Gaziantep Zooloji ve Doğa Müzesi

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Burç Ormanları içerisinde 1000 dönümlük bir alan üzerinde kurulan Doğal Hayatı Koruma Alanı ve Hayvanat Bahçesi Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en büyük, Avrupa’nın üçüncü, Dünyanın ise dördüncü büyük hayvanat bahçesidir.

Gaziantep Hayvanat Bahçesi toplamda 325 tür ve 7.100 adet hayvanıyla yalnız Gaziantep’e değil tüm bölgeye ve Türkiye’ye hizmet etmektedir.

Türkiye’ de bir Hayvanat Bahçesi içerisinde ilk ve tek olan, 750 m2’lik bir alan üzerinde kurulmuş olan Gaziantep Zooloji ve Doğa Müzesi, zamanın dondurulduğu fantastik bir dünyanın kapılarını bizlere açarak, milyonlarca yıl önce yaşamış nesli tükenmiş ve tükenmekte olan hayvanlar ile varlığını geçmişten günümüze kadar zamana tanıklık edip sürdüren ve doğayı paylaştığımız yüzlerce hayvan tür ve örneğini yakından görme ve tanıma imkânını ziyaretçilere sunmaktadır.

Gaziantep Zooloji ve Doğa Müzesi’nde; memelilerden sürüngenlere, kanatlılardan deniz hayvanlarına kadar toplam 550 tür olmak üzere 700 adet hayvan örneği ile tarihin derinliklerinde kalmış nesli tükenmiş birbirinden önemli hayvan iskeletleri sergilenmekte ve meraklılarıyla buluşturulmaktadır.

Yeryüzündeki ilk memelimsilerden olan Pelikozorların en ünlü etçil örneği olan Dinazor Ailesinin öncülerinden Dimegrodon, 150 milyon yıl önce yaşamış ve Dünyaya hükmetmiş dinazorlardan Therex, Kedigiller Ailesinden memeli türlerin kâbusu 10 bin yıl önce nesli tükenmiş Kılıç Dişli Kaplan, MÖ 1700 yıllarında yaşamış Filgiller Familyasının nesli tükenmiş cinsi olan Mamut, soyunu sürdürebilmiş ve filden sonraki en iri kara hayvanı olan Gergedan ve Balina’nın 33 milyon yıl önce yaşamış atalarından olan Dorudon Gaziantep Zooloji ve Doğa Müzesinde sergilenmektedir.

Gaziantep Zooloji ve Doğa Müzesi’ndeki teşhir oluşturulurken hiçbir canlıya zarar vermeden, doğada ve Hayvanat Bahçesinde fizyolojik ömürlerini tamamlamış olan hayvanlara, uzmanlar tarafından Tahnit Sanatı yöntemi uygulanmıştır. Hayvanlar avlanırken, av olurken, beslenirken ve uçarken yaşam alanlarındaki duruş ve pozisyonları göz önüne alınarak gerçekçi kompozisyonlar şeklinde teşhir edilmektedir.

Müze, vahşi doğadan enstantanelerin canlandırılmasıyla gerçeği aratmamaktadır. Ötücü kuşlar, yırtıcı kuşlar ve perde ayaklılar gibi türlerden oluşan 187 kanatlı hayvan doğal yaşam alanları yeniden canlandırılarak sergilenmektedir.

Su altı dünyasından 55 deniz canlısı kurutma işlemi ile vücut bütünlüğü korunarak ziyaretçilerin ilgisine sunulmuştur. Yılan, Timsah, Varan ve Balıklardan oluşan 60 hayvan örneği bilimsel yöntemler kullanarak koruyucu bir sıvı ile dolu kavanoz içinde gerçekliğinden ödün vermeden teşhir edilmiştir.

Gaziantep kısa tarihi

Tarih boyunca Anadolu’da kurulan ve Anadolu’ya egemen olan tüm devletler için önemli bir merkez olmuştur. Gaziantep, Roma İmparatorluğu zamanında bir sınır şehri idi. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Bölge; Doğu Roma İmparatorluğu ( Bizans ) sınırları içerisinde kalmıştır. İslamiyet’in yayılmasından itibaren bölge, İslam ordularının akınına uğramıştır. Gaziantep, Bizans’ın bir uç şehri haline gelerek stratejik bir konuma girmiştir. Bizans bölgeyi kaybetmemek için özel önem vermiştir.

Bölge zaman zaman Araplarla Bizanslılar arasında el değiştirmiştir. Abbasi Halifesi Harun Reşid, 782 yılında bölgeyi fethederek ‘Avasım’ şehri haline dönüştürdü. Bölge 1067 yılında Türklerin egemenliğine girdi. Bu tarihten sonra Gaziantep ve çevresi Anadolu Selçuklu Devleti ile Suriye Selçukluları egemenliğinde yer aldı. Haçlı Orduları 1098 yılında bölgeyi işgal ettiler. Gaziantep, önce Edessa ( Urfa ) Kontluğuna bir müddet sonra da Maraş Senyörlüğüne bağlandı. Bölge 1150 yılında Haçlılardan kurtarılarak tekrar Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlandı.

Ancak bölgede istikrar sağlanamadı. Bölge Anadolu Selçukluları ile Suriye’de kurulan Atabeyliklerin çatışma alanı oldu. Bölge 1258 yılında Moğolların istilasına uğradı. Memlûk Devleti, 1260 yılında Gaziantep’i Moğol istilasından kurtararak sınırları içine aldı. Memlûkların sınır şehri olan Gaziantep, bu defa da Maraş’ta kurulan Dulkadir Beyliği’nin almak için mücadele ettiği bir şehir haline geldi. XIV. yüzyılın sonlarında başlayan bu mücadele bölgeye Osmanlıların gelmesine kadar devam etti.

1516 yılında Gaziantep’e gelen Yavuz Sultan Selim bölgeyi Arap Eyaletine bağlı bir sancak merkezi yaptı. Gaziantep 1531 yılında Dulkadir Beylerbeyliği’ne (Maraş Eyaleti) bağlandı. Bu durum 1830 tarihine kadar devam etti. Ancak 1818-1830 yılları arasında Antep Sancağının vergi gelirleri Halep Eyaletine tahsis edildi. 1830 yılında Antep kaza merkezi yapılarak Halep Eyaletine bağlandı.

Antep, kısa bir dönem Mısır Hidivliği tarafın­dan işgal edildiyse de tekrar Osmanlı yönetiminde Halep Eyaletine bağlandı. Antep, 1908 yılında yapılan idari düzenlemede sancak merkezi oldu. 1913 yılında Kilis ve Halfeti Antep Sancağına bağlandı. 1918 tarihinde Halep’in İngilizler tarafından işgal edilmesi üzerine bağımsız sancak oldu.

Cumhuriyetin ilanından sonra, 1924 yılında tüm sancaklar kaldırılarak il statüsüne dönüştürüldü. 1926 yılında Halfeti ilçesi bucak merkezine dönüştürülerek Şanlıurfa iline, buna karşılık Nizip bucağı ilçe yapılarak Gaziantep’e bağlandı. 1933 yılında Kahramanmaraş ilinden Pazarcık ile Osmaniye ilinin kaldırılması sonucu buraya bağlı İslahiye ilçesi Gaziantep’e bağlandı.

Bir müddet sonra Pazarcık ilçesi tekrar Kahramanmaraş iline bağlandı. 1946 yılında Oğuzeli ilçesi, 1957 yılında ise Araban ve Yavuzeli ilçeleri kurularak Gaziantep’e bağlandı. 1989 yılında Büyükşehir Belediyesi kurularak, Merkezde Şahinbey ve Şehitkamil ilçeleri oluşturulmuştur. 1991 yılında Nizip İlçesi’nden Karkamış, İslahiye İlçesi’nden Nurdağı ayrılarak ilçe olmuştur. 1995 yılında Oğuzeli ilçesine bağlı Elbeyli Bucağı ve köy­leri Kilis iline bağlanmıştır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir