aralıkta tutmak çok önemli. Meyveler genellikle dengeli beslenmenin besleyici bir parçası olsa da, bazıları kan şekeri seviyesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.

Haber Merkezi / İşte şeker rahatsızlığı olanların ölçülü tüketmek isteyebileceği veya tamamen kaçınmak isteyebileceği beş meyve.

Muz: Potasyum içeriğiyle bilinen muz, karbonhidrat bakımından da zengindir. Karbonhidrat, kan şekeri seviyesinde hızlı bir artışa neden olabilir. Şeker şeker rahatsızlığı olanlar muz tüketirken dikkat etmeli.

Mango: Mango, şeker ve karbonhidrat bakımından zengindir. Çok miktarda mango tüketmek kan şekeri seviyesinde hızlı bir artışa neden olabilir. Şeker şeker rahatsızlığı olanların mangoyu kontrollü olarak tüketmeleri ve genel karbonhidrat alımlarının bilincinde olmaları tavsiye edilir.

Ananas: Ananas, şeker oranı yüksek olan başka bir tropik meyvedir. Şeker şeker rahatsızlığı olanların hastalarının ananası ölçülü tüketmesi gerekir. Ananası bir protein veya lif kaynağıyla eşleştirmek, kan şekeri seviyesi üzerindeki etkisini hafifletmeye yardımcı olabilir.

Üzüm: Üzüm, lezzetli bir atıştırmalık olmasına rağmen kan şekeri seviyesini etkileyebilecek doğal şekerler açısından zengindir.

Karpuz: Sıcak havaların vazgeçilmezi karpuz, aynı zamanda şeker oranı yüksek bir meyvedir. Yüksek su içeriğine rağmen karpuzdaki şeker kan şekeri seviyesinde hızlı bir artışa neden olabilir.

Paylaşın

Kan Şekerini Düşürmek İçin Yüksek Lifli 5 Sebze

Şeker (diyabet) hastaları, kan şekeri seviyesinin yükselmemesi için beslenmesine dikkat etmesi gerekmektedir. Kan şekeri seviyesinin yüksek olduğu durumlarda, şeker hastalarının beslenmesine lif oranı yüksek gıdalar dahil edilmesi tavsiye edilir.

Haber Merkezi / Lif yönünden zengin besinler, kan şekerinin ani yükselişini engeller ve ayrıca şekerin emilim sürecini yavaşlatır. Şeker hastaları tarafından tüketilebilecek lif bakımından zengin bazı sebzeleri sıraladık.

Taze fasulye: Fasulye yüksek oranda lif içeren sebzeler arasında yer alır. Taze fasulye, protein, vitamin ve birçok mineralin yanı sıra iyi bir lif kaynağıdır.

Taze fasulye, ayrıca iyi bir demir ve kalsiyum kaynağıdır. Fasulye sadece kan şekerini düşürmede yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda kilo vermeye de yardımcı olmaktadır.

Brokoli: Brokoli, sağlık için oldukça faydalı olan sebzeler arasında gelir. Brokoli lifin yanı sıra yüksek oranda C vitamini içermektedir. A, C, E, K ve B12 vitaminleri de brokolide bulunmaktadır.

Ayrıca brokolide bulunan fitokimyasallar kan şekeri seviyesini düşürmeye yardımcı olmaktadır.

Lahana: Lahana, lif açısından zengin olduğu için şeker hastalarının beslenmesinin bir parçası olması tavsiye edilir. Lahana, aynı zamanda uzun süre tokluk hissi verdiği için kilo vermeye de yardımcı olmaktadır.

Havuç: Havuç, yüksek lif oranı nedeniyle şeker hastalarının beslenmesine dahil edilmesi tavsiye edilen bir diğer sebzedir. Havuç ayrıca A, C ve K vitaminleri açısından da zengindir.

Kabak: Şeker hastaları, kan şekeri seviyesini kontrol altına tutmak için kabak tüketebilir. Kabak, aynı zamanda kilo vermeye de yardımcı olmaktadır.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Şeker Hastaları Saç Dökülmesini Nasıl Engelleyebilir?

Şeker (diyabet) hastalığı, kan şekeri seviyesi ile karakterize kronik ve metabolik bir rahatsızlıktır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre; Şeker hastalığı zamanla, gözler, kalp, böbrekler, kan damarları ve sinirler üzerinde ciddi hasarlara neden olan bir sağlık sorunudur.

Haber Merkezi / Peki şeker hastalığı, saç dökülmesini nasıl etkiler?

Kafa derisine kan akışı arttığında, saçların büyüme oranı da artar. Ancak, yüksek kan şekeri seviyesi kan damarlarına zarar verebilir ve bu durum kafa derisine giden kan akışını azaltabilir. Saç kökleri sağlıklı büyüme için gerekli olan besin ve oksijenden mahrum kalabilir.

Şeker hastalığı, hormonal dengesizliklere neden olabilir. Bu durum, saç dökülmesini hızlandırabilir. Örneğin, aşırı insülin ve androjen hormonları saç dökülmesini tetikleyebilir.

Şeker hastalığı, kronik iltihaba neden olarak saç köklerine zarar verebilir ve saç dökülmesini hızlandırabilir. Ayrıca, şeker hastalığı yönetilmesi zor ve stresli bir hastalıktır. Stres, saç dökülmesini hızlandırabilir.

Şeker hastalığına bağlı saç dökülmesini önlemenin yolları

Kan şekeri seviyesini sağlıklı bir aralıkta tutmak genel sağlık için önemlidir ve saç dökülmesini önlemeye yardımcı olabilir. Bu nedenle, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve gerekli ilaçları içeren bir plan için doktorla birlikte çalışma tavsiye edilir.

Şeker hastaları beslenme yetersizliklerine yatkın olduklarından, beslenmelerine besin açısından yoğun gıdaları dahil etmeleri önerilir. Gerektiğinde takviye de düşünülebilir.

Vücuttaki iltihaplanmayı azaltarak, saç dökülmesini önlemek için de adımlar atılmalı: Antiinflamatuar beslenme, düzenli egzersiz ve stresin yönetilmesi.

Saç dökülmesine katkıda bulunan hormonal dengesizlikleri gidermek için doktora danışılmalı.

Şeker hastalığı ile ilişkili saç dökülmesini önlemeye yardımcı olabilecek topikal tedaviler ise her zaman denenebilir. Örneğin, minoksidil…

Tüm şeker hastalarında saç dökülmesi görülmez. Saç dökülmesinin altında yatan başka nedenler de olabilir. Saç dökülmesinin altta yatan nedeni bulmak ve doğru tedavi seçeneklerini uygulamak için doktorla konuşmak her zaman en iyisidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Şeker Hastalığına İyi Gelen 5 Sebze

Sağlık açısından oldukça faydalı olan sebzeler, hastalıklardan korunmayı sağlayan birçok doğal besin içerir. Sağlıklı olmak için kadınların günde 2 ila 3 bardak, erkeklerin ise günde 3 ila 4 bardak sebzeye ihtiyacı vardır.

Haber Merkezi / Bazı sebzeler diyabet hastaları (şeker hastalığı) için çok daha faydalı olabilir. Diyabet hastaları, bu sebzeleri tüketerek kan şekerini kontrol altına alabilir. Diyabet hastalığına iyi gelen 5 sebze:

Salatalık

Çoğu kişi, yaz aylarında salatalık yemeyi sever, salatalık vücudun nemli kalmasını sağlayan çok miktarda su içerir. Salatalıkta bulunan su içeriği, şeker seviyesini kontrol etmeye yardımcı olur. 2022 yılında yapılan bir araştırmada, salatalık yemenin şeker hastalığı dışında vücutta oluşan iltihaplardan kurtulmayı yardımcı olduğu tespit edilmiştir.

Ispanak

Diyabet hastaları, mutlaka ıspanak tüketmelidir. Yapılan bir araştırma, ıspanağın tilakoid adı verilen ve insülin duyarlılığını artıran bir zar içerdiğini ortaya koymuştur. Bu zar şeker seviyesini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Ayrıca ıspanak suyu da çok faydalıdır.

Lahana

Lahana sağlık açısından oldukça faydalı bir sebzedir. Bu sebze diyabet hastaları için çok faydalı kabul edilir. Lahana, kan şekerini düşürmeye yardımcı olan çok miktarda lif içerir. Lahana ayrıca, sindirim sistemini de iyileştirir.

Domates

Domates, kan şekerini düşürmede yardımcı olan likopen antioksidan içerir. Domates ayrıca, bağışıklığa iyi geldiği düşünülen C vitamini açısından zengindir. Domatesin kalp sağlığına da iyi geldiği kabul edilir.

Bamya

Bamya, sağlık açısından oldukça faydalı bir sebzedir. Birçok çalışma, bamyanın kan şekerini düşürmeye yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur. Bamya, şeker emilimini yavaşlatan lif içermektedir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Şeker Hastaları Beyaz Pirinç Yiyebilir Mi?

Beyaz pirinci yüksek tip 2 diyabet riski ile ilişkilendirilirken, yayınlanan yeni bir araştırma bunun tam tersini söylüyor. Araştırma, beyaz pirinç tüketiminin daha yüksek tip-2 diyabet riski ile ilişkili olmadığını ortaya koydu.

Haber Merkezi / En temel gıdalarından biri olan beyaz pirincin şeker hastalarının beslenmesine dahil edilip edilmeyeceği konusunda yoğun bir tartışma var.

İşlenme yoluyla elde edilen beyaz pirincin glisemik indeksi yüksektir. Bu yüzden beyaz pirinç daha yüksek tip 2 diyabet riski ile ilişkilendirilmiştir. Yayınlanan bir araştırma bunun tam tersini söylüyor.

Singapur Ulusal Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen bir araştırma, beyaz pirinç tüketiminin daha yüksek tip-2 diyabet riski ile ilişkili olmadığını ortaya koydu.

Beyaz pirinci diğer besinlerle doğru miktarda tüketmek şeker hastalarında durumu ağırlaştırmaz. Bununla birlikte, beyaz pirinci fazla tüketmek, tip 2 diyabet riskini artırabilir.

Şeker hastaları beslenmelerine beyaz pirinci eklemeden önce mutlaka bir sağlık uzmanıyla konuşmalıdır.

Dr. Sonia Gandhi, şeker hastası olan bir kişi için günlük toplam kilokalorisinin yüzde 40-45’inin karbonhidratlardan karşılanması gerektiğini söyledi. Buda şeker hastası bir kişi en az 30 gram pirinç tüketebileceği anlamına geliyor.

Porsiyon göre 30 gram pirinç, 20 gram karbonhidrat sağlar. Karbonhidratlar şeker hastaları için gram olarak reçete edilir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir.

Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Öğlen Egzersizleri İle Diyabeti Kontrol Altına Alın

Doktorlar, diyabet (şeker hastalığı) hastalarının doğru egzersiz ve doğru beslenme ile şeker seviyesini kontrol altına alabileceğini belirtiyorlar. Yapılan yeni bir araştırma bunu doğruluyor.

Haber Merkezi / Araştırmacılar, öğleden sonra aktif olmanın diyabetli kişilerde kan şekeri seviyesini kontrol etmeye yardımcı olduğunu buldular.

Araştırmayı yürüten bilim insanları, öğleden sonra aktif olanların kan şekerini günün diğer saatlerinde aktif olanlara göre daha iyi kontrol ettiğini söylediler.

Dünyanın en iyi diyabet araştırma merkezlerinden ABD’deki Jaslin Diyabet Araştırma Merkezi’nden bilim insanları, aktif kalma süresinin özellikle kan şekeri seviyesini etkileyip etkilemediğini incelediler.

Araştırma için 2.400 kişi seçildi ve fiziksel aktivitelerini ölçen bir cihazı bellerine takmaları talimatı verildi. Araştırmaya katılan denekler 4 yıl boyunca takip edildi.

Araştırma, öğleden sonra fiziksel olarak aktif olanların, kandaki şeker seviyesini kontrol etmede diğerlerine göre daha başarılı olduğunu buldu.

Egzersizin diyabet hastaları için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyan araştırmada, bazı deneklerin şeker seviyesini kontrol altında tutmak için ilaç kullanmayı bıraktığı da belirtildi.

Paylaşın

Gebelikte Kovid 19 Çocuklarda Obezite Riskini Artırabilir

Yeni yapılan bir araştırma, hamilelik sırasında yeni tip koronavirüse (Kovid 19) yakalanan annelerin çocuklarında obezite gelişme olasılığının daha yüksek olabileceğini ortaya koydu.

Haber Merkezi / Araştırma hamilelik sırasında Kovid 19’a yakalanan annelerden dünyaya gelen 150 çocuk üzerinde yapıldı.

Araştırma, bu çocukların, anneleri doğum öncesi Kovid 19 olmayan 130 çocuğa göre daha düşük doğum ağırlığına sahip oldukları ve yaşamın ilk yılında daha fazla kilo aldıklarını ortaya koydu.

Bu durum, hamilelik sırasında Kovid 19’a yakalanan annelerden dünyaya gelen çocukların, obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar geliştirme riskinin daha yüksek olabileceğini ortaya koydu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Massachusetts Hastanesi’nden Lindsay T Fourman, “Bulgularımız, anne karnında Kovid-19’a maruz kalan çocukların, erken yaşlarda obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalık risklerini artırabilecek bir büyümeye sahip olduğunu gösteriyor” dedi.

Fourman, ayrıca, Kovid 19’un hamile kadınlar ve çocukları üzerindeki etkilerini anlamak için hala çok sayıda araştırmaya ihtiyaç olduğunun söyledi.

Doktor Andrea G Edlow ise, bulgularımız, anne karnında anne Kovid 19 enfeksiyonuna maruz kalan çocukların uzun vadeli takibinin yanı sıra hamile bireyler arasında Kovid 19 önlemenin yaygın şekilde uygulanmasının önemini vurguladı.

Massachusetts Hastanesi araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Araştırma sonuçlarını doğrulamak için daha uzun takip süresi olan daha büyük çalışmalara ihtiyaç var” ifadelerine yer verdi.

Araştırma ilk olarak Endokrin Derneği’nin Klinik Endokrinoloji ve Metabolizma Dergisi’nde yayınlandı.

Paylaşın

Yeşil Çay Şeker Hastalarına İyi Gelir mi?

Şeker hastalığı (Diyabet), pankreas insülin üretemediğinde veya vücut üretilen insülini kullanamadığında ortaya çıkan kronik bir durumdur. İnsülin hormonu, besinlerde bulunan ve bir şeker olan glikozun vücut hücrelerine girmesi için anahtar görevi görür. Glikoz, hücrelerde enerjiye çevrilir.

Haber Merkezi / Tip 2 diyabetliler genellikle insülin direnci yaşarlar; bu, hücrelerin insüline daha az yanıt verdiği ve sağlıklı kan şekeri düzeyini korumayı zorlaştıran bir durumdur.

Araştırmalar, yeşil çayın, kan şekeri seviyesini düşürmeye, insülin duyarlılığını artırmaya ve tip 2 diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.

Yeşil çay ayrıca kilo vermeye ve kardiyovasküler sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Araştırmalar , bazı kanser türlerinin riskini bile azaltabileceğini gösteriyor. Şeker hastalığı olanlar veya genel sağlıklarını iyileştirmek isteyenler yeşil çayın faydalarını göz ardı edemezler.

Yeşil çay şeker hastalarına iyi gelir mi?

Kandaki şeker miktarının yönetimi, şeker hastaları için en önemli önceliktir. Şeker hastalığını etkili bir şekilde yönetmek için ne yediğiniz ve içtiğiniz çok önemli.

Tüketilen yiyeceklerin çoğu ya kalorisiz olmalı ya da minimum kaloriye sahip olmalıdır. Yeşil çay, bu gereksinimi karşılamak isteyenler için ideal bir içecektir. Araştırmalar, yeşil çayın şekersiz ve az kalorili polifenoller, flavonoidler ve antioksidanlar içerdiğini söylüyor.

Yeşil çay, antioksidan ve antiinflamatuar özellikleri nedeniyle de faydalıdır. Bu özellikler, hücrelerin şeker hastalığı gelişimine yol açabilecek hasar ve iltihaplanmadan korunmasına yardımcı olur.

Araştırmalar ayrıca yeşil çayın glikoz metabolizmasını olumlu yönde etkileyen kateşinler içerdiğini gösteriyor. Araştırmalar, ayrıca, düzenli yeşil çay tüketiminin tip 2 diyabet geliştirme riskinin daha düşük olması ile ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Yeşil çay için en iyi zaman

Yeşil çay, şeker hastaları için oldukça faydalı bir içecektir. Bu, çaydaki bir kateşin olan epigallocatechin gallate (EGCG) varlığından kaynaklanır. Araştırmalar , EGCG’nin insülin duyarlılığını artırabildiğini ve kan şekeri düzeyini azaltabildiğini göstermiştir.

Yeşil çay, kan şekerini düzenlemeye ve enerjiyi artırmaya yardımcı olabileceğinden, şeker hastalarının sabahları veya öğün aralarında yeşil çay içmeleri faydalarınadır.

Bununla birlikte, yeşil çayın bir miktar kafein içerdiğini ve bazı kişilerde kan şekerinin yükselmesine neden olabileceği unutulmamalı.

Ayrıca yemeklerle birlikte yeşil çay tüketmek besinlerden alınan demir emilimini azaltabilir. Bu nedenle, kan şekeri düzeyini izlemek ve sağlık uzmanına danışarak beslenme ve ilaçları ayarlamak çok önemlidir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Kan Şekerini Düşüren 10 Süper Gıda

Beslenme, şeker hastalığının yönetiminde ve kontrol altında tutulmasında hayati bir rol oynamaktadır. Şeker hastalığına sahip bir kişinin beslenmesi, ideal vücut ağırlığını korumak ve kan şekeri seviyesini gereken miktarda tutan gıdalardan oluşmalıdır. 

Haber Merkezi / Sağlıklı kan şekeri seviyesi için aşağıdaki yiyecekler beslenme rutinine dahil edilebilir:

Chia tohumu

Chia tohumu, zengin bir antioksidan, omega-3 yağ asitleri, lif ve magnezyum kaynağıdır. Bunlar, tip 2 diyabet riskini ve diyabetin komplikasyonlarını azaltmak için çok önemli bileşenlerdir.

Kabak çekirdeği

Kabak çekirdeği zengin bir magnezyum, lif ve sağlıklı yağ asitleri kaynağıdır. Yetişkinlerin kan şekerini kontrol altında tutmak için kabak çekirdeği tüketmeleri tavsiye edilir.

Kuruyemiş

Kuruyemişler sağlıklı bir lif, protein ve sağlıklı yağ kaynağıdır. Kuruyemişlerdeki çözünür ve çözünmez lifler, kan şekeri seviyelerini iyileştirmeye, kolesterolü düşürmeye ve diyabetin komplikasyon riskini düşürmeye yardımcı olabilir.

Tam tahıllı ekmek

Kepekli tahıllar daha yüksek protein ve besin içeriğine sahiptirler. Ayrıca mineraller, vitaminler ve antioksidanlar açısından da zengindirler. Araştırmalar, tam tahıllı ekmeğin, obez kişilerde kan şekeri seviyesini iyileştirdiğini ortaya koymuştur.

Tarçın

Araştırmalar, tarçının şeker hastalığı olan kişilerde kan şekeri seviyesini düşürmeye yardımcı olduğunu göstermiştir.

Domates

Domates, düşük glisemik indeksi (GI) ve yüksek lif içeriği olan gıdalardan biridir, uzun süre tokluk hissi verir. Araştırmalar, günde 1-2 orta boy domates tüketmenin şeker hastalarında 8 hafta sonra tansiyonu düşürdüğünü göstermiştir.

Çilek

Çilek, iyi bir C vitamini ve antioksidan kaynağıdır. Doktorlar, çilek tüketmenin şeker hastalığının beyin ve böbrek komplikasyonlarını azalttığını söylüyorlar.

Avokado

Avokado, iyi bir sağlıklı yağ, vitamin, lif ve mineral kaynağıdır. Araştırmalar, sağlıklı yağlar içeren yiyeceklerin tokluğu artırdığını ortaya koymuştur. Sağlıklı yağları tüketmek, karbonhidrat sindirimini azaltır ve böylece sabit bir kan şekeri seviyesi sağlar.

Zencefil

Bitki bazlı bir gıda olan zencefil, yüksek oranda antioksidan içeriğine sahip olduğu için anti-inflamatuar gıda da denir. Anti-inflamatuar gıdalar, iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olur. Bu da şeker hastalığı gibi hastalıkların semptomlarını ve uzun vadeli risklerini tedavi etmede yardımcı olabilecekleri anlamına gelir.

Yeşil yapraklı sebzeler

Yapılan son araştırmalara göre, düşük potasyum alımı, daha yüksek şeker hastalığı riski ve komplikasyonları ile ilişkilendirilmiştir. Yeşil yapraklı sebzeler, iyi birer potasyum kaynağı olarak kabul edilir.

Not: Sunulan bilgilerin amacı herhangi bir hastalığı teşhis veya tedavi etmek, iyileştirmek veya önlemek değildir. Tüm bilgiler yalnızca genel bilginize yöneliktir, tıbbi tavsiye veya belirli tıbbi durumların tedavisinin yerine geçmez. Uygulamadan önce bu bilgileri doktorunuzla görüşün.

Paylaşın

Kilo Verme Ameliyatı Nedir, Nasıl Yapılır? Türleri

Bariatrik veya metabolik cerrahi olarak da adlandırılan kilo verme ameliyatı, obez ve aşırı kilolu kişiler için bir tedavi seçeneği olarak kullanılır. Ameliyat önemli kilo kaybına yol açabilir ve tip 2 diyabet veya yüksek tansiyon gibi obezite ile ilgili birçok durumu iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Haber Merkezi / Ancak, bu büyük bir operasyondur ve genellikle sadece diyet ve egzersizle kilo vermeye çalıştıktan sonra doktorunuzla görüştükten sonra düşünülmelidir.

Kimler kilo verme ameliyatı olabilir?

Belirli kriterleri karşılıyorsanız ameliyat için uygun olabilirsiniz. Bunlar;

  • Yüksek vücut kitle indeksiniz (BMI) (40’ın üzerinde) veya BMI’niz 35’in üzerinde ve kilo vermeniz durumunda düzelebilecek obezite ile ilgili bir durumunuz varsa, örneğin tip 2 diyabet veya yüksek tansiyon
  • Diyet ve egzersiz gibi diğer tüm kilo verme yöntemlerini denediniz, ancak kilo vermekte zorlandınız
  • Ameliyattan sonra sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri yapmak, uzun süreli multivitaminler almak ve düzenli kontrollere katılmak gibi uzun süreli takibi kabul ediyorsanız
  • Sigara içmiyorsanız veya en az 3-6 ay önce sigarayı bıraktıysanız
  • Doktorunuz kriterler hakkında sizinle daha detaylı konuşacaktır. Kilo verme ameliyatının sizin için doğru seçenek olup olmadığı konusunda sizi bilgilendirecektir.
  • Çoğu kilo verme ameliyatı başarılı olsa da, riskleri ve öncesinde ve sonrasında ne bekleyeceğinizi anladığınızdan emin olmalısınız.

Kilo verme ameliyatının türleri nelerdir?

Tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi): Bu ameliyat, midenizin dış dörtte üçünü çıkarır, böylece mideniz öncekinden çok daha küçüktür. Midenin geri kalanı uzun bir mide tüpü veya ‘kol’ şeklinde şekillendirilir. Bu, daha az yemek yiyeceğiniz ve daha çabuk tok hissedeceğiniz anlamına gelir.

Roux-en-Y gastrik baypas (mide bypass): Gastrik bypass, midenizin üst kısmında küçük bir kesenin yapılmasıdır. Kese daha sonra ince bağırsağınıza bağlanır, midenin geri kalanı atıl duruma düşer. Bu, daha az yemek yiyeceğiniz ve daha çabuk tok hissedeceğiniz ve yediğiniz yiyeceklerden daha az kalori almanız anlamına gelir.

Anastomoz gastrik baypas: Bu Roux-en-Y baypasına benzer, ancak bağırsağın sadece 1 değil 2 birleşimini gerektirir. Bu, daha az yediğiniz ve daha az kalori aldığınız anlamına gelir.

Ameliyattan sonra ne olur?

Ameliyat tek başına kilo kaybına yol açmaz. Yeme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz, günlük fiziksel aktivitenizi artırmanız gerekmektedir.

Ameliyattan uzun bir süre sonra bile sorunlar olabilir. Sorunlar:

  • Ameliyatın kendisi, prosedüre bağlı olarak, örneğin sızıntı, darlık, reflü veya fıtık yaşayabilirsiniz. Başka bir ameliyat gerekebilir.
  • Hayati vitamin ve minerallerin eksikliği. Bunu önlemek için hayatınızın geri kalanında takviyeler almanız gerekebilir.
  • Yaşadığın en büyük değişiklik. Çevrenizdeki insanların sizinle ilişki kurma şeklindeki değişikliğe uyum uzun bir süre alabilir.
Paylaşın