Çorum: Alacahöyük Müzesi ve Ören Yeri

Alacahöyük Müzesi ve Ören Yeri; Çorum’un Alaca İlçesi, Alacahöyük Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. Hititler’in önemli bir kültür ve sanat merkezi olan ve 1935 yılında başlayan kazılarda 4 uygarlık açığa çıkarılmıştır. 

Alacahöyük 1. uygarlık katı; Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı dönemleri ile temsil edilmektedir. 1. kültür katta, Geç Frig çağında höyüğün her yanı iskân edilmiştir. Bu katta küçük evlerden oluşan yerleşimler bulunmuştur.

Alacahöyük 2. uygarlık katı; mabed, büyük yapılar, özel-blok evler, sokaklar, büyük küçük su kanalları, şehir suru, biri kabartmalı ortastadlarla süslü sfenkslerden oluşmaktadır. Kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmiş olan Sfenksli Kapı’nın genişliği 10 metredir ve büyük mabedin anıtsal geçididir.

Alacahöyük 3. uygarlık katı; Eski Tunç Çağı’dır. (MÖ 2500-2000) Hitit kültürüne kaynaklık eden kültürlerin önde geleni olan yerli Hatti Uygarlığı’nın aydınlanmasında çok katkıları olan Alacahöyük Eski Tunç Çağı hanedan mezarları, bu çağın en önemli buluntularıdır. İntramural mezarlar özel olarak ayrılmış bir alanda toplanmıştır. Dört yanı taşla örülmüş dikdörtgen mezarlar ahşap hatıllarla (kiriş) kapatılmış, damları üzerine kurban edilmiş sığır başları, bacakları yerleştirilmiştir. Altın, gümüş, elektrum, bakır, tunç, demir ve değerli taşlardan oluşan zengin ölü hediyeleri onların hanedana ait olduklarını göstermektedir. Çoğu altın, gümüş kapların dövme, dökme, kakma teknikleri, altın mücevheratın ince süsleri uzun bir gelişmenin ürünleridir.

Alacahöyük 4. uygarlık katı;  Geç Kalkolitik Çağ’ı yani ana toprak üzerine kurulmuş ilk uygarlığı yansıtmaktadır.

Alacahöyük Kral Mezarları

Alacahöyük ziyaretçilerini binlerce yıllık konukseverlikle karşılayan anıtsal sfenksler, kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmişlerdir. Sfenksli Kapı’nın iki yanındaki söve blokları sfenks görünümünde yontulmuştur. Sfenkslerin yer aldığı bu iki kulenin iç ve dış yüzleri kabartmalı orthostatlarla süslenmiştir. Batıdaki kuledeki kabartmalarda görülen boğa figürü, “Göklerin Fırtına Tanrısı”nı sembolize etmektedir. Yerleşime ait temelleri ve diğer buluntularıyla Hitit mimarlığına ve sanatına ışık tutan Alacahöyük’ün en önemli buluntuları kraliyet mezarlarıdır. Kenarları taşla örülmüş mezarlar, ahşap hatıllarla kapatılmış, damları üzerine kurban edilen sığırların başları ve bacakları yerleştirilmiştir. Prens ve prenseslere ait olduğu düşünülen ve Eski Tunç Çağı’na tarihlenen bu 13 mezarda, süs eşyaları, güneş kursları, geyik ve boğa heykelleri, kama, kılıç, balta gibi savaş aletleri ile pişmiş toprak, taş, altın, gümüş, tunç, bakır ve elektrondan yapılmış eserler ve süs eşyaları bulunmuştur.

Alacahöyük Müzesi

Alacahöyük’te ilk yerel müze, 1940 yılında açılmıştır. 1982 yılında örenyeri içerisindeki binasına taşınan müze 2011 yılında yeniden düzenlenmiştir. 1935 yılında başlayan Alacahöyük kazılarında açığa çıkartılan eserler, kazı başkanlarının adlarının verildiği salonlarda sergilenmektedir. Hamit Zübeyr KOŞAY salonundaki duvar panolarında Alacahöyük kazılarının Türk arkeolojisindeki yeri ve önemi anlatılmaktadır. Kazı tarihçesinin anlatıldığı vitrinde ise kazı malzemeleri ve Alacahöyük kazısına ait bilimsel yayınların bir kısmı teşhir edilmektedir. Alacahöyük kazısında elde edilen Kalkolitik, Eski Tunç Çağı ve Hitit dönemine ait eserler Remzi Oğuz ARIK salonunda, Hitit ve Frig dönemine ait eserler ise Mahmut AKOK salonunda sergilenmektedir.

Atatürk’ün emriyle Türk Tarih Kurumu adına 1935 yılında R.O. Arık yönetiminde başlamıştır. Alacahöyük kazısı, Türkiye’nin ilk ulusal kazılarındandır.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir